VAN- Türkiye’deki iş sağlığı ve güvenliği sorunlarının önceden olduğu gibi halende devam ettiğini belirten İş Güvenliği Uzmanı Vahdettin Karahan, meydana gelen kazaların yüzde 88’inin önlenebilir kazalar olduğunu ifade etti.
Maden ve inşaat alanlarının çok riskli işletmeler olduğunu dile getiren Karahan, “Soma’da ilk gördüğümüze göre vardiya değişimlerinde sıkıntı var. Yani bir vardiya iş başı yaparken diye vardiyayı iş sahasındaki alanlara gönderemezsiniz. Bir vardiyanın işi bırakıp, diğer vardiyanın işe öyle başlaması gerekiyor. İşi bırakan vardiyanın da iş sahasını terk etmiş olması gerekiyor” dedi.
“Ülkemizdeki iş sağlığı ve güvenliği sorunları devam ediyor”
Soma olayının Cumhuriyet tarihinin en üzücü, sonucu en vahim olan olaylardan bir tanesi olduğunu ifade eden Karahan, “Sonucu itibariyle çok kötü sonuçlanmış bir iş kazasıdır. Soma kazasında hayatını kaybeden emek şehitlerine Allah’tan rahmet diliyorum. Bütün ülkemize başsağlığı diliyorum. Ülkemizdeki iş sağlığı ve güvenliği sorunları önceden olduğu gibi halende devam etmektedir. Çok önemli konular. Sonuçta çalışanların hayatının söz konusu olduğu alanlar. Ülkemizde iş salığı ve güvenliği ile ilgili yeni bir kanun var. 6335 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanunu, bu kanun 20 Haziran 2012’de çıkarıldı. 1 Ocak 2013’te de yürülüğe girdi. Bu kanundan önce sadece bizim bir yönetmelik vardı. 4857’ye bağlığı iş kanunu diye bir yönetmelikle idare ediliyordu. Tabi Avrupa’nın yıllardır üzerimizde baskısı vardı. İş kanunu mevzuatına geçin şeklinde baskıları vardı. Bizim bir kanunumuz var artık ama tabi bu kanun da yetmiyor” diye konuştu.
“Millet olarak bilinç sıkıntımız var”
Milletin iş sağlığı ve güvenli konusunda bilinçli olarak gelişmesi gerektiğini söyleyen Karahan, “Soma olayı çok vahim bir durum, hepimiz çok üzüldük. Onların acılarına ortak olmaya çalıştık. Soma’da bildiğimiz kadar 9 tane iş sağlığı güvenliği uzmanı vardı. 3 tane iş yeri hekimi vardı. Tabi bu iş sağlığı ve güvenliği uzmanları onların kendi personelleriydi. Firma kendi bünyesinde bir maden mühendisi çalıştırıyordu. Aynı zamanda iş güvenliği hizmetini de o çalışanı aracılığıyla vermekteydi. Bu şekilde bir iş güvenliği ihtilacı karşılanmaya çalışılıyordu. Çok ayrıntılarını bilmemekle beraber Soma’nın kendi iç bünyesinde İSGB dediğimiz işyeri sağlık ve güvenlik biriminin kurulması şartı var. Çıkarılan yasayı, mevzuatı uygulamada sorunlarımız var. Millet olarak bilinç sıkıntımız var. İş sağlığı ve güvenliği kültürü konusunda sıkıntılarımız var. Bunların üstesinden gelmeliyiz. Bu sıkıntılar mevzuatları yazan kişilerden itibaren geliyor. Bu işi denetleyenlerden itibaren geliyor. Bu sorunları öncelikle aşmamız gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
“Kazaların yüzde 88’ini önlemek büyük bir orandır”
