ŞANLIURFA - Hilvan ilçesine misafirliğe giden Fatih Taçar (15), okul kapısı üzerine düşmesinden dolayı sağır oldu. Açtığı davalardan sonuç alamayan aileye suçun kapıyı yapan işçilerde olduğu belirtildi.
Fatih Taçar henüz 7 yaşındayken Şanlıurfa’nın Hilvan ilçesinde dayısının çocuklarıyla okul bahçesinde oynarken okul kapısı üzerine düştü. Taçar günlerce yoğun bakımda kaldı. Tedavisinin ardından taburcu olan ancak işitme sorunu yaşayan Taşar'ın kulakları, 2009 yılında tamamen duymaz oldu. Bunun üzerine mahkemelere başvuran ailenin karşına önce zaman aşımı sonra ise Adli Tıp Kurumu'nun 2 farklı raporu çıkıyor.
Anne Taçar, Fatih'in yaşadığı olay ve sonrasını şöyle anlattı: "Benim en büyük kâbusum, gözümden sakındığım evladımın başına bir iş gelebilme ihtimaliydi. Oysa kâbusum gerçek oldu, olan oğluma oldu. Fatih, 2005 yılında tatile gittiği Hilvan’da amcasının oğlunun eğitim gördüğü Yavuz Sultan Selim İlköğretim Okulu’na gidiyor. Fatih Taçar, Kuzeniyle çıkış kapısına geldiklerinde ise hayatını karartan olay yaşandı. 2,5 metre genişliğinde, 3 metre uzunluğunda ve yüzlerce kilo ağırlığındaki kapı, Fatih’in üzerine devrildi. Kafasından ve vücudunun çeşitli yerlerinden yaralandı. Önce Hilvan Devlet Hastanesi’ne götürdük, ardından Harran Üniversitesi Araştırma Fakültesi Hastanesi’ne. Burada 5 gün travma şüphesi ile yoğun bakımda tutuldu. Tedavinin ardından ise iyileşti diye taburcu edildi."
“O kapıyı yapan işçileri suçlu”
2009 yılına kadar işitme sorunları yaşayan Fatih, 11 yaşında artık seslere tepki veremez oldu. Bunun üzerine ailesi Fatih’i tekrar hastane hastane dolaştırmaya başladı. En son yapılan muayenede Fatih'in, kulak sinirlerinin tamamen bitmesinden kaynaklı hiç bir zaman duyamayacağı anlaşılmış. Yapacak hiçbir şey kalmayınca aile, çözümü mahkemelerde aramaya koyulmuş.
Taçar ailesi, okulun ihmalkârlığını esas alan bir anlayışla Milli Eğitim Bakanlığı aleyhine 80 bin lira maddi, 110 bin lira manevi olmak üzere, toplamda 190 bin lira tazminat davası açtı. Davanın zamanında açılmadığını belirten Mahkeme, o kapıyı yapan işçilerinin suçlu olduğu, açılması gereken bir dava var ise bu ihmalkârlığı yapan işçilerin aleyhine olması gerektiği gerekçesiyle davayı reddetti.
“Adli Tıp Kurumu’nun raporları çelişkili”
Ailenin elindeki olay yeri inceleme raporlarında 2,5 metre genişliğinde ve 3 metre uzunluğundaki kapının ihmalkârlık sonucu düştüğü belirtildiği halde ailenin maddi tazminat talebini reddeden mahkeme, aileye sadece 32 bin liralık manevi tazminat verilmesi kararı aldı. Fakat bu miktarın yaklaşık yarısı olan 15 bin liranın da davanın masrafı olarak avukatlara ve diğer harcamalara ödenmesi yönünde karar verildi.
Davadaki bir diğer skandal da, Adli Tıp Kurumu'nun verdiği raporun çelişkilerle dolu olması oldu. Raporda, bir taraftan çocuğun maluliyet tayinine mahal bulunmadığı ve bir aya kadar iyileşebileceği belirtilirken, diğer taraftan da yüzde 100 malul sayılması gerektiği ifade edildi.
“Adalete inanıyoruz”
Çaresizlikler içerisinde ne yapacaklarını bilemeyen Taçar ailesi, "Oğlumuzun sessiz bir dünyaya mahkûm olmasına mı yanalım, 9 yıldır mahkeme mahkeme dolaştığımıza mı yanalım." diyerek dert yandı.
Aile ve ailenin avukatı, olayda yaşanan ihmalkârlığın yüzde 100 okul idaresinde olduğunu savunuyor. Davanın peşini bırakmayacağını söyleyen Taçar ailesi davayı, bir üst mahkemeye taşıdı. Anne Taçar, “Bizim çalacak tek kapımız devlet kapısıdır ama devletin mahkemeleri bizi haksız çıkarıyor. Adaletine inanıyoruz, hak yerini bulacaktır.” diye ifadelerde bulundu. (Mustafa Kaynak - İLKHA)