ELAZIĞ- Halk arasında Kan Kanseri diye bilinen Lösemi; çocukluk çağında görülen kanser türlerinin yüzde 35’ini oluşturup ilk sırada yer almaktadır. Elazığ Halk Sağlığı Müdürü Uzm.Dr. İbrahim Halil Akkuş 31 Mayıs-6 Haziran 13. Uluslararası Lösemili Çocuklar Haftası nedeni ile yaptığı açıklamada,
Türkiye’de her yıl bin 200-bin 500 yeni lösemi vakası ortaya çıktığını belirterek, lösemi hastalığının her yaşta a görülebilen bir hastalık olduğunu söyledi.
Elazığ Halk Sağlığı Müdürü Akkuş hatalığın en sık görülme yaşının çocukluk çağında 2-5 yaşlarında olduğunu ifade ederek, “1 yaşın altında, 10 yaşın üstündeki yeni vakalarda tedaviye cevapta azalma görülmektedir. Tam olarak kanıtlanmış olmasa da genetik bozulmalara yol açan ve günlük hayatta karşılaştığımız kimyasal maddeler, gıdalardaki katkı maddeleri, kullanılan ilaçlar, yüksek dozda radyasyona maruz kalma, zehirli gazlar suçlanan faktörler arasındadır. Çok nadir görülen bazı lösemi tiplerinde kalıtsallık (aileden geçiş) söz konusu olsa da, genel olarak kalıtsal olmamakla beraber kesinlikle bulaşıcı bir hastalık değildir. Lösemide, lökositlerin sayısının düşük olması nedeniyle vücudu dışarıdan gelecek mikroplara karşı koruyabilecek bir savunma sistemi yoktur ya da zayıflamıştır. Bu yüzden hastalar dışarıdan gelebilecek hastalık etkenlerine karşı kendilerini koruyabilmek için maske takmak zorundadırlar.” Dedi.
Akkuş ailelerin dikkat etmesi gereken hususları ise şöyle açıkladı: “Çocukları için temiz ve hijyenik bir ortam sağlamak ve olabildiğince dengeli beslenebilmelerini sağlayıp, katkı maddesi içeren yiyeceklerden uzak tutmaktır. Kanserojen tüm gıdalar her türlü kanseri oluşturabilirler. Bu nedenle beslenme çok büyük önem taşımaktadır. Kolay sindirilebilen, kaloriden zengin, steril beslenmeye dikkat edilmelidir. Her şeyde olduğu gibi moral desteği bu hastalıkta da büyük önem taşır. Hastalar ve aileleri umutlarını asla kaybetmemeliler. Yaşam bağları ne kadar kuvvetli olursa iyileşme de o kadar hızlı olur.”
Akkuş açıklamasını şöyle sürdürdü: “Hastalık süresince herhangi bir etkiyle damarlarımızda dolaşan kanın esas yapım yeri olan kemik iliğimizdeki ana hücrelerde oluşan şifre değişikliği ile blast adını verdiğimiz olgun olmayan kan hücrelerinde artış meydana gelmektedir. Bu hücreler hızla yayılarak kemik iliğini, lenf bezlerini, dalağı, karaciğeri, beyin ve merkezi sinir sistemini tutmaktadır. İştahsızlık, kansızlık, zayıflama, bacaklarda kemik ağrıları, cilt altında kanamaları (morarma ve kırmızı noktalar), burun ve dişeti kanamaları, ateş gözlenen bulgulardır. Ayrıca yayıldığı organlara ait belirtiler baş ağrısı, kusma, karın ağrısı, görme bozuklukları önem taşıyabilir. Bu yakınmalarla müracaat ettikleri çocuk hematoloji (kan hastalıkları) uzmanlarınca yapılan muayenede çoğunlukla karaciğer ve dalak büyümesi, lenf bezlerinde genişleme, kanama bulguları tespit edilir.
Yapılan kan, kemik iliğinin, hücre tipini belirleme ve genetik tetkikler sonucu kesin tanıyı kayabileceğini ifade eden Akkuş, “Tanıdaki ayrıntılı testler genellikle lösemi tiplerini, tedavi prensiplerini belirlemede yardımcı olacaktır. Lösemi, tanı konulduktan sonra uzun süreli bir kemoterapi (ilaç tedavisi) ve sonrasında doktor tarafından uygun görülürse yüze 5 oranındaki vakalarda kemik iliği nakli ile tedavi edilir. . Lösemi tedavisinde kullanılan ilaçların da bazı yan etkileri vardır. Bunlar; ağızda yaralar oluşması, bağışıklık sisteminin zayıflaması, kan hücrelerinin sayısının azalması, kanama, ishal, saç dökülmesi gibi yan etkilerdir. Tedavinin tamamlanmasıyla, diğer yan etkilerin yanı sıra saç dökülmesi de ortadan kalkar ve saçlar yeniden uzar. Lösemi alt tiplerine göre değişiklik göstermekle birlikte hastalığın tedavisi ortalama 2-3 yıl kadar sürer. Başarı oranı hastalığın grubuna göre değişiklik göstermektedir.” İfadelerine yer verdi. (İLKHA)