MARDİN – Ziraat Mühendisleri Odası Mardin Şube Başkanı Mehmet Ali Dündar, DEDAŞ ve ÇKS faturalarıyla ilgili bir rapor hazırladı.

Sorunun önemine vurgu yapan ve konuyla ilgili çiftçilerin kendileriyle paylaştıkları sıkıntılarla ilgili rapor hazırladıklarını belirten ZMO Mardin Şube Başkanı Dündar, hazırlanan raporu basın aracılığıyla kamuoyuyla paylaşma gereği duyduklarını söyledi

ZMO Mardin Şube Başkanı Mehmet Ali Dündar'ın imzasıyla yayınlanan raporda, sorunlarla ilgili şu değerlendirmelerde bulunuldu;

"Son dönemde artarak devam eden Mardin’ deki çiftçilerin kullandıkları elektrik enerjisi bedeli ve tahsilatı konusunda ki sıkıntılar çözümsüz bir şekilde ilerlemektedir. İlimizde tarımsal üretimin ova kesiminde sulu tarım teknikleriyle ve elektrik enerjisiyle yapılmaktadır. Bu enerji üreticiye ulaşmasındaki sıkıntılardan, fatura ödemelerine kadar karmaşık bir şekilde sorun teşkil etmektedir. Sorunun muhatapları ( Üretici-DEDAŞ-Bakanlıklar ) ortak bir zeminde buluşma gayretinde olsalar dahi bir çözüm konusunda ilerleme sağlanamamaktadır.

Mardin de elektrik enerjisi tüketiminin tarihi, sosyal, ekonomik, eğitim, tüketim ve üretim boyutları göz önüne alınmadan sağlıklı bir analizin yapılamayacağını düşünüyoruz. Şöyle ki;

1-1980’lerden sonra elektrik ile tanışan kırsaldaki vatandaşlarımızın sulu tarıma geçişleri 1990’ lara yakın bir tarihte başlamıştır. Elektrik enerjisi bağlanan köylerimize uzun bir süre enerji yatırımı ve kontrolü anlamında bir çalışma yapılmamıştır. Örneğin 1986 da elektrik enerjisi alan bir köye 1999 kadar sayaç okuma memurları uğramamış, 1999 da ilk okuma yaptıklarında da köylüleri yüklü faturalarla baş başa bırakmışlardır. Aynı şekilde uzun yıllar boyunca iletim hatlarına bakım, onarım, yatırım ve yayım konusunda herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Ödeme kültürünün zayıflatılmasının bir nedeni biz ce budur.

2-Bölgemiz sosyal yapısı ile 1990’lı yıllardan itibaren homojenliğini kaybedip, boşaltılan köylerin sağladığı göçle farklı bir yapıya dönüşmüştür. Aniden büyük bir artış gösteren nüfus ve bu nüfusa oranla enerji yatırımlarının minimum seviyede kalması büyük bir sorun teşkil etmiştir. Kırsaldan şehre ve ova köylerine göç eden bu insanlar, tüm maddi varlıklarını kaybetmiş ekonomik belirsizlik geleceği ile baş başa kalmışlardır. Bunu yanında sulu tarıma geçen üreticilerimizin ekonomik zayıflıklarına rağmen kendileri için çok büyük tutarlar tutan, pompaj sulama yatırımlarını, hiçbir destek almada yapmak durumunda kalmışlardır. Bu da üreticinin uzu yıllar bu yatırımdan kaynaklı bir boş yükün altına girmesine neden olmuştur.

3-Bölgenin kişi başı milli gelirin ülke sıralamasının sonlarında olduğu göz önüne alındığında, bölge insanının aldığı hizmet bedellerinin satın alma gücüne uygun olması gerekirdi. Elektrik enerjisinde devletin özellikle tarımsal sulamada herhangi bir sübvansiyonunun olmaması, elektrik birim fiyatlarının çok pahalı olması üreticinin yüksek tutarlı faturalarla baş başa kalmasına ve sonuçta ödeyememesine neden olmuştur.

4-Uzun yıllar uzaktan algılama tekniği ile yüksek tutarlı faturalar gönderen ve tüketimin takibini yapmayan TEDAŞ üreticinin tüketim ve ödeme kültürünün bozulmasına zemin hazırlamıştır. Elektrik tüketiminin eğitim ve yayım çalışmaları ile daha rantabl bir enerji tüketim kültürünün oluşturulmasına hiç kimse katkı sunmamıştır. Aksine enerji su gibi giderlerin bedellerinin ödenmesi düzenlenmeyip, vatandaşın başka alanlara rağbet etmemesi bahane edilerek ödemeler in zorunlu olmadığı hissi bölgede kanıksattırılmıştır.

Bölge insanı yukarda belirttiğimiz nedenlerden dolayı, faturasını ödemeyen, elektrik hırsızı ve israf boyutunda tüketim yapan damgası ile yaftalamak istenmiştir. Kısaca sorunu sadece Mardin insanı ve çitçisinde aramak büyük bir haksızlıktır.

