Doğruhaber/haber merkezi
Maaş günü geldiğinde borçlar, faturalar vs giderler hesaplanırken bir kez daha elektrik faturasına döner bakarız.
Faturaya yansıyan rakamlara bir anlam veremeyiz ve kendi kendimize, “O kadar tasarruf yapıyorum, elektrikleri kısıyorum, çamaşır makinesinin ve bulaşık makinesinin çalışma günleri bile belli iken nasıl olur da bana bu kadar fatura gelir” diyerek hayıflanırız.
Aslıda sorun faturaya bir anlam veremeyen bizlerde değil. İstediğiniz kadar tasarruf yapmaya çalışın boş. Çünkü siz ne yaparsanız yapın, faturanızın yüzde 42.4’ü kullanmadığınız, sizi bağlayıp bağlamadığı belli olmayan ek ödemeleri kapsıyor.
Size gelen faturadan dokuz kalemde ücret alınıyor. Buna, faturada gösterilmeyen kayıp-kaçak bedeli de eklenince sayı 10’a çıkıyor. Evde kullanılan elektrik için gelen faturanın yüzde sadece yüzde 57.6’si enerji bedeli yani tükettiğiniz elektrik olarak sizi bağlıyor. Geri kalan kalemler yüzde 9.2’sini kayıp enerji bedeli, yüzde 7.8’ini dağıtım sistem kullanım bedeli, yüzde 2.2’sini perakende satış hizmet bedeli (Sayaç okuma), yüzde 2.4’ünü iletim sistem kullanım bedeli, yüzde 0.7’sini enerji fonu, yüzde 1.4’ünü TRT payı, yüzde 3.4’ünü elektrik tüketim vergisi, yüzde 15.3’ünü de KDV teşkil ediyor.
Dedik ya bizim çok da anlamadığımız giderler bunlar. Allah için elektrik faturasında TRT’ye neden pay ayrılıyor. Başkasının kullandığı kaçak elektriğin açığı neden ben ödemek zorundayım. Eleman tutuyorsunuz parasını veriyorsunuz neden benden sayaç okuma ücreti alıyorsunuz. Hele “iletim sistem kullanım bedeli” diye bir şey var onun ne olduğunu hiç anlamadım.
İşte böyle. Elektrik “faturalarımız neden kaba geliyor?”un cevabı bu.
Artık gerisini siz düşünün.