MARDİN - Mardin’de 4 gün süren İl Müftüleri Toplantısı, okunan sonuç bildirgesiyle sona erdi. 81 il müftüsünün ve Diyanet İşleri Başkanlığının üst yönetiminin katıldığı değerlendirme oturumunun ardından Dini Yayınlar Genel Müdürü Dr. Yüksel Salman tarafından sonuç bildirgesi okundu.
“İfrat ve tefrite karşı bilgilendirme sorumluluğumuz var”
Salman, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, İslâm’ın evrensel ilkeleri ile yüce değerlerinin topluma ve insanlığa doğru bir şekilde ulaştırılması amacıyla küresel ölçekte faaliyet gösteren saygın bir Anayasal kurum olduğuna dikkat çekti. Salman, “Yüce dinimizin inanç değerlerini ve ahlaki umdelerini aşındırmaya yönelik her türlü ifrat ve tefrit karşısında vatandaşlarımızı doğru bilgilendirme sorumluluğunun bilincinde olarak, ortaya çıkan gelişmeleri dikkatle değerlendirmektedir.” dedi.
“Ahlâkî değerlerin zedelenmesi ve zayıflatılması tasvip edilemez”
Salman, “Başkanlığımız sosyal gelişmelerin ortaya çıkardığı belli başlı dini problemler karşısında ihtiyaç duyulan bilgiyi vaaz ve hutbeler başta olmak üzere hemen her fırsatta milletimizle paylaşmakta, Kur’an ve Sünnet’ten mülhem açıklamalarını irşat dili çerçevesinde, belli bir usul ve üslup dairesinde gerçekleştirmektedir. Dini Mübin-i İslâm’ın evrensel hakikatleri ve yüce değerleri hiç bir tartışmaya fırsat vermeyecek derecede açıktır. Millet varlığımızın temelini, harcını ve ruhunu oluşturan bu yüce ilkelerin ve ahlâkî değerlerin zedelenmesi ve zayıflatılması tasvip edilemez.” diye konuştu.
Salman, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın uhdesine verilen görevlerin gereğini yerine getirirken, kuruluşundan bu yana özenle geliştirdiği ve kurumsallaştırdığı dengeli ve sağduyulu konumunu korumaya daima özen gösterdiğini söyledi. Salman, “Başkanlığımızın bu tutumu müftülerimizin dikkat, özen ve hassasiyetleriyle uygulanmakta ve her türlü gündelik tartışmaların içine çekilme çabaları sonuçsuz kalmaktadır.” dedi.
“Sosyal ve doğal trajik hadiseler”
Yakın geçmişte yaşanan bazı toplumsal ve doğal olayların, trajik hadiselerin ardından üretilen teselli dilinin yeterli olmadığını ifade eden Salman, acı sonuçları doğuran sosyal ve tabii hadiselerin daha yaşanmadan önce bireysel, toplumsal ve kamusal yükümlülükler konusunda farkındalık oluşturmayı mümkün kılacak yeni bir irşad dilinin geliştirilmesi gerektiğini söyledi.
“Toplumun dini dokusunu dejenere etme girişimleri asla onaylanamaz”
Salman sözlerini şöyle sürdürdü: “Sivil girişimlerle ortaya çıkan dini oluşumlar dünyada olduğu gibi ülkemizde de toplumsal bir gerçekliktir. Önemli olan sosyo-kültürel dini oluşumların, dinin sahih bilgisi ve temel kaynakları ekseninde toplum yararına faaliyet göstermeleridir. Bunun toplumun dini kültürel hayatına yapacağı katkı yadsınamaz. Ancak bu oluşumların açık, şeffaf, hesap verebilir, toplumu ayrıştırmayan, dini duyguları ve güveni istismar etmeyen bir yapıda olmaları son derece önemlidir. İslam’ın temel bilgi kaynakları olan Kur’an, sünnet ve Müslümanların tarihsel tecrübesini aşarak, kendinden menkul iddialarla ve sübjektif deneyimlerle hakikati tekeline alarak dini nüfuz alanı oluşturma ve toplumun dini dokusunu dejenere etme girişimleri asla onaylanamaz.”
