Paralel yapılanmanın içerisinde yer aldığı bilinen Polislerce baskına uğrayan ve yine Paralel yapının yargısı tarafından ağır hapis cezalarına mahkum edilen Elazığ İHYA-DER ve Adıyaman Vahdet-Der üyelerinin maruz bırakıldıkları mağduriyetleri gerek bizzat mektupla gerekse akrabalarının çeşitli girişimleriyle ilgili kurumlara ve BİMER`e iletmelerine rağmen şimdiye kadar Adaletin tesisi adına bir gelişme görülmezken Erzurum`da Paralel yapılanma mağduru olduğunu iddia eden bir vatandaşın yaptığı şikayetin dikkate alındığı ve konuyla ilgili gerekli girişimlerin yapıldığı belirtildi.

Yeni Şafak Gazetesinde yer alan haberde:

"Erzurum`da dershanecilik yapan bir vatandaş, Cemaat dershanesiyle ilgili polise yaptığı şikayetle ilgili kendisini ifadeye çağıran Savcı H.A. tarafından `Başbakan`ın dolduruşuna gelme suçlu duruma düşersin` şeklinde tehdit edildiğini iddia ederek BİMER aracılığıyla Başbakan Erdoğan`a şikayet mektubu yazdı. Şikayeti dikkate alan Erzurum Cumhuriyet Savcılığı Savcı H.A hakkında soruşturma başlattı. HSYK da savcının ifadesini alacak.

Mağdur edilen dershane sahibi C.Ü., polis ve savcılık aşamasında şikayet dilekçeleri rafa kaldırılınca, çareyi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`a mektup yazmakta buldu. Paralel yapı tarafından mağdur edildiğini ileri sürerek polise ve Cumhuriyet Savcılığı`na suç duyurusunda bulunan C.Ü., kendisini azarlayan Cumhuriyet Savcısı H.A.`yı, BİMER aracılığıyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`a şikayet eti.

Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı, C.Ü.`nün Başbakanlığa yazdığı mektup sonrası harekete geçti ve Cumhuriyet Savcısı H.A. hakkında soruşturma başlattı. Bu gelişme üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu da Savcı H.A.`nın söz konusu suçlamayla ilgili ifadesine başvuracak.

`Hayatım karardı`

Erzurum`da dershanecilik yapan C.Ü.`nün 02 Nisan 2014 tarihli Başbakanlık ve BİMER`e gönderdiği mektup ve söz konusu iddialar şöyle: `19 Şubat 2014 günü Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Daire Başkanlığı, Erzurum Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü`ne 62018024-5064- 78542 25472 sayılı yazıları bizzat teslim ederek ifade verdim. Bütün mal varlığımı hukuka aykırı şekilde elimden alan, hayatımı karartan, onlarca yıl yaşasam bile ödeyemeyeceğim bir borç sarmalı içine şahsımı sokan, Paralel Yapı- Cemaat ve uzantılarının bugüne kadar uğrattıkları zulüm ancak sizin takdir ve emirlerinizle bir nebze olsun giderilebileceğine olan inancım sonsuzdur. Hayatımın bir anlamda bu örgüt tarafından tehdit tutulmaktadır.

Yukarıda belirttiğim gibi dosyanın polise teslim edilmesinden yaklaşık 12 gün sonra, 31 Mart 2014 günü Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığından Cumhuriyet Savcısı olan H.A. tarafından ifadeye çağrıldım ve aynı gün saat 15.00 sıralarında ifadem alındı.

Cumhuriyet Savcısı H.A.`nın beni şikayetim ile ilgili olarak tehdit edici ve sert tavırları ile karşılaştım. Bir Cumhuriyet Savcısının bir mağdurun karşısında durumu anlamaya çalışması yerine, öncelikle tüm hayatımı araştırmış ve hatta Hacca gittiğimi de öğrenmiş ki, bana `Hacı` diye hitap etti. `Neden ilk önce bize gelmedin polise gittin? Seni polise kim gönderdi? Bu ifadeleri sana hangi polis yazdırdı? Bu ifadeler polis tarafından yazdırılmış.` diye sorgulamaya başladı.

