M.Zülfi Tan / Doğruhaber / Haber-yorum
Bir zamanlar Gaziantep`te götürüldüğüm Terörle Mücadele Şubesi`nde bana sorulan ilk soru "dayın var mı?" olmuştu. Yıl, 2000.
Yıl, 2014. Hala aynı noktadayız. Dayın varsa, güçlüysen, en kısa zamanda çıkarsın. Mahkeme olmazsa Yargıtay, Yargıtay olmazsa Anayasa Mahkemesi. Ama mutlaka çıkarsın!
Bu ülkede kanunların sadece fakirler için olduğunu, darbecilerin tahliyesi ile bir kez daha görmüş olduk.
Türkiye Cumhuriyeti`nin eskiden olduğu gibi, zengin ve güçlüler için laik, demokratik bir hukuk devleti olduğunu bir kez daha gördük.
Darbe suçlamasıyla içeri alınıp tutuklanan paşalar ve onların subayları, sonunda çıktılar. Anayasa Mahkemesinin dosyayı bozmasıyla hepsi tahliye oldular.
Bu ülkede mazlum ve mustazaf senin Allah`tan başka kimin kimsen yoktur. On yıl da yargılansan ve bırakılsan bırakıldığın gün tutuklanman için operasyon üstüne operasyon yersin. Çıktığına pişman ederler. Ama eğer zengin ve güçlü isen, omuzlarının üzerinde yıldızların varsa kimseden ses çıkmaz, o derece ulaşılmaz ve hesap sorulmazsın. Bunu bir kere daha gördük,
Daha bu tutuklamalar başlar başlamaz, olayın başında yapılan yorumlar ve açıklamalar olayların buraya geleceği belliydi. Çünkü hem siyasi irade, hem de yargı bu olayın arkasında durma cesaretini gösteremedi. Siyasi irade birden bire çark etmişti. Buna bağlı olarak da yargı da verdiği kararların arkasında duramadı.
Darbe planları yapanlar, milletin anasını ağlatmak için tuzak kuranlar, islama savaş açanlar bir kez daha ellerini kollarını sallayarak çıktılar ve çıkar çıkmaz tekrar o eski açıklamalarına başladılar.
Hükümeti devirmek için paln üstüne plan kuranlar, tutuklama listeleri hazırlayanlar bırakıldılar. Bütün faili malum cinayetlerde parmağı olanlar, halkı birbirine kırdıranlar, seçilmişleri tehdit edenler salı verildiler.
Anayasa Mahkemesi deveyi görmedi, ama pireyi deve gibi gösterip bu işi halletti. Tabi canım daha mahkemeleri devam ediyor. Af edilmediler ki? Biz de buna inandık! Bu kadar suçlamalarla, delillerle içeride tutamadın, çıkardın. Şimdi nasıl bir daha içeri alacaksın?
Herkes biliyor ki bu adamların dışarı çıkarılması için bütün kurumlar harıl harıl çalıştılar. Bütün proflar, siyasiler , akil adamlar bir araya gelip bu işin üstünde uğraştılar. Sonuçta da böyle bir yol buldular. Böylece ne şiş yandı nede kebap. Ne siyasiler nede yargı bunda bir sorumluluk almadılar. Ne de olsa Anayasa Mahkemesi bıraktı. O da bağımsız bir kuruluş. Ne de olsa bağımsız bir yargımız var. Erklerin ayrılığı ilkesi var.
Ama bu ülkede ne yazık ki fotokopi kağıtlarından mahkum olan, mahkemeye gönderilmeyen cd`lerden mahkum olan, sadece mahkemede hakimlerin kanaatlerinden mahkum olan içeride bir yığın mazlum insan var.
Evet bir daha gördük ki bu ülkede hukukun üstünlüğü değil üstünlerin hukuku hala devam ediyor.
Her şey üstünler için!!!!!