BİTLİS - Vakfın kuruluş amacı, medreselerin konumu ve zeki çocukların medreselere kazandırma projelerinin anlatıldığı istişare toplantısı, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. MEDAV Genel Sekreteri Nizamettin Yakışık’ın Arapça, Kürtçe ve Türkçe olmak üzere üç dilde sunuculuğunu yaptığı toplantıya farklı bölgelerden yaklaşık 200 Müderris katıldı.

Şeyh Taha Medresesi’nde gerçekleştirilen istişare toplantısının açılış konuşmasını ev sahipliğini yapan Mehmet Emin Seydagil ve medrese müderrisi Abdürrahman Seydagil yaptı.

Açılış konuşmasının ardından MEDAV Genel Koordinatörü Prof. Dr. M.Halil Çiçek, Türkiye’deki resmi kurumların İslam âlimi yetiştirmekten uzak olduğunu belirterek, ümmete dini konularda rehberlik edecek âlimlerin, İslam tarihinde olageldiği gibi, ancak medreselerde yetiştirilebileceğini söyledi.

Medreselerin asrın ihtiyaçlarına göre yeniden dizayn edilmesi gerektiğini belirten Çiçek, “Medrese müfredatı asrın imkânları ve şartlarına uygun şekilde yeniden düzenlemeye ve dinamizme edilmesi gerekir. Medreselerin eskiden olduğu gibi halka İslamı yeniden tebliğ etmesi, âlimlerin halkın içinde olması gerekir. Bunun olabilmesi için de medreselerin eski işlevlerini kazanması ve daha ön planda olması gerekiyor.” dedi.

İslam âlimlerinin ancak medreselerde yetiştirebileceğini belirten, MEDAV Vakfı Başkanı Tayip Elçi ise, imam hatiplerin ve ilahiyat fakültelerinin bu görevi yerine getiremeyeceğini ifade etti.

“Zeki çocukların medreselere kazandırılması gerekir”

Medreselere zeki çocukların kazandırılması gerektiğini vurgulayan Elçi, “Milletimiz bugüne kadar dilini, kültürünü, gelenek ve göreneklerini tüm zorluklara rağmen unutmadıysa bugüne kadar bunu sürdürebiliyorsa bunda medreselerin çok büyük bir rolü vardır. Medreselerde birçok çocuk okumaktadır. Ancak genellikle zeki olan çocuklar medreselere gelmemektedir. Aileler yaramazlık yapan, normal okullarda başarılı olmayan veya çeşitli konularında başlarına bela olan çocuklarını medreseye gönderirler. Elbette bu çocukların ıslah edilmesi ve belli bir eğitimden geçmesi gerekir, ancak bir kişinin âlim olabilmesi için de zeki olması gerekir. Çünkü tüm âlimler aynı zamanda da zekidirler. Yine aynı zamanda âlimler medreselerden çıkar. İmam Hatip ve ilahiyat fakülteleri çok faydalı kurumlar, ancak buralardan çok nadir böyle büyük âlimler çıkar.” dedi.

“Medreselerin İslamiyet’te büyük rolü var”

Programda konuşan Muş İl Müftüsü Recep Uzun, medreselerin İslamiyet’te büyük rolünün olduğunu belirterek, birçok medrese âliminin böyle bir toplantıda bir araya gelmesinin oldukça sevindirici olduğunu söyledi.

Vakfın hedefleri:

Konuşmaların ardından Vakıf üyelerinden Norşin Medrese Müderrislerinden Şeyh Abdülkerim Çevik, vakfın hedef ve gayelerini açıkladı.

Çevik, Vakfın hedef ve gayelerini maddeler halinde şöyle özetledi:

“Öncelikli hedefimiz medrese müderrisleri, âlimleri ve tüm medrese mensupları arasında bir vahdet sağlamak, aralarında tesanüt ve tekafülü pekiştirmek. Dünya genelinde ve Türkiye özelinde yaralanan İslâm'ın imajını düzeltmek için saygın âlimlerden bir davet heyeti oluşturmak, bölgenin ve toplumun tüm katmanlarına İslâmî daveti ulaştırmak için gerekli stratejileri geliştirmek.