`Bana `Başbakan`ın dolduruşuna gelme` dedi`

Ben hepsini reddedince bana `şikayet dilekçende, cemaat dershanelerinden bahsetmişsin, bunlardan ne istiyorsun. Bu dershanelerin sempatizanı olan kurumlardaki yetkilere neden (paralel devlet örgütü) diyorsun. Kayıtlarda böyle bir örgüt yok. (Başbakanın dolduruşuna gelme) sonra, suçlu duruma düşersin` dedi.

Savcı: `Boşuna kendini yorma`

Erzurum Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne verdiğim ifadem dikkate alınmadan, şikayet dilekçemi adeta cımbızlanarak, layıkı ile sorgulanmadığı gibi ihbarımla ilgili fazla yapabilecekleri bir şey olmadığını ifade ederek, `Sen geçmişte gerekli suç duyurularında bulunmuşsun. Hepsi reddedilmiş, yaptığın ihbarların devletin vergi gelirleri artar senin kazancın ne, boşuna kendini yorma, git sakin sakin yerinde otur` şeklinde oldukça sert bir ses tonu ile beni davamdan vazgeçirmek istedi.

`Bir savcı bunu nasıl der`

Bir Cumhuriyet Savcısının gerçekleri araştırmak, gerçeklere ulaşmak, olayları anlayıp dinlemek ve suç unsurlarını varsa bunlar hakkında yasal işlem yapılması gerekirken, yazmış olduğum dilekçelerin bana birileri tarafından yazdırıldığını ve ifadelerin hangi polis tarafından yazdırıldığını, Başbakanımızın dolduruşuna gelmemem gerektiğini ifade etmesi kabul edilemez bir tutumdur. Kurulan bu tezgah ve kumpaslardan kaç insanın mağdur edildiğini, hakkını aramaya kalkan insanların, tehdit ve şantajlarla susturulmaya çalışıldığının bir örneğini yaşadım.

Devletin bekası sizin omuzlarınızda

Sayın Başbakanım, bu devletin bekası, sizin omuzlarınızda ancak, yapılan menfilikler görevini kötüye kullanan baş müfettişlerin, vergi denetmenlerinin, `Başbakanın dolduruşuna gelme` diyen cumhuriyet savcılarının elinde. Bu nedenle geçmişte yaptığım, vergi kaçakçılığı suçunu işleyen ve görevini kötüye kullananlar hakkında suç duyurusunda bulunduğum. Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı`nın 2010/12603 kayıtlı soruşturma, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 2010/125536 sayılı kayıtlı soruşturma, Danıştay Birinci Daire Esas No: 2011/409, Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı`nın 2011/13606 kayıtlı soruşturma dosyalarının celp edilerek sorumlular hakkında yasal işlemin yapılmasını istiyorum.

`Hayatımı rehin alanlardan şikayetçiyim`

Hayatımı rehin alan bu paralel yapının emir ve talimatlarınız doğrultusunda adalet içerisinde hakkımın aranması, suç işleyen vergi kaçakçılarından bunların yaptıklarının hesabının sorulması, bunlara devlet içerisinde örgütlenerek hak arama imkanın ortadan kaldıran devlet içerisindeki uzantılarının ve hakkımı aradığım için beni şantajla tehdit ederek hakkımı aramaktan vazgeçirmeye çalışarak `Başbakan`ın dolduruşuna gelme, suçlu olursun` diyen hakkımı aradığım için tehdit ve şantaj eden Cumhuriyet Savcısı ile ilgili gereği için talimat vermenizi talep ediyorum." denildi.

Elazığ İHYA-Der ve Adıyaman Vahdet-Der Dosyaları Mağdurları Ne Olacak?

Paralel Yapının, İslami çalışmalarını hazmedemeyerek hukuksuz bir şekilde hapis cezaları verdirdiği Elazığ İHYA-DER ve Adıyaman Vahdet-Der dosyaları mağdurları kendilerine yaşatılan mağduriyetlerin giderilmesi adına ilgili kurumlara yaptıkları başvuruların hala dikkate alınmaması ve yetkili kurumların mağduriyetlerin giderilmesine yönelik bir girişimde bulunmamaları akıllarda soru işareti bırakmaya devam ediyor. Hatırlanacağı üzere Hükümet yetkilileri, paralel yapının mağduriyetine uğramış kişi ve kurumların mağduriyetlerinin giderileceğine yönelik beyanatlarda bulunmuşlardı.

Hürseda Haber