Geçen yıl özelleştirilen Dicle elektrik dağıtım Anonim Şirketinin büyük eksiklik ve sıkıntılarla özel bir firmaya ihale edilmesi yeni sorunların ortaya çıkmasına neden olmuştur. ZMO Mardin il temsilciliği olarak geçen yıl yayımladığımız tarım raporunda; bölgede ki dağıtım yatırımları tamamlanmadan, çitçinin birikmiş borcuna bir düzenleme- af yapılmadan ve sulama kuyularının ödeyeceği enerji bedelleri ortak istişare ile düzenlenmeden DEDAŞ’ın özelleştirilmemesini kamuoyunun ve ilgililerinin takdirine sunmuştur. Bugün özelleştirilmiş olan ve özel sektör mantığıyla hareket eden DEDAŞ yetkililerini yadırgamaktan çok, bu özelleştirmeyi yapan bakanlıktan ve ilgili diğer bakanlıklardan çözüme katkı sunmalarını beklemek en doğal hakkımızdır diye düşünüyoruz.

Gelinen noktada çözüm nasıl sağlanır ve bu çözüm nasıl sağlam bir zemine oturtulur diye ilgili tüm kesimlerin önerileri gündemi meşgul etmektedir. Çitçinin muhatabını artık özel sektör olması ve ilgili bakanlıkların sorumluluk almaması sorunun boyutunu değiştirmiştir.

Bize göre, çiftçi-DEDAŞ-Enerji Bakanlığı- Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı –Maliye Bakanlığı- STK’lar denkleminde iş birliği yapılarak elektrik sorunu çözülebilecektir. Üretici ile DEDAŞ ikilemi bu sorunu çözmeye yeterli değildir. Tarımsal sulamada kullanılan elektrik sorunu çözümü için aşağıdaki modeller uygulanabilir:

1-Tarımsal üretimde kullanılan enerji gideri toplam maliyetin yüzde 10 ‘nu geçmemelidir. Bu nedenle elektrik birim fiyatlarının tarımsal üretime uygun şekilde desteklenmesi zorunludur.

2-DEDAŞ’ın son dönemde çiftçilere gönderdiği helalleşme mektupları ( ki çiftçiler bu mektupları aşk mektupları demeye başladı) mektupları sorunu çözmekten çok daha derinleştirmeye zemin hazırlamaktadır. Özel sektör olan DEDAŞ’ın kendi görüşleri ve araştırmalarını kapsayan, izafi ve realiteden uzak mektup içeriği ile tahsilat yapması mümkün değildir. Dönüm başına enerji maliyeti hesaplamaları ve buna uyguladıkları indirim kendilerince makul olsa dahi, çitçinin gelir seviyesinin çok üstünde görülmektedir.

3-ÇKS bilgilerine dayanılarak yapılan tahakkuk bildirimi gerçeği yansıtmamakla birlikte adil olmamaktadır. Dekar başına enerji maliyeti hesabı yapılacaksa bunun dekar başı su tüketimine dönüştürülmesi ve uygun bir fiyatın belirlenmesi gerekmektedir. Bu da devlet su işlerinin dağıtımı yaptığı su birim bedellerinin göz önüne alınarak belirlenmesi gerekecektir. Ancak bu şekilde tarımsal sulamada dekar hesabı ile uygun bir hal alacaktır.

4-DEDAŞ’ın sulama pompalarını ( Trafo başına ödeme)baz alarak geçen yıl yürürlüğe koyduğu teklif yüksek fiyatlar içerdiğinden çiftçiden rağbet görmemiştir. Bu sistem daha kullanışlı olmakla beraber çiftçi örgütleri ile bir araya gelerek, daha uygun, üreticinin satın alma kapasitesine göre düzenlenmelidir.

5-Çiftçinin biriken eski elektrik borcu üretimde büyük bir kambur yaratmıştır. Çiftçinin eski borcunun yeniden – uygun koşularla yapılandırılması, yeni süreçte tahsilatı da artıracaktır. Örneğin; geçmiş dönem borcu 100 bin TL olan bir çiftçi 2014 de kendisine sunulan 11 bin TL’lik faturayı da ödemekten kaçınmaktadır. Eski borçlar yük olmaktan çıkarılmadığı sürece yeni dönemde tahsilat şartı da azalmaktadır.

6-Yukarda da belirttiğimiz gibi sorun DEDAŞ ve çiftçilerimizin tek başlarına sorunu değildir. Başta Tarım gıda ve hayvancılık Bakanlığı olmak üzere, Enerji Bakanlığı ve Maliye Bakanlığının müdahalesi ve destekleri ile elektrik sorunu çözüme kavuşacaktır.”

Raporun sonuç bölümünde ise “Üretici üretimini devam ettirme zorunluluğundadır. DEDAŞ bölgesinde sulu koşullar sayesinde, sadece 5 milyon tona yakın buğday üretilmektedir. İkinci ekim ürünlerle beraber devasa bir hasılat söz konusudur. Bu da milli gelire büyük bir katkı sunmaktadır. Sulu alanların kuru üretime dönmesi durumunda bölgedeki gelir 1/5 seviyesine düşecektir. GAP suyu Mardin’e ulaşana kadar elektrik sorununun çözümü için üreticinin yanında ilgili bakanlıklarımızın, tarımsal üretimin devamı için fedakârlık yapması en büyük beklentimizdir.” ifadelerine yer verildi. (M. Salih Keskin – İLKHA)