DİYARBAKIR – Diyarbakır ve çevresinde son zamanlarda PKK/BDP ve devlet arasında yaşanan olaylardan sonra hem BDP/PKK’nın hem de devletin çözüm sürecinin başarıya ulaşması konusunda isteksiz davrandıklarını belirttiler.
Diyarbakırlılar, gerek devlet ve gerekse PKK/BDP’nin süreci sabote etmek için fırsat kolladıklarını söylediler.
Diyarbakır’da yaşanan son olayların çözüm sürecini baltalamak için yapıldığını dile getiren Mehmet Elaldi, “Diyarbakır’da son zamanlarda yaşanan bu olayların kesinlikle çözüm süreci ile bir alakasının olmadığına ve barışı baltalamak adına her türlü yolların denendiğini gösteren bir işarettir. Çözüm süreci ile ilgili ne BDP’nin nede devletin ciddi adımlar attığına inanmıyorum. Görünen de odur ne devlet nede BDP çözüm süreci ile ilgili somut bir adım atmış değiller. Eğer BDP’nin barış ve demokrasi adı altında bir ismi var ise Barış ve Demokrasiye yakışır bir şekilde somut adımlar atması gerektiğine inanıyorum.” dedi.
Çözüm sürecinde devletin ve BDP’nin samimi olmadığını söyleyen Fahrettin Demir ise, “ Diyarbakır’da son zamanlarda çıkan ve artan bu olayları doğru bulmuyorum. Sözde hem devlet hem de BDP çözüm süreci istiyor. Ama çözüm sürecinde ne devlet nede BDP samimi değil. Ben çözüm süreci ile barışın gelmesine inanmıyorum.” İfadelerini kullandı.
Demir şöyle devam etti: “Eğer devlet çözüm sürecinde samimi ise biran önce ceza evlerini boşaltsın. Ama devlet ceza evlerinde sadece BDP’lileri değil tüm mahkûmları salıversin ve dağdakilerin inmeleri için de bir yasa çıkarsın.”
Diyarbakır’da indirilen bayrağının derin yapıların parmağının olduğunu ifade eden Hacı Çapan ise, “Diyarbakır’da yaşanan Lice olaylarında iki kişinin ölmesinin ardından kalktılar Türkiye bayrağı indirdiler. Orada ki Türk bayrağını indirmek için 70 adam bile gelseydi oradan o bayrağını indiremezdi. Ama bu işte bazılarının parmakları olduğu için oradaki bayrağı tek kişi indirdi. 2 senedir çözüm süreci için her hangi bir adım atılmamış ve herhangi bir adımın atılmamasından dolayı çözüm sürecinde gerileme oluyor ama nedense hiç ilerleme olmuyor. Kim ne derse desin ben çözüm sürecinin olacağına asla inanmıyorum.” dedi.
Türklerin ve Kürtlerin de kıblelerinin ve peygamberlerinin bir olduğu ve bunun için çatışmalar biran önce son bulmasını isteyen Çapan, “Biz diyoruz ki hepimiz Müslüman’ız ama hepimiz bir birimize zulüm ediyoruz. Bu gün Hıristiyanlara baktığımızda onlar bir birlerini hiç öldürmüyor. Hepimiz kardeşiz. Türklerin de Kürtlerin de Peygamberi, kıbleleri ve inançları birdir. Bir Müslüman başka bir Müslüman’ı asla öldüremez. Artık Müslümanların bir birlerini öldürmeleri bitsin annelerin ve babaların yürekleri yanmasın.” İfadelerine yer verdi. (Ali Adiyaman / Hamza Adiyaman - İLKHA)