İSTANBUL - Esenyurt`ta 2 sene önce bir alışveriş merkezi inşaatı şantiyesindeki çadırlarda çıkan ve 11 işçinin hayatını kaybettiği yangına ilişkin dava kapsamında hazırlanan 2. bilirkişi raporunda, ölen işçiler ile 4 sanığın ikinci dereceden tali kusurlu, sanıklardan birinin asli kusurlu olduğu, diğer sanıklara ise kusur atfedilemeyeceği belirtildi.
Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi`ndeki duruşmaya, celse arasında tutuklanan sanık Mehmet Altun ile 5 tutuksuz sanık ve tarafların avukatları katıldı.
Mahkeme Başkanı Mevlüt Bayraktaroğlu, 2. bilirkişi raporunun mahkemeye ulaştığını bildirdi.
Raporda, kazada ölen işçilerin, "çadırın giriş kapısı yanındaki ranzanın üzerine sünger yatakları tavana kadar istifleyerek, çıkışı engelledikleri ve yangın sırasında yatakların kayarak kapıyı kapatmasına sebebiyet verdikleri" için kusurlu oldukları belirtildi.
Ölen işçilerin, yanıcı sünger yatakları yığmakla can güvenliklerini tehlikeye attıkları, akabinde canlarından oldukları anlatılan raporda, "Her ne kadar olayda ölenlerin kusur ve ihmalleri mevcutsa da olayın asıl nedeni, çadırın çok kolay yanıcı naylon plastik ile kaplanmış olması, sahra çadırı denen işçi koğuşunun sağlık ve güvenlik açısından uygun olmaması ve tek kapılı çadırın kapı ağzına tavana dek sünger yatakların istiflenmesidir" denildi.
Raporda, şantiye alanından Kaldem İnşaat`ın ortağı Abdullah Altun`un sorumlu olduğu hatırlatırak, işçi koğuşlarının sağlıklı, güvenlikli olması ile tehlike oluşturmaması gerektiği belirtildi. Raporda, bu koşulları oluşturmayan Kaldem İnşaat`ın kusurlu ollduğu kaydedildi.
Yanan sahra çadırı denen koğuşta 20 ranzanın bulunduğu ve 40 kişinin kaldığı anlatılan raporda, koğuşun acil çıkış kapısının olmadığı, tek girişli olduğu, 2 lamba ile aydınlatıldığı, elektrikli ısıtıcılar ve elektrik ocaklarının çay demlemek için kullanıldığı, sünger yatakların 5-6 santimetre üstünden elektrik kablolarının geçtiği, elektrik tesisatını şartnamelere uygun yapmayan ve tesisatın aşırı yüklenmesine neden olan davanın sanığı Şaban Bakırcı`nın da olayda kusuru bulunduğu bildirildi.
Bilirkişi raporunda, yanan çadırı kuran, yüklenici Kayı İnşaat AŞ`nin kaba inşaat işlerini taşeronu şirket Kaldem İnşaat`ın yaptığı ifade edilerek, "Mal sahibi Marmara Gayrimenkul İnşaat Geliştirme AŞ`nin yaptırdığı Marmara Park AVM inşaatını anahtar teslimi yüklenici Kayı İnşaat AŞ firmasına vermiştir ki, asıl işveren Kayı İnşaat AŞ`dir. Mal sahibi Marmara Gayrimenkul İnşaat Geliştirme AŞ`nin olayla ilgisi ve sorumluluğu yoktur. Kayı İnşaat AŞ, aldığı işin kaba işlerini sözleşme ile alt işveren Kaldem İnşaat`a vermiştir" bilgisine yer verildi.
