MERSİN - Mersin Sağlık Hakkı Meclisi üyeleri, kısa bir süre önce meclise sevk edilen taşeron sistemine ilişkin yeni Mersin Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Merkezi önünde bir basın açıklaması yaptı.
Sağlık Hakkı Meclisi adına basın açıklamalarda bulunan SES Mersin Şube Başkanı Yılmaz Bozkurt, “Bakanlar Kurulu tarafından 30 Mayıs’ta içinde maden işçilerinin çalışma koşulları ve “alt işveren” uygulamasına dair düzenlemelerin yer aldığı ‘İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’ olarak geçen bir ‘Torba Yasa’ TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’na gönderildi” diye konuştu.
Söz konusu yasanın taslağında maden işçilerinin çalışma koşullarına dair kısmi iyileştirmeler olduğunu Ancak 650 bini kamuda çalışan 1 milyon yüz bin taşeron işçiyi ilgilendiren çalışma yaşamına dair düzenlemeler de bulunduğunu aktaran Bozkurt, tasarı taşeron işçilerin iş güvencesi, işçi sağlığı güvenliği sorunları ile sendika ve toplu sözleşme hakkına dair yaşadığı sıkıntıları çözmek yerine, kamu kurumları başta olmak üzere her alanda taşeronun önünü açacak nitelikte düzenlemelere sahip olduğunu savundu. Yasaya dair temel itiraz noktaları üç işçi konfederasyonu tarafından hükümete iletilerek bu konuda kısmi geri adım attırılması sağlandığını dile getiren Bozkurt, yasanın ruhunu oluşturan taşeron çalışmayı kamuda başat çalışma biçimi haline getiren düzenlemelerde bir değişikliğin olmadığını kaydetti.
Bu düzenlemeden en çok da 150 binden fazla taşeron işçi ile sağlık ve sosyal hizmetler alanının etkileneceğini savunan Bozkurt, “Sağlıkta dönüşüm programı ile sağlık hizmeti paralı hale getirilip, özelleştirilmişti. Bu piyasalaştırma dalgası sağlık emekçilerinin güvensizleştirilmesiyle kol kola yürümüştü. Şimdi çıkarılmak istenen yasa ile sağlık emekçilerinin geleceği ve halkın sağlığı taşeron şirketlerin insafına terk ediliyor” şeklinde konuştu.
Çok tehlikeli iş yeri statüsünde olan hastanelerde, iş güvenliği önlemlerinin kâğıt üzerinde bırakıldığına dikkat çeken Bozkurt, “Taşeron şirketlerin keyfi bildirimleri esas alındığı için birçok işyerinde sağlık hizmeti veren emekçiler sağlık çalışanı olarak tanımlanmıyor. Özel koruma ve çalıştırma düzeneklerinden yararlanamıyor. Sağlık çalışanlarının geleceği ve hastalarımızın sağlığı taşeron şirketlerin üç kuruşluk karı için akıl almaz oyunlarına kurban ediliyor. İktidarı döneminde taşeron işçi sayısını neredeyse on katına çıkaran AKP hükümeti, Türkiye’yi bir taşeron cumhuriyeti yapmak için bir adım daha atmıştır, bu uğurda halkın sağlığını tehlikeye atacak kadar da gözünü karartmıştır. Bizler bu ülkede sağlık ve sosyal hizmeti üreten emekçiler olarak insanca yaşam ve güvenceli iş talebimiz için mücadeleye devam edeceğiz. Halkın sağlık ve sosyal hizmet hakkı için ve biz sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin insanca koşullarda yaşayıp çalıştığı bir ülkede yaşamak için AKP’nin torba yasasına ve sağlıkta taşerona hayır diyoruz.” ifadelerini kullandı. (Osman Öksüz-İLKHA)