İSTANBUL- Tarihe "Büyük Sürgün" olarak geçen ve Kafkasya halklarının başta Anadolu olmak üzere dünyanın farklı bölgelerine sürülmesinin 150. yılında Kafkasya diasporası İstanbul’da düzenlenen ‘2. Uluslararası Kafkasya Konferansı’nda bir araya geldi.

Programa Mustazaflar Cemiyeti İstanbul Şubesi Başkanı Mehmet Eşin, Doğruhaber Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mehmet Özcan, Özgür Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, Mazlum Der Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Beyhan’ın yanı sıra çok sayıda Kafkasyalı muhacir katıldı.

Kafkasya’da yaşanan Rus zulümlerine ve insan hakları ihlallerine değinilen toplantıda birlik ve beraberlik mesajları verildi.

KADINLARIMIZA VE ÇOCUKLARIMIZA HAYATTA KALMA HAKKI TANINMIYOR

Konferansta ilk olarak, Katar`dan katılması beklenen Muhammed Kuddusi’nin uçağa yetişememesi nedeniyle katılamadığı toplantıda Kuddusi`nin "Rusya`nın Kafkasya`daki İşgal ve Terör Politikaları" başlıklı konuşmasını Mısır Cemaati İslami Türkiye temsilcisi İslam El Gamri yaptı. Kafkas insanlarının çok büyük bir medeniyete sahip olduğunu ifade eden Gamri, “Kafkas halklarını konuştuğumuz zaman çok büyük insan topluluklarından bahsediyoruz. Kafkasya insanları başka topluluklara ve insanlara örnek olmaktadırlar. Yüz elli senedir Kafkas halkaları savaş vermektedir. 1864 yılından beridir bu savaş devam etmektedir. Rusya Kafkas halklarına karşı çok büyük suçlar işlemektedir. Kadınlarımıza çocuklarımıza hayatta kalma hakkı tanımadılar. Kestiler, biçtiler. Sizler bunu tarihten, tarih kitaplarından görebilirsiniz. Tarihten öğrendiğimize göre Süveyş Nehri yakınlarında yüz kişi yaşıyordu. Fakat bu insanlar Ruslara teslim edildikten sonra Ruslar bu insanları katletti. Ve bu insanlar arasında hamile kadınlar da vardı. Onlara da kıydılar. Yüz elli senelik Kafkas tarihçesi şunu gösteriyor ki bu savaşta 4 milyon insan şehit olmuştur. İmam Şeyh Şamil Ruslarla savaşan kahramanlardan biridir” dedi.

ALLAH HER ZAMAN BİZLERLE OLACAKTIR

Putin’in savaş suçları işlediğini söyleyen Gamri, “1994 yılında Putin Çeçenlerin nasıl savaştıklarını anlattığı zaman ‘Çeçenler çok iyi savaşçılardır’ dedi. Ama kendisi Rusya’nın suç işlediğini kabul etmedi. Bu savaş nasıl bitmiştir? Rusya yenildi. Fakat Rusya çocuklar ve kadınları öldürmekle yetinmedi. Kültürü kökünden yok etmek istedi. Kültürümüzü yok etmek istediler. Fakat Kafkas halkları buna karşı çıkmayı başardılar. Bir gün bile olmadı ki Kafkas hakları yenilgiyi kabul etsin. Bu yüzden Rusya tüm gücüyle Kafkas haklarına saldırmaya başladı. Ve çok büyük paralar harcadılar. Halkımızın kültürünü ve dinini değiştirmek istediler. Cevher Dudayev gibi kahraman örnekleri gördük. Bağımsız Çeçenistan Cumhuriyeti kuruldu. Fakat savaş durmadı. Çeçen halkının cihadı başlamıştır. Çeçen halkı kendi dinini ve kültürünü yeniden kazanmak istedi. Bu yüzden Rusya Çeçenistan ile yaptığı tüm anlaşma ve sözleşmeleri iptal etti. Ve çok büyük suçlar işledi. Yaptığı korkunç suçları gördükçe bu suçlar insanlarımıza karşı işleniyordu. Bu yüzden bir araya geldik. Birlikteyken ışığı görüyoruz. Geleceğimizi gösteren ışığı görüyoruz. Dinimizi değiştirmek istediler ama biliyoruz ki Allah hep arkamızdadır ve bizlere yol gösteriyor. Göstermeye de devam edecektir” diye ifade etti.