Her ne kadar yanan çadırı Kaldem İnşaat kurmuşsa da çadırın sağlıklı ve güvenlikli olmamasından hem alt işveren Kaldem İnşaat hem de asıl işveren Kayı İnşaat`ın sorumlu olduğu aktarılan raporda, işçi koğuşlarının inşaattan ayrı düşünülemeyeceği belirtildi. Raporda, şu ifadelere yer verildi:
"Sünger yatakları tehlikesiz bir alana istiflemeyen Kadir Altun`un kusuru mevcuttur. Kaldem İnşaat`ın Genel Müdürü Abdullah Altun olup, ortak Mehmet Altun şirketin finansman işleriyle uğraşmaktadır. İnşaat şantiyesi ile doğrudan ilgilenen sanık Abdullah Altun`dur. Bu durumda olayın sorumluluğu Abdullah Altun`a ait olup, Mehmet Altun`a cezai sorumluluk açısından kusur atfedilemez. Ayrıca Kaldem İnşaat`ın İş Güvenliği Koordinatörü Cem Yıllar da sahra çadırı denen işçi koğuşunun sağlıklı ve güvenlikli olması için gerekli tavsiyelerde bulunmamak, işvereni uyarmamak ve sahra çadırındaki tehlikelerin ortadan kaldırılmasını sağlamamakla kusurludur. İşçi koğuşlarının inşaattan ayrı düşünelemeyeceğinden asıl işverenin şantiye şefi Erdal Gümüş`ün `koğuşlar yetki ve sorumluluk alanım dışındadır` şeklindeki savunması da yerinde değildir.``
Ölen işçiler 2. derece tali kusurlu
Raporda, ölen işçiler ve Kaldem İnşaat İş Güvenlik Koordinatörü Cem Yıllar, çadırın elektrik tesisatını yapan Şaban Bakırcı, Kadir Altun ve asıl işverenin şantiye şefi Erdal Gümüş`ün 2. derece tali kusurlu, Kaldem İnşaat`ın şantiye sorumlusu Abdullah Altun`un 1. dereceden asli kusurlu olduğu belirtildi.
Bilirkişi raporunda, diğer sanıklar Mehmet Altun, Sezgin Atalay, Arif Korkmaz, Kaan Akarsu, Ömer Faruk Gülmez, Hikmet Tezcan ve Andreas Michael Holfmann ile dosyada ismi geçen diğer firma yöneticilerine ve çalışanlarına ise cezai sorumluluk açısından kusur atfedilemeyeceği kaydedildi.
Sanık Mehmet Altun tahliye edildi
Duruşmada söz alan bir kısım katılanların avukatı Gökhan Küçük, son duruşmadan bu yana Türkiye`de 600 işçinin hayatını kaybettiğini, bu tip davalarda bilirkişilerin maalesef kamu idaresinin sorumluluğunu gözardı ettiğini ifade etti. Son raporda ölen kişilere dahi kusur izafe edildiğini ancak sanık Mehmet Altun`a kusursuz bulunduğunu anlatan Küçük, raporun dikkate alınmamasını istedi.
Bir kısım sanıkların avukatı Seçkin Tay, müvekkilli Mehmet Altun`un, mağdurların haklarını karşılamak için ilk etapta teslim olmadığını dile getirerek, "Müvekkilim daha sonra kendisi gelip teslim olmuştur. Delillerde tamamen toplanmıştır. Bu nedenle uygun görülecek tedbirler karşılığında müvekkilimin tahliyesini talep ediyorum" dedi.
Raporu inceleyemeyen avukatlar da bu sebeple mahkemeden süre talep etti.
Taleplerle ilgili görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı Sinan Ali Yaşar, sanık Mehmet Altun`un tutukluluk halinin devamını istedi.
Mahkeme heyeti, avukatlara bilirkişi raporunu incelemeleri için süre verilmesine, sanık Mehmet Altun`un üzerine atılı suçun vasfı ve mahiyeti, mevcut delil durumu ayrıca delillerin tamamının toplanmış olması ve savunmasınında alınmasını gözönüne alarak, hakkında yurt dışına çıkış yasağı konularak, tahliyesine karar verdi.
Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.
AA