PKK`nin Lice`de katliam girişimi sonrası kaleme aldığı yazısında örgütün uyguladığı yeni planının devletten bağımsız olamayacağına işaret eden Botî, herkesi bu kirli oyunu lanetlemeye davet etmiş, bunu yapmayanları yaşanacaklardan sorumlu olacağının altını çizmişti.

Bu bu yazısında ise son gelişmelre dikkat çekerek, "Bu olaylar birlikte düşünüldüğünde, uzun zamandır devletin Kürdistan’da yürürlüğe koymak istediği “Dindar-Laik” çatışmasının çok tehlikeli bir evreye geldiğini gösteriyor." diye yazdı.

Boti`nin kendi sitesinde yayınladığı yazıyı sizlerle paylaşıyoruz:

"PKK, ‘Devlet(ler)le barış-Kürdlerle savaş’ Stratejisini hayata geçiriyor!

1- Diyarbakır’da Çocuğu dağa kaçırılan bir baba BDP İl Binası’na gidip çocuğunun durumunu sorunca darp edilip provokatör ilan edildi.

2- Dargeçit’te yaşlı bir insan öldürüldü. Her ne kadar vuranların kimliği bilinmese de PKK Medyası verdiği haberle olayın faili olduğunu bas bas bağırıyor. “Eski Korucubaşı vuruldu” haberiyle PKK olayın haklılığını göstermeye çalışıyor…

3- HÜDA-PAR Dicle İlçe Başkanı PKK tarafından kaçırıldı…

4- Geçen hafta bir köyü basan PKK biri kadın üç kişiyi (HÜDA-PAR taraftarı) yaraladı…

Bu olaylar birlikte düşünüldüğünde, uzun zamandır devletin Kürdistan’da yürürlüğe koymak istediği “Dindar-Laik” çatışmasının çok tehlikeli bir evreye geldiğini gösteriyor.

PKK; ortak vatanda karar kılmışken ve devletin birliğine bütünlüğüne saygılı iken, devlet ile barış ve ateşkes sürecini yaşıyorken bu eylemlere başvurmasının hiçbir haklı gerekçesi olmaz.

Güney’de Kürdlerin tek ulusal kazanımına “aşiretçilere/feodallere” karşı Demokratik Ortadoğu için mücadele adı altında;

Güneybatı’da “çetelere karşı” demokrasi adı altında.

Ve Kuzey’de de “gericilere karşı” laiklik adı altında Kürdlere saldıran PKK, tarihi bir yıkımı Kürdlere yaşatmak için açıkça harekete geçirilmiş durumdadır.

PKK’nin genel politikası, Kürdleri yaratılan yapay iki karşıttan birini desteklemeye zorlamaktır.Uzun süre ‘ya devletçisiniz ya da PKK’li’ ikileminden/karşıtlığından beslenen PKK, kendisine boyun eğmeyen herkesi “devletçi/ajan” ilan ederek sayısız Kürdistanlı yurtseveri katletti.

Güney’de ‘Ya feodalsiniz ya da demokrat (yani PKK’li)’ karşıtlığından beslenerek Güney’i istikrasızlaştırmak ve sömürgecilere peşkeş çekmek için çirkince saldıran PKK, Güneybatı’da da ‘ya El Qaidecisiniz ya da PYD’li’ dayatmasıyla yurtseverleri katledip faşist Esad Rejimi’nin hizmetçiliğini yapmaktadır.

Kuzey’de de hayata geçirilmek istenen projede ‘ya Hizbullahçısınız ya da PKK’li’ dayatması yapılacağı açıktır. Böylece devletin projesini ‘Hizbullah’a karşı demokrasi mücadelesi’ adı altında hayata geçirmeyi düşünen PKK, Yaşattığı trajedilere yenilerini eklemek istiyor. Çünkü efendileri öyle istiyor…

Herkesin komplekslerden arınması ve doğru tutum almasıyla, devletin bu kirli politikasının PKK eliyle hayata geçirilmesine engel olunabilir ancak!

PKK’nin misyonu doğru tanımlanarak çok net tavır almakla bu kirli oyun bozulabilir...

PKK’yi teşhir eden ve devlet piyonluğunu dile getiren herkes PKK tarafından “Hizbullahçı” olarak suçlanacaktır kuşkusuz. Bilinen bu kirli oyuna gelmemeli ve devletin en karanlık birimlerince harekete geçirilen PKK’nin suçlamaları ciddiye alınmadan gerekli tavır alınmalıdır.

PKK’nin misyonu dikkate alındığında kime saldırdığı değil, niçin saldırdığı önem kazanıyor. Ve bu niçin sorusunun tek cevabı vardır; Kürdlerin ulusal dinamiklerini yok etmek; iç kargaşayla Kürdistan’ı kaosa sürüklemek ve Kürdleri haklı ulusal davalarından uzaklaştırarak “Laik-Dindar” ikilemine sıkıştırmaktır…

Bu nedenle ben insanım diyen ve Kürdistan’da insanca yaşamadan yana olan herkes PKK’ye karşı net tutum alıp teşhir ve mahkum etmelidir.

Bu insani sorumluluğunu yerine getirmeyenler yarın yaşanacaklardan direkt sorumlu olacaklardır…

Umarım Kürdistan politik çevreleri bu kirli oyuna sessiz kalmaz ve gereken tepkiyi vererek oyunun oynanmasına engel olur…"

(Hürseda Haber)