AĞRI - `82 İl 82 Sahabe` adlı proje kapsamında Ağrı’da organize edilen programa katılan Siyer Araştırmacısı M. Emin Yıldırım; halkın, sahabeler hakkında bilinmeyen gerçekleri bu proje kapsamında öğrendiklerini ifade etti.

"Sahabe nesli, en güzel örneğin (s.a.v) elinde yetişen bir nesildir"

Sahabelerin insanlık için çok önemli olduğunu kaydeden M. Emin Yıldırım, sahabe neslinin en güzel örneğin (s.a.v) elinde yetişen bir nesil olduğunu söyledi. 

"Onları (r.a.) tanıdıkça Nebevi miras olan Sünneti daha iyi anlayabiliriz." diyen Yıldırım, “Malumunuz sahabe nesli bizim için çok önemli bir nesildir.  Çünkü biz onların üzerinden İslam`ı öğrendik, onların üzerinde Kur`an`ı aldık, onların üzerinden Sünnet talim ettirdik.  Dolayısıyla bizler için köprü bir nesildir. Dinin intikal muhafazasında da önemli bir fonksiyon icra ederler onlar. Hal böyle olunca ashabı kiram efendilerimizi daha yakından tanımamız icap oluyor. Sahabe nesli, en güzel örneğin (s.a.v) elinde yetişen bir nesildir. Böyle olduğu için de bizler onları tanıdıkça kulluk noktasında belirli bir seviye kazanabiliriz. Onları tanıdıkça Kur`an`ı anlayabiliriz. Onları tanıdıkça Nebevi miras olan Sünneti daha iyi anlayabiliriz.”şeklinde konuştu. 

"Birçok ilde sahabelerin ayak izleri ve hatıralarını bulduk"

Yıldırım, “İşte bu öneminden dolayı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dahil memleketin 82 vilayetinde bir şekli ile, o il ile alakasını kurduğumuz sahabe efendilerimizi gündem ediyoruz.  Böyle bir çıkışla çıktığımızda da şunu gördük. Anadolu`nun büyük bir kısmında ashabı kiram efendilerimizin ayak izleri var. Hicretin 17’nci yılında Anadolu`ya gelen İslam ordusundan bin kişi sahabeden oluşuyordu. Hatay’da Ebu Ubeyde Bin Cerrah`ın, Urfa`da İyat Bin Ğanim`in,  Erzurum`da Habib İbn-i Meslemey`i, Adıyamanda  Saffan İbn-i Muattalı, İstanbul`da Eba Eyyub El Ensari`yi, Afyon`da Ebuzer El Ğıffârî`yi,  Kıbrıs`ta Ümmü Haram anamız gibi sahabelerin ayak izlerini ve onlara ait hatıraları bulduk. " dedi.

"Sahabeler bu topraklara iman tohumlarını ektiler" 

Sahabelerin Anadolu topraklarına iman tohumları ektiğini kaydeden Yıldırım, "Bu yakınlık bize şunu da gösteriyor. Yaşadığımız bu topraklar sahabenin aynı zamanda iman tohumlarını ektiği topraklardır.  Hal böyle olunca, dinden koparmak için Kur`an`ımızı yasaklayanlar, camileri ahıra çevirenler, bin yıl sürecek diye bir şeyler yapanların çabası boş kaldı ve bizi dinden uzaklaştıramadılar. İşte bundan dolayı halkımız sahabeleri daha iyi tanısın ve o toprak ile bağını iyi bilsin diye bu projeyi gerçekleştirdik. Onlar(r.a.) `ın üzerinden Allah`a kulluk etmenin kodlarını, anahtarını öğrenerek bazı adımlar atsın.  Bu maksatla 2,5 yıl önce bismillah diyerek bu programa başladık, elhamdülillah bugün Ağrı`da 74`cü programı icra ettik. Allah nasip ederse bu yıl da projemizi bitirmeyi hedefliyoruz."dedi. 

"Halk bu proje vesilesi ile sahabeler hakkında bilinmeyenleri öğrendi"

Halkın bu program sayesinde sahabeler hakkında bilmediklerini öğrendiklerini kaydeden Yıldırım, "Hamdolsun programlarımız halk tarafından büyük bir teveccüh gördü. Halkın kendini sahabelere benzetmek istediğini gördük, onlar gibi yaşamak istediklerini gördük.  Birçok yerde bazı sahabe efendilerimiz ilk defa duydular. Bazı illerde sahabelerin o toprakla bağları bu proje vesilesiyle ortaya çıktı.  Bununla ilgili bir iki örnek vermek gerekirse, misal olarak, Cerir İbn-i Abdullah isimli büyük sahabe kaynaklarımıza göre Gaziantep`in Karkamış ilçesinde kabri bulunmaktadır. Ama şu anda insanlarımız onun kabrini bilmiyorlar.  Bu bilgi proje kapsamında ortaya çıktı.  Birçok insan Habib İbn-i Mesleme`nin,  İslam ordusu başında Erzurum`da ilk ezanı okunduğunu bilmiyorlar ve bu proje kapsamında bunu öğrenmiş oldular.  İnsanlar biraz daha ilgi gösteriyorlar, daha da yakın olmaya çalışıyorlar sahabelere. Bu projelerde arzumuz gayemiz buydu." şeklinde konuştu. 

"Bataklıkta yürüyebilmek için büyüklerimizin izinde yürümektir"

Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: "İnsanların bu proje kapsamında namaza başladıklarına şahit olduk,  bazı yerlerde anlattığımız sahabelerin hayatlarından insanlar ilk defa haberdar olduklarını ifade ettiler. Yine bu proje vesilesiyle bacılarımızın tesettüre büründüğüne şahit olduk. Bunlara vesile olabilmek büyük bir mutluluk bizlere. Allah bizleri onlara gölge değil bir ayna kılsın inşallah.  Bataklıkta yürüyebilmenin en selim hali büyüklerin ayak izlerine basarak yürümektir. Çünkü risk var bataklıkta, basarsın kayar ayağın gidersin Allah muhafaza. Ama eğer önümüzde bizden önce yürümüş salihlerin, sadıkların  ayak izleri varsa onlara basarak yürümek menzilli selamete ulaşmanın en önemli yoludur. Hepimizin bu şekilde olmasını diliyorum. " dedi. (Ömer Adıgüzel - İLKHA)