Şanlıurfa’dan Türkiye’nin 48 iline mevsimlik tarım işçisi olarak giden vatandaşlar, yaklaşan Ramazan ayını tarla başında geçirecek. Kendi memleketlerinden uzak yerlerde tarlalarda çalışan mevsimlik tarım işçileri, yılın 6 ayını il dışında geçirdiklerini, gurbet elleri kendi memleketlerinden daha çok gördüklerini söyledi. Gurbette çoğu zaman iş bulamadıklarını belirten işçiler, gittikleri yerlerde devlet erkanı ve yetkililerin kendilerine yardım ettiğini söyledi. Ekmek parası kazanmak için çocuklarını da okuldan alan işçiler, hayatlarının büyük kısmının gurbette, tarlada geçtiğini belirterek, yaşadıkları durumların zorluğunu anlatıyor.


Sıcak havaların en etkili olduğu döneme denk gelen Ramazan ayı, tarım işçileri en zor dönemi oluşturuyor. Ekmek parası kazanmak için memleketlerini terk etmek zorunda kalan vatandaşlar, Ramazan hazırlıklarına şimdiden başlasa da, oruç tutup, tutamayacaklarını bilemiyor. Hava sıcaklığının 40 dereceyi bulduğu günlerde tüm zamanlarını tarlada çalışarak geçiren işçiler, bu anlamda perişan olduklarını belirtiyor.

“ORUÇ TUTMAYA ÇALIŞACAĞIZ AMA…”

Şanlıurfa’dan Adana’ya pamuk çapasına giden mevsimlik işçiler, yaklaşan Ramazan ayına hazırlandıklarını ancak, oruç tutup tutamayacaklarını bilemiyor. Oruçlarını tuttuğu zaman çalışamayacaklarını, çalıştıkları zaman da oruç tutamayacaklarını dile getiren Ramazan Gümüş, “ekmeğimizi kazanmak için memleketimizi terk edip Adana’ya kadar geldik. Burada zaten perişan haldeyiz, bir de Ramazan ayı yaklaşıyor, ne yapacağımızı bilemiyoruz. Orucumuzu tutmaya çalışacağız ama başarır mıyız bilemiyorum. Oruç tutarsa, sıcak havaların altında çalışamayız, tutmazsak vicdan azabı çekeceğiz. İçerisinde bulunduğumuz bu durum gerçekten çok zor, ne yapacağımızı şaşırdık” dedi.

“ORADAN ORAYA SÜRÜKLENİYORUZ”

İş bulmak için sürekli gezici durumda olduklarını belirten Zeynel Bekiroğlu da, sürekli göç halinde olduklarını ve bu durum karşısında çok zor durumlar atlattığını belirterek, orucu tutacaklarına inanmadıklarını söyledi. Sürekli çalışan kişilerin oruç tutamayacaklarını belirten Bekiroğlu, “biz buralara kadar geldik, bir iş bulabilmek için çırpınıyoruz, zaten zar zor iş buluyoruz. İş bulduğumuz zaman da sıcak havalar altında çalışıyoruz. Bu durumdayken, oruç tutabileceğimiz düşünmüyorum. Normal bir işte çalışanlar belki tutabilir ama tarlada, sıcak havaların altında çalışan birisi oruç tutamaz. Biz, en fazla 20 gün aynı yerde kalıyoruz, sürekli yer değiştiriyoruz. Nerede iş bulursak oraya taşınıyoruz” şeklinde konuştu.

“ÇOCUKLARIMIZI OKULDAN ALDIK”

Mevsimlik tarım işçi olarak çalışacağı için memleketinden ayrılmak zorunda kaldığını belirten Bekiroğlu, okula devam eden çocuklarını okuldan aldığını ve bu çocukları da çalıştırdığını söyledi. Maddi imkansızlıklar nedeniyle bunu yaptığını söyleyen Bekiroğlu, bu durum nedeniyle vicdan azabı çektiğini söyledi. Bekiroğlu, şöyle konuştu: “bizi buralara maddi imkansızlıklar sürükledi. Kim memleketinden, evinden ayrılıp bu duruma girmek ister ki? Mecburuz, bu duruma katlanmaya mecburuz. Bu işe gelmeseydik, açlıkla boğuşacaktık çünkü herhangi bir işim yok. Buraya geldiğimiz için çocuklarımı da okuldan almak zorunda kaldım, çocuklarım okullarına devam edemediği için vicdan azabı çekiyorum ama yapacak bir şey yok. Biz de isteriz ki memleketimizde fabrikalar olsun, kendi yurdumuzda çalışalım ama olmuyor. Kaderimizde bu varmış.”

YAKLAŞIK 10 İLİ GEZİYORLAR


İlk etapta Konya’ya gittiklerini belirten Bekiroğlu, sırasıyla Adana, Yozgat, Malatya, Ordu ve daha birçok kente gittiklerini söyledi. Yılın 6 ayını kendi memleketlerinden uzakta geçirdiklerini söyleyen Bekiroğlu, “sözde Urfalıyız ama Urfa’yı ancak 6 ay görebiliyoruz. 6 ay boyunca da farklı illerde çalışıyoruz, sürekli il değiştiriyoruz, hangi ilde iş çıkarsa oraya gidiyoruz. Soğan topluyoruz, çapa vuruyoruz, nohut, fındık, kayısı topluyoruz. Memleketimize döndüğümüzde de pamuk toplamaya gidiyoruz. Yani hayatımızın büyük bir bölümü tarlalarda geçiyor” dedi.