“Dinin yüksek hakikatlerini süfli emellerle değersizleştiren yaklaşımlar asla kabul edilemez”
Milletin tarih boyunca dini yozlaştıran dini görünümlü tezahürlere karşı dikkatli ve feraset içinde olduğunu hatırlatan Salman, “Birey ve toplumun din algısına ve yorumuna saygı duyulması bugünün dünyasında ortak bir yaklaşımdır. Ancak İslam’ın temel referanslarıyla ters düşen, mesiyanik kavramlarla söylem örgüsü kuran, yaygın kitlenin zihninde karışıklıklara meydan veren, dinin yüksek hakikatlerini ve toplumun ahlaki değerlerini süfli emellerle ve basit içeriklerle değersizleştiren yaklaşımlar asla kabul edilemez.” dedi.
“Din hizmetleri”
Gençlerin medeniyet değerlerine dair gönüllü bir aidiyet bilinci geliştirmesine ve özgüveni yüksek bireyler olmasına yardımcı olacak bir dil ve üslup üzerinde çalışılması gerektiğine işaret eden Salman, “Bu sebeple din hizmetleri, genç kuşağın kendi değerleriyle buluşmasını, kendi manevi potansiyellerini keşfetmesini, açığa çıkarmasını ve geliştirmesini sağlayan bir yaklaşımı esas almalıdır.” diye konuştu.
“Ailelerinden kopartılan çocuklar”
Gündemdeki konulara da değinen Salman, “Son zamanlarda yazılı ve görsel medyada yoğun biçimde yer verilen çocuk ve kadın cinayetleri, annelerinden ve ailelerinden kopartılan çocukların yürek burkan haberleri ve gündemden düşmeyen çocuk yaşta evlilikler toplum olarak, İslâm’ın barış ve rahmet mesajlarına ve merhamet eğitimine ne kadar muhtaç olduğumuzu göstermektedir. Gelinen noktada toplumsal bir duyarlılığa ihtiyaç duyulmaktadır.” diye konuştu.
“İslam coğrafyası”
Müslüman coğrafyasının tarihin en zor süreçlerinden birini yaşadığına dikkat çeken Salman, “Yapısı gereği farklı dillerin, mezheplerin ve dinlerin tarihten bugüne birlikte yaşadığı bu coğrafyada yeni gerilim alanları oluşturularak din, dil, düşünce, inanış üzerinden gerilim alanları oluşturulmak istenmektedir. Din ve dini imgeler üzerinden aşırılığa, şiddet ve tedhişe uygun ortamlar oluşturularak Müslüman toplumların yaşama alanları tahrip edilmekte, inanç değerleri ve güvenlikleri zedelenmektedir. İslam coğrafyasının acı, göz yaşı, ıstırap, açlık, toplumsal kaos, iç savaş, şiddet ve istikrarsızlık gibi olumsuz kavramlarla anılıyor olması oldukça üzüntü vericidir. Bu bağlamda Nijerya’da yaşanan Boko Haram adlı terör örgütünün yüzlerce kız çocuğunu kaçırması eylemi utanç vericidir. Bu durumu vicdan sahibi hiç kimsenin kabul etmesi mümkün değildir. Başta Müslümanlar olmak üzere bütün insanlık camiasına düşen öncelikli görev, nefret ve şiddet üreten ortamları gidermek, huzur ve güvenin sağlanması için el birliği ile çaba göstermektir.” diye konuştu.
