MANİSA - Soma`nın Eynez mevkisindeki kömür madeni ocağında 13 Mayıs`ta meydana gelen faciayla ilgili Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen adli soruşturmada, kazadan sağ olarak kurtulan 486 işçinin ifadeleri alınmaya devam ediliyor.

AA`nın elde ettiği bilgilere göre, faciayla ilgili ifadesine başvurulan işçilerden, madende elektrik ustası olarak çalışan A.B, savcılığın yönelttiği sorular doğrultusunda kazanın ardından yaşananlar ile madende kazalara yol açabilecek nedenleri anlattı.

İfadesinde, kazanın, kendisinin bulunduğu bölgenin yaklaşık 100 metre aşağı kesiminde meydana geldiğini belirten A.B, olay anına ilişkin şunları anlattı:

"Saat 15.03`te enerji kesildi. O sırada yoğun bir dumanın üzerime doğru geldiğini gördüm. Bu duman gri renkliydi. Işığı tuttuğumda dumanın rengi yeşile dönüyordu. Ben bu dumanı görünce hemen 140 bölgesine giderek vardiya amiri Vedat Bey`e haber verdim. Olayı ilk görüp haber verenlerden biri benim."

"A ve S panoları çok sıcaktı"

A.B, ifadesinde, madende "sıcak kömüre" rastlamadığını ancak 3`üncü bant boyuna gittiğinde buradaki "A" ve "S" panolarında sıcaklık artışı hissettiğini dile getirerek, "Oraya gittiğimizde ceketimizi hırkamızı çıkarırdık, daha işe başlamadan kan ter içinde kalırdık. Orası çok fazla sıcaktı" beyanında bulundu.

"Ölümcül S panosu"

Madende "S" panosu olarak adlandırılan üretim bölgesinin aynı zamanda çok kirli havaya sahip olduğunu ifade eden A.B, şunları kaydetti:

"S panosu hava çıkışı üzerinde yer aldığı için Doğu 7 panosu, H panosu, 140 panosu ve A panosundan çıkan pis hava direkt S panosu üzerinden hava çıkışına gider. Bunun S panosundaki hava çok pistir, oksijen değeri düşüktür. Bu şekilde bir havalandırma sistemi yeterli olmadığı gibi özellikle S panosunda çalışanlar için uzun vadede öldürücü nitelikte sonuçlar doğurabilir."

"Denetimin zamanı da yeri de bilinirdi"

A.B, madendeki denetimlere ilişkin olarak da müfettişlerin geliş zamanlarının ve denetim yapacakları bölgenin önceden bilindiği söyledi.

Denetimler öncesinde kendisinden de sorumluluk alanındaki işlerde mevzuata uygun değişiklikler yapmasının istendiğini anlatan A.B, şu bilgileri verdi:

"Madende müfettişler gelmeden 15-20 gün önce haberimiz olurdu. Ayrıca, madende uğrayacağı ve gideceği güzergah da belli olurdu. Bu güzergahta gerekli tedbirler alınır, ev tipi telefonlar kaldırılır, anti grizu telefonlar konulurdu. En son denetlemede de müfettişlerin A ve H panolarına gideceği söylendi. Bunun üzerine bize bu güzergahta anti grizu telefonlar ve panolar yerleştirmemizi istediler."

"Müfettişler taklide onay vermiş"

Madendeki elektrik panolarının anti grizu özellikli olmadığını ama denetimlerde panoları o özellikte olanlara benzettiklerini bildiren A.B, son denetime ilişkin şu iddialarda bulundu:

"Biz bunları (anti grizuya benzettikleri elektrik panosu ve telefonlar), A ve H panosuna yerleştirmeyi yetiştiremedik. Yetiştiremeyince 140 panosunun bulunduğu alana yerleştirmemizi istediler. Biz de bunun üzerine 140 panosuna yoğunlaşıp orayı denildiği gibi yaptık. Gelen müfettişler, 140 bacasına girip çıktılar ve başka yere uğramadan gittiler. Müfettişler, anti grizu pano ve telefonları incelese bunların gerçek olmadığını, bir sıkıntı olduğunu rahat anlardı."

"Madende üretim baskısı vardı"

A.B, ifadesinde madendeki çalışma koşullarına ilişkin ayrıca işçilerin zorlanarak üretim baskısı altında çalıştırıldığını öne sürdü.

Madende özellikle son dönemde iş güvenliği ve emniyetin ikinci plana atılarak, daha fazla kömür çıkarılması için baskının giderek arttığını savunan A.B, güvenliği hiçe sayan şu örneği verdi:

"Nakil bantları, vardiya giriş ve çıkışlarında insanları taşıdığı için her ihtimale karşılık yavaşlatılır ancak vardiya giriş çıkışlarında fazla vakit kaybı olduğunu mazeret ederek, bu bantların hızını artırmaya başladılar. Hiç yavaş devre dönmedi. Kömür taşınması sırasında olan hızla insan taşıması sırasında olan hız aynı seviyeye getirildi."

"Daha çok kömür çıkarın" talimatı

Madende hava ustası olarak çalışan İ.D de iş yerindeki üretim baskısına ilişkin, "Maden ocağında amirlerimiz bize devamlı, `çok çalışın, daha çok kömür çıkarın` gibi söylemlerde bulunarak baskı yapıyordu" beyanında bulundu.

Vardiya değişiminde de üretimde görevli işçilerin mevzuata aykırı olarak yer altında görev değişimi yapmak zorunda kaldıklarını anlatan İ.D, ifadesinde, "Üretimci olmayan arkadaşlar işlerini bitirdiklerinde, saat 15.30 civarında yer altından çıkıyordu. Üretimci olanlar, diğer vardiyadan gelecek olanları bekliyordu" sözlerine yer verdi.

 AA