İSLAM ÜMMETİ ASLA YOK OLMAYACAKTIR

Kafkas halklarına ümitvar olmaları gerektiğine vurgu yapan Gamri, “Kafkasya’daki kardeşlerimiz çok zor durumda olsalar da onlara diyoruz ki ‘umutlu olunuz yardım çok yakındır. Allah’ın izni ile sizler kazanacaksınız. Ülkelerinizi özgürlüğe kavuşturacaksınız. Allah’ın yardımı sizinle olacaktır ama sabretmek lazım. Bu acıyı tüm İslam ümmeti yaşıyor. İslam ümmeti tüm bu acıları yaşadıkça daha da güçlenmektedir. Bütün bu acılar bizleri güçlendirmektedir. Hiçbir zaman yok olmayacağız. Kaderimiz yok olmak olsaydı, Peygamberimizle beraber yok olurduk” diye konuştu.

ÇOK BÜYÜK LİDERLER YETİŞTİRDİK VE KAYBETTİK

Konferansa Ürdün`den katılan Dr. Osama El Şişani de "Kafkasya`da Rus İşgalinin Bir Sonucu Olarak Asimilasyon ve Kültürel Bozulma" başlığı altında bir konuşma yaparak, “Mısırlı kardeşlerimiz ve bugün burada konuşacak olan konuşmacılar bu acıyı benim kadar bilemezler. Ben dedelerimin kutsal topraklarına gidemiyorum. Benim dedelerim Çeçenistan’dan tehcir edilmişlerdir. Acıların en ağırını yaşadılar. Dedem Yahya’yı hatırlıyorum. Hep şöyle derdi. ‘Ben Çeçenistan’da olmak ve orada ölmek istiyorum.’ Hepimiz Kafkas’ız. Bizler bütün Kafkasları seviyoruz. Ancak Kafkasların tarihine baktığımızda çok büyük anılar olduğunu görürsünüz. Ben bu anılara baktığımda Çeçen olduğuma seviniyorum. Çok büyük liderler yetiştirdik ve kaybettik. Onları her daim anacağız. Onları kaybettik ama onlarla cennette buluşacağız İnşallah. Ben özellikle dikkatinizi şuna çekmek isterim ki Rusların soykırımından dolayı büyük acılar yaşadık. Şu ana kadar bu acılar kalbimde büyük bir yer etmiştir” dedi.

OYNANAN OYUNLAR KARŞISINDA BİRLİK OLMALIYIZ

Kendisinden çok uzun zaman önce dedelerinin topraklarından sürgün edildiğini ifade eden Şişani, “Tehcir edilmenin acısını bilen, dedelerinin topraklarından sürülenler acımı anlarlar. Ben Ürdün’de yaşayan dördüncü nesilim. Yani Ürdün’e sürgün edilen dördüncü nesilim. Ben bugüne kadar hep yuvamın hasreti ile yaşadım. Babam için de dedem için de Kafkasya bizim yuvamızdı ve onlar rahmetli oldular ama Kafkasya’yı unutmadılar. Yaşatılan soykırımları bana ayırılan 20 dakika gibi kısa bir süre içerisinde anlatamam ama hepiniz çok iyi biliyorsunuz. Ben kalbimde yaşadığım acıyı anlatamam. Ama bizler bir olmalıyız. Çeçen, Dağıstanlı olarak bir olmalıyız. Zamanında orada yaşayan insanlar olarak birlik olmalıyız. Kafkasya bölgesinde bizim üzerimizden oyunlarını oynayan bütün süper güçlerin oyunlarına karşı birlik olmalıyız. Birlik olursak onların oyunlarına karşı durabiliriz ve kazanabiliriz. Ama akıllı olmalıyız. Hala güçlü yıkılmaz bir ruha sahibiz. Bu ruh geçmişten bizlere kalmıştır” diye konuştu.