“Ramazan Teması: Hiç Kimse Kimsesiz Kalmasın”
Salman sözlerine şöyle devam etti: “Başkanlığımızın, Ramazan ayının manevi atmosferinden istifadeyi artırmak amacıyla her sene bir tema belirlediği ve bu çerçevede toplumun bütün kesimlerine ulaşmak ve yeni farkındalıklar oluşturmak istediği malumlarıdır. Bu yıl ramazan ayında ‘Kimse yalnız kalmasın’ başlığıyla yoksul, yetim, yaşlı, engellilerle kalabalıklar içinde yalnız kalan kardeşlerimize Ramazanın rahmet ikliminin ve şefkat soluğunun ulaşması için el birliği ile çaba sarf edilecektir. Camiler Haftasında da ‘Cami ve Gençlik’ konusunun ele alınması ilke olarak kararlaştırılmıştır.
“Yaz Kur’an Kursları”
Yaz Kur’an Kurslarına da değinen Salman, “Milletimizin, okulların tatil olmasını müteakip başlayan Yaz Kur’an Kurslarına olan ilgisinin her geçen yıl artarak devam etmesi memnuniyet vericidir. Müftülüklerimiz bu yıl da gereken her türlü hazırlığı yaparak, camilerimizde yavrularımızı en iyi şekilde ağırlamayı ve en yüksek düzeyde istifadeyi mümkün kılacak tedbirleri alarak verimli bir eğitim ve öğretim gerçekleştireceklerdir.” dedi.
“TÜİK Anketi”
Diyanet İşleri Başkanlığınca TÜİK’e yaptırılan “Türkiye’de Dini Hayat” araştırmasının verilerini değerlendiren Salman, “İslam’ın bu toplumun ortak değeri ve milletimizin kimlik yapısının temel bileşeni olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Millet olarak geleceği birlikte inşa etme ve yaşama imkânı konusunda da ümit vermiştir. Ayrıca Başkanlık olarak hizmet kusurlarımızı görmeye vesile olmuştur. Araştırma sonuçları bilimsel çalışmalara da kaynaklık etmek üzere kamuoyu ile paylaşılacaktır.” ifadelerini kullandı.
“Öğrenci yurdu projeleri”
Yurt içinde ve yurt dışında da geniş bir coğrafyada hizmet veren Türkiye Diyanet Vakfı’nın yeniden yapılanma çalışmalarını genişleterek devam ettirdiğini açıklayan Salman, “Bu bağlamda yurt sathında il ve ilçe temsilciliklerinin yeniden yapılandırma süreci başlatılmıştır. Dini ve hayri hizmetlerde daha geniş katılımlı hizmet projelerine ilaveten, yurt içi ve yurt dışındaki eğitim faaliyetlerini artırma ve geliştirme gayretleri sürmektedir. Özellikle yurt içinde öğrenci yurtları projelerinin yaygınlaştırılmasına devam edilecektir.” dedi.
“Dini problemler değerlendiriliyor”
Salman, “Bugün ülkemizde ve dünyada yaşanan birçok dini problem, kamuoyu tarafından değerlendirilmekte ve tartışma konusu yapılmaktadır. Başkanlığımıza da kamuoyunda tartışılan konulara ilişkin pek çok husus yansımaktadır. Başkanlığımız gerek il müftüleri istişare toplantılarında ve gerekse değişik toplantılarda yapılan açış konuşmalarında güncel dini konulara değinilmekte ve kamuoyu aydınlatılmaktadır.” diye konuştu.
İl Müftüleri İstişare Toplantısı’nda dile getirilen güncel bazı hususların, kamuoyu tarafından ilgiyle karşılanmasının memnuniyet verici olduğunu belirten Salman, ancak bu tür açıklamaların değişik amaçlarla kullanılmaması ve farklı anlamlara çekilmemesini temenni etti.
Okunan sonuç bildirgesinin ardından il müftüleri bir birleriyle ve Diyanet İşleri Başkanı Görmez ile vedalaşarak ayrıldı. (M. Salih Keskin - İLKHA)