“Biz demiştik” pozisyonlarında bıyık altından gülen muhalefetin tavrına da alkış tutmayacağım.
Ses kaydının neden ilkin Pkk’ye yakın bir sitede yayınlandığını da sorgulamayacağım. Bunlara gerek yok sanırım, çünkü “derinlemesine” inceleme yapan ve bir taraflardan beslenen uzmanlar çoktan işe girişmişler bile.
Benim dikkatimi iddia edilen görüşmenin içeriğindeki kimi ayrıntılar çekti.
Mit Müsteşarı Hakan Fidan’ın olduğu iddia edilen ifadelerde Öcalan ile ilgili değerlendirmesine bakar mısınız?
“Hapishanede geçen on senenin ve okumanın verdiği çok ciddi bir transforme edici gücü var. Zihinsel manada çözümleme manasında onu görüyorsunuz. Ve tabi yıllar boyu belli olayları yaşamış belli noktalara gelmiş belli dersleri çıkarmış. Şimdi bulunduğu yerden çok daha sağlıklı çok daha objektif çok daha nesnel var olan sıcak şartlardan etkilenmeyen çözümlemelere ulaşıyor.”
Sanırım Öcalan’ın avukat görüşmelerindeki derin felsefi açıklamalarının, Marks’ı Engels’i aşmanın ipuçlarını bu “gaz vermede” bulabilirsiniz. İmralı sakinini iflah olmaz bir megalomana dönüştüren Mit’in “sen eşi benzeri olmayan bir adamsın” gazından başka bir şey değil.
Diğer dikkatimizi çeken de diyalogda geçen şu ifadeler:
Sabri Ok: Benim hakkımda iddianame hazırlandığı söyleniyor. Bir tarafta kapatılırken bir tarafta açılıyor.
Afet Güneş: Hep söyleniyor yani. Bir dosyanın tamamlanması adına yapılan operasyonlar.
Konuşanlar Mit’in müsteşar yardımcısı Afet Güneş ve Pkk’nin yöneticilerinden Sabri Ok…
Tiyatroyu görüyor musunuz?
Hüseyin Kaya / Doğruhaber
Halen Türkiye’de bazıları oynanan tiyatronun farkında değilse, buyursunlar canlı bir tablo!
Demek ki iddianameler de mahkemeler de operasyonlar da pazarlıklar sonucu yapılıyor ya da karar veriyor.
O güldüğümüz uyduruk iddianameler sadece yapbozun tamamlanması içinmiş.
Hukuk mukuk, yargı bağımsızlığı, teknik takipler, dinlemeler… hiçbir şey ifade etmiyormuş.
Şimdi buradan yola çıkarak…
102 madde tahliyeleri sonrası yürütülen Hizbullah operasyonlarına gelelim.
Hatırlarsanız İmralı sakini ağır ifadeler kullanmış, tehdit etmişti o zaman.
Hemen ardından operasyonlar yapılmıştı. Şimdi hiç kimse yapılan operasyonların Öcalan’a verilen sözlerden dolayı olduğunu inkar etmesin.
Tablo ortada!
Komik iddialar, mesnetsiz suçlamalar, dosyaları kabarık gösteren telefon dinlemeleri… “Baskı altındayız” diyerek tutuklama kararı veren hakim ve savcılar…
Komedi değil mi?...
Neyse biz gelelim konunun başına.
Bu dinlemenin servis edilmesiyle, herkes dinleme işinde Mit’in değil de içle irtibatlı bir dış istihbaratın olduğunu anlamıştır sanırım.
Hakan Fidan’ın yıpratılması hükümetin yıpratılmasını beraberinde getirir. Hakan Fidan’dan kimlerin rahatsız olduğu malum.
O yüzden TC ile israil arasında bir istihbarat savaşı başlayabilir.
Bir de “içe” yönelik bir tasfiye…