İslamî Direniş Hareketi (Hamas)’ın, bölünme dosyasını sona erdirmek ve uzlaşıyı sağlamak için bütün haklarından feragat ettiği herkes tarafından biliniyor. Onun yaptığı, Filistin realitesine çeki düzen vermek, ulusal kurum ve kuruluşları yeniden dizayn etmek ve Filistin davasının karşı karşıya kaldığı tehditlere karşı durmak için Filistin’deki enerjiyi toplamak amacıyla yönetimden el etek çekmekten başka bir şey değildir. Bütün bu çabalara rağmen şu anda ulusal ve milli hassasiyetle ilgili sorunlar baş göstermeye başladı. Tam da bu aşamada Esirler Bakanlığı’nın kaldırılmak istenmesi bu sorunlardan sadece bir tanesidir. Fetih’in itiraz ettiği, Hamas’ın ise tamamıyla reddettiği El-Hebbaş ve El-Maliki gibi bazı isimlerin tayin edilmesi yine bu süreçte gündeme getirilmesi ve üzerlerinde ısrar edilmesi hükümetin karşılaştığı en büyük sorunlardır.

O nedenle Hamas’ın bu konudaki çekinceleriyle getirdiği eleştiriler, kişisel bakış açısından ziyade milli reflekslerden doğan bir tutumdur. Dolayısıyla İslami Cihad Hareketi gibi İslami hareketlerle sol hareketler tarafından da desteklenmesi ve bu konuda güçlü bir baskı unsuru oluşturulması gerekir. Bu süreçte Hamas’ın El-Maliki gibi birinin tayin edilip edilmemesini, yeni bir bakanlığın kurulup, bir başkasının kaldırılmasını veya yeni bazı birimlerin kurulmasını büyük bir engel olarak görmemesini umuyorum. Bütün bunları neden sadece Hamas göğüslesin ki? Mahmud Abbas’tan da meseleleri şahsileştirmemesini ve yeni bir sayfa açmak için daha esnek davranmasını bekliyoruz.

Bütün bunların Filistin rüyasını sabote edecek kadar önemli olmadıklarını düşünüyorum. Bu aşamada temel, zor, ağır ve stratejik meseleleri aşabilen ve onların üstesinden gelebilen, atlanması ve es geçilmesi mümkün olan tali meseleleri çözüme kavuşturmaya en fazla kadir olan taraf olacaktır. Filistin davası lehine olacaksa El-Maliki yerinde kalsın.

Hamas birçok çekincesiyle birlikte hiçbir zaman uzlaşı hükümeti önünde bir engel olarak durmayacaktır. O stratejik bir kararla, Filistin evinin içini yeniden dizayn etmek ve yaşanan süreçteki engelleri aşmak için yönetimi bırakmıştır. Yeni hükümet tamamıyla Mahmud Abbas’ın hükümeti olacaktır. Bu hükümet sadece onun metodunu, anlayışını, idaresini, medresesini ve anlayışını temsil edecektir. Onun doğuracağı sonuçlardan da sadece kendisi sorumlu olacaktır. Bu hükümet yansıtılmak istendiği gibi bir uzlaşı hükümeti değildir. Bunun Hamas tarafından açıkça ilan edilmesini umuyorum.

Hamas’ın uzlaşı konusunda cüretkâr davranması, sorumluluk yüklenmesi, uygun zamanda gereken adımı atması ve olumlu yönde esneklik göstermesi hanesine yazılacak güzel, olumlu ve artı davranışlardır. Hükümeti olduğu gibi bırakması onun zayıf olduğu anlamına gelmemektedir. Bunu zayıf olduğu için değil, Filistin evinini içinin düzenlenmesine olanak sağlamak, bu hassas aşamayı sağlıklı bir şekilde aşmak, Filistin toplumunun biriken sorunlarının üstesinde gelmesine fırsat vermek için yapmıştır.

Hamas, ulusal projeyi yeniden düzenlemek ve FKÖ’yü ıslah etmek amacıyla bu geçici aşamada varılan anlaşmanın bütün maddelerine bağlı kalacaktır. Önemli olan Filistin halkıyla davasını bu sisli ve sıkıntılı aşamadan az hasarla çıkarmaktır. Hamas, Mahmud Abbas ve yeni hükümetin uzlaşıya varılan bütün maddelere bağlı kalması şartıyla hep yapıcı davranacak, hükümete destek verecek ve atacağı adımlara katkı sağlayacaktır.

Yeni hükümetin insanlara hizmeti esas alması, siyasi oyunlara girip hayata müdahil olmaması gerekir. Uzun süredir kuşatmaya maruz kalan Gazze halkı üzerindeki kuşatmayı kaldırmak için çalışmalı, kanunları uygulamalı, tutuklamalara ve kovalamalara son vermelidir.

Çok önemli ve hassas bir dönemden geçiyoruz. Dolayısıyla herkesin hikmetli davranması gerekir. 

İbrahim El-Medhun / Filistin Haber