Zaman gazetesi yazarı Etyen Mahçupyan, köşesinde okurlarına veda yazısı yazdı. 13 yıl önce "Zamanın ruhu" başlıklı yazısıyla göreve başlayan Mahçupyan, aynı başlıkla veda etti.
AYRILIĞA GİDEN SÜREÇ
Mahçupyan, hükümet-cemaat kavgasında AK Parti`den yana tavır alan ve cemaatin şimşeklerini üzerine çekmişti. 17 Aralık operasyonu sonrası taraflar arasındaki gerilim zaman zaman medyaya yansıyordu.
Zaman`da haftada üç gün yazan Mahçupyan`a gazetenin bir editörü tarafından bundan böyle haftada bir gün yazmasını istediği iletildi. Bu durumu "mobing" olarak niteleyen Mahçupyan ise son yazısını yollayıp gazeteden ayrılacağını açıklamıştı.
Yeni dönemin sesi olmaya en yakın aday olarak gördüğü için Zaman`ın teklifini o dönem kabul ettiğini belirten yazar, Hizmet hareketini de "Modernlikle uyumlu bir dindarlığı genç nesillere yerleştiriyor, eski kuşaklara kültürel bir yenilenme enerjisi aşılıyor, devletçilik ve milliyetçilikle olan ideolojik bağını adım adım gevşetiyordu" ifadeleriyle açıkladı.
HASTALIKLI YAPI
Mahçupyan, daha sonra sözü hükümet-cemaat kavgasına getirdi. Yaşanan gerilimi ve ayrılık gerekçesini kaleme alan yazar, yazısını böyle tamamladı:
"Son dönemde yaşananlar İslami kesim içindeki gerilim, çatışma ve kırılmanın ne denli tahrip edici ve hastalıklı sonuçlar yaratabileceği ile ilgili örneklerle dolu. Yeniyi oluşturmak, eskiyi bitirmekten çok daha zormuş… Meğer yeninin içinde güç kazanma ve yerleşme isteği siyaseti ele geçirdiğinde, gerçeklikle bağ kurmak da zorlaşırmış. Son süreçte benim gazetem de bir ‘taraf’ oldu ve diğerleri gibi siyasi işlevini öne çıkardı. Medya Türkiye’de ne yaşandığı ve niçin böyle olduğu sorularının peşinden gitmektense, propagandist bir gerçeklik tablosu çizmeyi tercih etti. Bugün bu eğilim yükselmeye ve hastalıklı bir yapı üretmeye devam ediyor.
Oysa bu kesif ve kirli duman bulutunun ardında Türkiye yeni bir zamana hazırlanmakta… Tarihsel ayak bağlarını atmanın ve demokratik niteliği ağır basan yeni bir meşruiyetin peşinde, toplum olma sancıları çekiyor. Bu süreci kavramanın asgari koşulu gerçekliğe önyargısız bakmaktan geçmekte ve maalesef siyasi aktörleşme söz konusu tutuma imkân vermiyor.
Böylece kaçınılmaz sona doğru geliyorsunuz. Gazeteniz artık sizinle birlikte olmak istemiyor. Siz de zaten gazeteyi elinize her aldığınızda duyduğunuz hüznü istemiyorsunuz. Artık farklı bir zamandayız ve zamanın yeni bir ruhu var. Okuyucularımı özleyeceğim…"