Hüseyin Kaya / Doğruhaber / Yorum

BDP eski eşbaşkanı ve HDP milletvekili Selahattin Demirtaş, anlaşılması zor bir profil çiziyor. Bazen “ılımlı” kategorisinde değerlendiriliyor, bazen de bir anda şahinleşiyor.

Çok dengeli değil; ama bu dengesizliğin kişilik bozuklukla pek alakası yok.

Ne zaman bağırması ne zaman sesini kesmesi gerektiği konusunda birilerinden talimat aldığı kesin.

Kaçırılan çocuklar ile ilgili meselede bu biraz daha net olarak ortaya çıktı.

Çocukların aileleriyle görüştüğünde oldukça olumlu bir profil çizdi Demirtaş ve birçok kimse ciddi bir çözüm beklentisine girdi.

Demirtaş’ın çocukların getirilmesi ve krizin çözümlenmesinde önemli bir rol oynayacağı beklentisi hakim oldu.

Sonra bir yerlere gitti Demirtaş ve muhtemelen bazı görüşmeler yaptı.

“Bunlar ajan, mit’ten para alıyorlar” gibi garip açıklamalar yaptı ki, parti bu açıklamayı düzeltmek ve “çarpıtıldı” demek zorunda kaldı.

Ama Demirtaş diyeceğini demiş ve vermek istediği mesajı vermişti.

Benzer bir profili Şehid Ubeydullah Durna olayında da göstermişti.

Diyarbakır’da olgun ve anlayışlı bir görüntü veren Demirtaş, bir gün sonra Yüksekova’da değişmiş, saldırganlaşmış, cinayeti üstü kapalı olarak haklı bulmuş ve “Gever meydan okuma yeri değildir” demişti.

İki olayda da ara dönemde kiminle görüştü Demirtaş?

İradesini teslim ettiği ve onların isteği doğrultusunda sözlerini değiştirdiği bu kişi ya da kurumlar kim ve kime hizmet ediyor?

Bunların açığa çıkması “çözüm süreci”ndeki tıkanıklıkları aşmak için de önemli olur diye düşünüyorum.