İslâmî cemaatlerden hiç kimseye husûmet beslemeden herkese eşit mesafede olmak. Cemaatlerin asgarî müştereklerde birleşmelerini sağlamak için gerekli girişimlerde bulunarak, gerekli çalışmaları biran evvel başlatmak. Kişi veya kişilerin İslam adına deklare ettikleri hatalı beyanlar, eylemler ve söylemler konusunda kamuoyunu aydınlatmak. Maddi sıkıntı çeken medreselere maddi katkı sağlamak.
Ders verebilir konumdaki medrese mezunu müderrisler için bir havuz oluşturmak. Medrese mezunlarından başarılı olanları ilimde rüsuh peyda etmelerini sağlamak için kabiliyet ve ilgileri doğrultusunda ihtisas alanlarına yönlendirmek. Vakıf bünyesinde bir fetva birimi oluşturarak, toplumun bu yöndeki ihtiyacını sahih kaynaklarla, güçlü bir şekilde karşılamak. İrşad, davet ve İslami bilgiyi, ülke ve bölge sathında yaymak için bir radyo ve televizyon kurmak.D

iyarbakır gibi merkezi bir şehirde İslami İlimler Üniversitesi kurmak. Sekülarizmin Müslüman toplumların derinine nüfuz ettiği çağdaş dönemde sahih ve bütüncül İslami akidenin kalplere yerleşmesi ve vahiy kültürünün toplum sathına yayılması için gerekli stratejileri belirleyip hayata geçirmek. Çağın ihtiyaçlarını göz önüne alarak İslam Medeniyeti, Düşünce Tarihi, Hadis Usulü, Fıkıh Usulü, İslam Tarihi, İslam Felsefesi ve Beşeri Coğrafya gibi alanlar ilave ederek Medrese müfredatını yeniden dinamize etmek, zenginleştirmek ve canlandırmak.

Medresenin geçmişinde var olan ancak zamanla yok olan tefekkür ve derin düşünme melekesini tekrar medrese mensuplarına kazandırabilmek için gerekli çalışmaları başlatmak. Sadece Türkiye'de değil; tüm İslam âleminde, zeki çocukları İslami ilimlere yönlendirmek için gerekli planlamaları yapmak. Medrese mezunlarının resmi bir statüye kavuşabilmeleri ve onlara üniversite denkliği verilmesi için gerekli çalışmaları başlatmak.

Ders verebilecek düzeydeki medrese mezunlarının üniversitelerde ders verebilmelerini sağlamak için gerekli girişimlerde bulunmak. Bölge medreselerinin mikro düzeyde ilahiyatlarla, makro düzeyde de başarılı ilmi geleneği olan Hint alt kıtasındaki İslami ilimlerle uğraşan kurumlarla kültürel ve bilimsel manada entegrasyonunu sağlamak için gerekli stratejiler geliştirmek. Vakıf bünyesinde bir tercüme birimi kurarak İslam klasiklerini Türkçe ve Kürtçe'ye çevirmek.

Bugüne dek basılamamış nadide el yazma eserleri basmak. Yetenekli genç müderrisleri belli sürelerle el-Ezher, Camiat'ul-karaviyyin ve Nedvet'ül-ulema gibi köklü ilim tecrübesi olan merkezlere göndermek. Bölge genelinde kardeşliğimizi pekiştirici barış gücü rolü üstlenmek. Bölgede yayılmaya yüz tutan uyuşturucu ve benzeri durumlara karşı kamuoyunu ve gençliği uyarmak, bunun için kampanyalar başlatmak. Medreselilerin haklarını resmi ve sivil platformlar nezdinde savunmak. Medrese mensuplarının problemleri için çözüm aramak ve bunları resmi makamlar nezdinde dile getirmek.”

Birçok âlimin ve müderrisin medrese müfredatı ile ilgili öneri ve eleştirilerinden sonra toplantı son buldu.

Toplantıya, Muş İl Müftüsü Recep Uzun, ilçe müftüleri, bölgenin tüm illerinden gelen MEDAV’ın üyeleri, âlim, akademisyen ve kanaat önderleri katıldı. (Şükrü Tontaş-İLKHA)