RUSYA’NIN ADALET VE HUKUKU MÜSLÜMANLAR İÇİN GEÇERLİ OLMUYOR

Dağıstan`dan katılan Şamil Magomedov Kamiloviç ise "Kafkasya`da İnsan Hakları İhlalleri" başlıklı konuşmasında “Müslümanlara yönelik büyük zulümler uygulanıyor. Özellikle Cuma namazlarında cemaate büyük baskılar var. Cuma namazlarına baskınlardan sonra cumaya gelen cemaat sayısı azaldı. Bu da insanlarımızı psikolojisini etkiliyor. Bu baskınlar beklenmedik bir anda gerçekleşiyor. Bu baskınlar sürekli olmaya başladı. Bu baskınlarda cemaatten biri de şehit edilmiştir. Bu olay kameraya bile geçmiş. Kayıtlarda var ama bu polis yargılanmadı ve elini kolunu sallayarak dışarıda dolaşıyor. Adalet ve hukuk işlemiyor. Yine aynı şekilde bir başka imam da arabasında yanmış şekilde bulundu. Bunu da delil kalmasın diye yapıyorlar. Ama bizler biliyoruz ki bunu Ruslar yapıyor. Hala birçok meçhul cinayetler var. İmamlarımıza yönelik büyük baskılar söz konusudur. Bu yaşananlar bütün Müslümanlara karşı işlenmiş bir cinayettir. Rusların Kafkasya’da kullandığı yöntemler bunlardır. Dağıstan’da insanların ölmesi ve kaybolması olağan bir hal almıştır. İmamlara yönelik cinayetlerin sayısı da artıyor. İnsanların kaybolması, onlara yapılan işkenceler olağan bir hal almıştır. Cezaevlerinde olmayacak işkencelere maruz kalınıyor. Kaybolanlar da ya yakılarak ya da farklı bir şekilde öldürülerek bir yere atıyorlar. Dışarı çıkan Müslümanlar ancak Allah’ın yardımı ile çıkıyor. Çünkü hiç kimse onlara yardım etmiyor. Rus askerleri her yerde kontrol noktaları kurmuş. Biz Müslümanlar olarak haftada en az bir iki defa karakolda sorguya çekiliyoruz. Polislerin en çok kullandığı oyun da insanları tutuklayarak onların üzerine olmadık suçlar atmaktır. Avukatlara yönelik de korkutucu tedbirler alınıyor. Terör konusu olan suçlar da artık açık mahkemelerde de yapılmıyor” diye ifade etti.

MÜCAHİTLERİN AİLELERİNE DE BÜYÜK ZULÜMLER YAŞATILIYOR

Rus zulmünün sadece Mücahitlerle sınırlı olmadığını, ailelerini de kapsadığını ifade eden Kamiloviç, “Mücahitlerin eşleri, aileleri takip ediliyor. Özgürlükleri çok kısıtlanmış ve sürekli sorguya çağırılıyorlar. Pasaportları iptal ediliyor. Çok büyük adaletsizlikler yaşanıyor. Şubat ayında 2014 yılında 45 yaşında Müslüman bir kadın içeri alınmış ve terörizm ile suçlanıyor bunun da cezası çok büyüktür. Zaten uydurdukları kanun maddeleri de insanlarımızın uzun süre içeride kalmalarını öngörüyor. Mücahitlerin eşyalarına mallarına el konuluyor. Kukla Kadirov her zaman ‘mücahitler kendilerini düşünmüyorsa ailelerini düşünsün’ diyerek, Müslümanları korkutmaya çalışıyorlar. Mayıs 2013’ten bu yana Mücahitlerin aileleri ve evlerine de baskınlar yapılıyor. Tüm bölgelere yayılmış bir baskın söz konusudur. İnsanları sorguya çekiyorlar. İnsan onurunun akyalar altına alacak yöntemler uyguluyor. O insanların tek suçu topraklarına sahip çıkması ve Allah’a inanmasıdır. İnsanları seçerek içeri alıyorlar ve hiç işlemedikleri suçları onlara kabul ettirmeye zorluyorlar. Sadece Dağıstan’da onlarca aile bu uğurda birçok şehit vermiştir” diye konuştu.

BİRLİK VE BERABERLİK İÇİNDE OLMAMIZ GEREKİYOR

Katılımcılara ve toplantının ev sahibi İMKAN DER’e teşekkür eden Kafkas Halkları Kongresi Genel Sekreteri Ahmed Umarov, Kafkasya’da büyük bir savaşın yaşandığını belirterek, “Evlerimizde şu an savaş devam etmektedir. Allah’ın bize emrettiği gibi birlik ve beraber olmamız gerekir. Allah’a çok şükür ki şu an bizler burada birliğiz. Konuşmacıların da burada bulunanların da sözlerinden anladığımız kadarıyla birlik ve beraberlik içindeyiz. Herkese teşekkür etmek istiyorum. İnşallah gelecekte bu gibi toplantıları tertiplemeye devam edeceğiz. Kafkasya, Ortadoğu ve Avrupa ülkeleri ile bir araya gelmeye devam edeceğiz” dedi. (Erkan Yavuz - Enes Durmaz / İLKHA)

 

<< Geri 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 İleri >>

 

<< Geri 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 İleri >>