ELAZIĞ - Gündemi değerlendiren HÜDA PAR Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Sait Şahin, önemli açıklamalarda bulundu. PKK`nin halka yönelik saldırılarına değinen Şahin, PKK`nin Kürt halkına yönelik saldırıları kabul etme, sineye çekmenin mümkün olmadığını söyledi.
Diyarbakır`da düzenlenen Alimler Birliği Toplantısının takdire şayan olduğunu ifade eden Şahin, Soma`daki maden faciasından kamuya işçi alımında yaşanan adaletsizliğe, Suriye sınırında yaşananlardan Boko Haram’a operasyon kararına kadar birçok konuda değerlendirmelerde bulundu.
Kusuru veya ihmali olan kim varsa hepsinden hesap sorulmalıdır
Soma’daki elim maden kazanın ülkenin dört bir yanındaki insanların ortak acısına dönüştüğünü ifade eden Şahin, "Kaza sonucunda vefat eden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ediyoruz. Böylesi bir sonucun meydana gelmesinde suçu, kusuru veya ihmali olan kim varsa tespit edilip kendilerinden hesap sorulmalıdır." ifadelerini kullandı.
"Faciada uygulama ve denetim zafiyetinin rolü büyüktür"
Kapitalist düzenin emek sömürüsünün yüzlerce insanın ölümüne neden olan bir canavarlık düzeyine ulaşmasında, en büyük payın hükümete ait olduğunu belirten Şahin, böylesi bir felaketin oluşmasında yasal düzenleme eksikliğiyle beraber, daha vahimi uygulama ve denetim zafiyetinin oldukça önemli bir rolü olduğunu söyledi.
Şahin, denetim görevini yerine getirmeyen veya gerçeğe aykırı rapor düzenleyip maden ocağı sahiplerini kayıran denetçilerin, en az maden ocağı sahipleri kadar sorumluluğu olduğuna dikkat çekti.
"Kürtler arası yeni bir çatışma çıkarılmak isteniyor"
Devlet içi kurumların ve devletin kontrolünde olan bir kısım KCK unsurlarının tahriki ve yönlendirmesi ile Kürtler arası yeni bir çatışmaya zemininin hazırlanmak istendiğine dikkat çeken şahin, HÜDA PAR`ın kurulduktan sonra bu şer odakların onlarca saldırısına maruz kaldığını belirtti.
"PKK`nin Kürt halkına yönelik saldırılarını kabul etmek mümkün değil"
Şahin, "Seçimlerden önce partimizle ilişkilendirilmeye çalışılan Batman’daki cinayet komplosunun, aylardır haksız yere tutuklu bulunan şura meclisi üyemizin çıkarıldığı ilk duruşmada tahliyesi ile boşa çıkmasının hemen ardından, bu kez Lice’de yeni bir saldırı tertiplenmiştir. PKK-BDP-HDP medyası tarafından ise olayın tersyüz edilmesi, bu tezgâhın içinde ve başında kendilerinin olduğuna kuvvetli bir delildir.
Mardin’de bir üyemizin evine bomba atılması, Şırnak’ta 9 işçinin kaçırılması, halkın küçük yaştaki çocuklarının kandırılarak dağa çıkarılması ve buna benzer olaylar vahim gelişmelerdir. Devletle barış sürecine giren bir örgütün, yine devletin kayırma ve cesaretlendirmesi ile Kürt halkına yönelik saldırılarını kabul etmek, sineye çekmek mümkün değildir.” şeklinde konuştu.
"Alimler Birliği Toplantısı"
Ümmetin ortak sorunlarının ve çözüm önerilerinin konuşulduğu Diyarbakır`daki Alimler Birliği Toplantısını değerli bulduklarını ve desteklediklerini ifade eden Şahin, "Peygamber varisi olan âlimlerin ümmete siyasal, sosyal ve kültürel bütün alanlarda reçeteler sunması gerektiği kaçınılmaz bir gerçektir.
Müslümanların kardeşliğini pekiştirecek, gerek dâhilde gerekse de hariçte yaşanan bütün zulüm ve haksızlıklara karşı duracak âlimlerin, daha çok inisiyatif alması gerektiğine inanıyoruz.” şeklinde konuştu.
Kamuya işçi alımında adaletsizlik
Amacı, yerliye öncelik vermek ve böylece iş göçünü önlemek olan yönetmeliğin bıraktığı boşlukların sahteciliğe yol açtığını ifade eden Şahin, "Anayasada yer alan çalışma ve seyahat özgürlüğü kapsamında, ya yerli işçiye öncelik verilmesi uygulamasından vazgeçilmeli, ya da yerli işçiye öncelik verilmek isteniyorsa adres şartına ek olarak, 3 ay veya daha fazla bir süre ikamet etme şartı getirilmelidir." dedi.
"Suriye sınırı insani yardım ve mülteci kabulü için açık tutmalı"
Savaştan kaçan sivillerin mülteci olarak sığınma hakkı olduğunu söyleyen Şahin, "Sınır ihlalini gerekçe göstererek insanların canına kıymak, hiçbir meşruiyeti olmayan apaçık bir cinayettir. Bu cinayet, işleyenlerin yanına kâr kalmamalıdır. Hükümet, bu cinayetlere bir an önce son vermeli, sınır kapılarını insani yardım ve mülteci kabulü için açık tutmalı, çoğunluğu Kürt olan mültecilerin geçişine izin vermelidir." ifadelerini kullandı.
Bosna Hersek’te yaşanan ve 44 kişinin öldüğü afet nedeniyle taziyede bulunan Şahin, ölenlere Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabır diledi.
Dünyanın dört bir yanından Müslümanların akın ettiği kutsal topraklardaki salgının önlenmemesinin büyük sorunlara yol açacağını belirten Şahin, Türkiye’den Mekke ve Medine’ye gidecek olanların önleyici aşılarla korunması konusunda, Sağlık Bakanlığı tarafından gerekli tedbirler alınmasını istedi.
Boko Haram’a operasyon kararı
Afrika’nın zenginliklerine göz dikmiş emperyalist Batı’nın buralara girmek için fırsatlar oluşturduğuna dikkat çeken Şahin, "Müslüman ülkelerin içişlerine hiçbir surette karışmasını tasvip etmediğimiz emperyalist Batı, halkı müslüman ülkelerde yıllardır her gün çocuklar katledilirken sesini çıkarmamaktadır.
Bununla beraber çocukların ölümüne sebebiyet veren kimyasal silahları pazarlayanların da batılı emperyalist devletler olduğu bilinmektedir. Bu derece güvenilmez ve kirli bir siyasete sahip batılı devletlerin, Boko Haram’ın elinde tuttuğu çocukların kurtarılması için askeri bir operasyonu gündeme getirmesi, tam anlamıyla ikiyüzlülüktür.
Böylesi bir operasyon çocukların ölümüne sebebiyet verecek tehlikeyi barındırdığından, askeri operasyon yerine Boko Haram ile anlaşma yoluna gidilmesinin daha doğru olacağı düşüncesindeyiz. Daha önce yaptığımız açıklama doğrultusunda kız çocuklarının serbest bırakılmaları ve bunun için İslam ülkeleri ve teşkilatlarının adım atması yönündeki çağrımızı da bu vesile ile yineliyoruz.” şeklinde konuştu. (Yasin Kavaklı - İLKHA)