Meydan gelen kazaların yüzde 88’i önlenebilir kazalar olduğunun altını çizen, Karahan, “Yani meydana gelen kazaların yüzde 88’ini önleyebiliriz. Kazaların oluşmasına engele olabiliriz. Yüzde 88 tabi büyük bir orandır. Bunların yüzde 2’si de önlenemeyen iş kazalarıdır. Bir işyerinde nasıl önlem alırsanız alın önlenemeyeceğiz kazalar vardır. Yine yüzde 88 önleyebilmek çok büyük bir orandır. Soma’da ilk gördüğümüze göre vardiya değişimlerinde sıkıntı var. Yani bir vardiya iş başı yaparken diye vardiyayı iş sahasındaki alanlara gönderemezsiniz. Bir vardiyanın işi bırakıp, diğer vardiyanın işe öyle başlaması gerekiyor. İşi bırakan vardiyanın da iş sahasını terk etmiş olması gerekiyor. Örneğin madenlerde geçitler çok önemli. Geçitlerin kullanım oranlarına göre genişletilmesi gerekiyor. Mevzuatta bunların usulleri var. Maden ve inşaat alanları çok risk olan işletmelerdir. İş kazalarının en fazla olduğu işletmelerdir. Soma’da eğer maden ocağında yangın çıkmışsa elektrik akmasından çıkmıştır. Bu tür sistemlerin kesinlikle yanmaz malzemelerden oluşması gerekiyor. Madenlerde kıvılcım çıkarmayan sistemler kullanılmalı, vb. önlemler anılabilinirdi. Madende ateş yakılamayacağına göre bu yangının elektrik aksamından çıktığı sonucuna varıyoruz. Elektrik güvenliği konusunda önlemler alınsaydı böyle bir sonuçla karşılanmayacağımızı düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
“İş salığı ve güvenliği Van’da çok tatmin edeci düzeyde değil”
İş sağlığı ve güvenliğini insanlara anlatmada problemlerinin olduğunu dile getiren Karahan, “Van’a gelince öncelikle bizim sorunumuz tepeden başlıyor. Yani mevzuatı yapanlardan başlıyor. Bizim iş salığı ve güvenliğini anlatmada problemlerimiz var. Biz bunları insanlarımıza anlatamıyoruz. İşverenlerimize, çalışanlarıma anlatamıyoruz. İnsanlığımız iş sağlığı ve güvenliğin önemsemiyor. Bu konuda işverenlerden hassasiyet göremiyoruz. İnsanlarımıza bu önlemleri aldıramıyoruz. Bunun yanı sıra iş yerlerine verdiğimiz hizmete karşılık onlardan almış olduğumuz paralar bu iş sağlığı ve güvenliğini onların gözünde önemsiz kılıyor. Çalışma Bakanlığına bağlı resmi kurum niteliğinde hizmet veren bir kurumumuz. İnsanlarımız direk parayı düşünüyor. Bu sefer bizim yaptığımız iş onların nazarında biraz daha önemini yetiriyor. Bundan ziyade çalışanlarla sorunlarımız var. Çalışanlara iş güvenliğini aldıramıyoruz. Örneğin bir çalışana baret taktıramıyoruz. Ben takamam diyor. Beni rahatsız ediyor şeklinde tepki gösteriyorlar. Bizim iş güvenliği konusunda geçmişe dönük bir alt yapımız yok. İnsanlarımız bu konuda bilinçsiz. Verdiğimiz eğitimler çok bilinçsizmiş gibi görünüyor. İş Salığı ve Güvenliğinin Van’da çok tatmin edeci düzeyde olmadığını düşünüyorum. Van’da iş sağlığı ve güvenliği alan firmaların sayısı yüzde 20’yi geçmez. Bunların yüzde 20’si de ben ceza yemeyeyim diye zorunda olup da almak durumda olan işverenlerdir. Sadece ben cezadan kaçayım da geri ne olursa olsun düşüncesindeler. Buda bizi ziyadesiyle üzüyor. Biz insanların canlarına bir şey olmasın diye çalışıyoruz. İş sağlığı ve güvenliği insanı bir olaydır. Bu boyutun işverenler tarafından daha ağır düşünülmesini istiyoruz” şeklinde kaydetti. (Hacı Yılmaz-İLKHA)