ANKARA - Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Türkiye`nin geçmişte olduğu gibi gelecekte de Filistin`in bir devlet olarak uluslararası camiada hak ettiği yeri alması yönünde çabalarını sürdüreceğini belirterek "Başta İslam ülkeleri olmak üzere uluslararası ortaklarımızın da Filistin`e bu doğrultuda destek vermeye devam etmeleri gerekmektedir. Zira, Filistin devletinin tanınması uluslararası toplum için bir seçenek değil, etik ve siyasi bir yükümlülüktür" dedi.
İşler, Sheraton Ankara Hoteldeki BM Filistin Halkının Vazgeçilmez Haklarının Kullanılması Komitesi Toplantısı`nın kapanışında Arapça yaptığı konuşmada, hükümeti adına, toplantının düzenlenmesindeki katkılarından dolayı BM ve İslam İşbirliği Teşkilatına teşekkür etti.
İki gün süren toplantı ve panellerde uzmanların sunumlarıyla zenginleşen bir tartışma ortamında Kudüs meselesinin çeşitli açılardan ele alınmasının mutluluk verici olduğunu dile getiren İşler, "İnsanlık vicdanının bir aynası olan Kudüs`deki durum tüm uluslararası toplumu ilgilendirmektedir" ifadesini kullandı.
Üç semavi dinin mukaddes kabul ettiği Kudüs`ün tüm insanlığın da başkenti olduğunu aktaran Emrullah İşler, şöyle devam etti:
"Kudüs`ün tarih içerisinde vasıflandırıldığı `inananlar şehri`, `barış şehri` gibi isimler de bu gerçeğe işaret etmektedir. Kudüs’ün bugün karşı karşıya bulunduğu zorluk ve tehditleri Filistinli kardeşlerimizin işgal altında yıllardır çekmekte oldukları acılardan ayrı bir şekilde ele almak mümkün değildir.
Filistin halkı, 1948` bu yana süren tarihi haksızlığa karşı vakur bir şekilde haklı mücadelesini sürdürmektedir. israil, 1948 yılında bağımsızlığına kavuşup bir devlet olmanın getirdiği tüm hakları kullanırken, Filistin halkı kendi egemen ve bağımsız devletini kurma hakkından çeşitli engel ve bahanelerle mahrum bırakılmıştır."
"Türkiye Filistin halkının yanında"
Filistin meselesinin özünde işgali sonlandırma, Filistinlilerin yıllardır ayaklar altına alınan temel hak ve özgürlüklerine kavuşması meselesi olduğunu aktaran İşler, "Dolayısıyla ortak hedefimiz, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir devlet çatısı altında yaşama mücadelesidir" diye konuştu.
İşler, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye, bu haklı mücadelesinde Filistin halkının her zaman yanında olmuş, Filistin devletinin ilan edildiğinde ilk tanıyan ülkeler arasında yer almış, Oslo süreci çerçevesinde işgal altındaki topraklarda kurulan Filistin Özerk Yönetimi`ni desteklemiştir.
israil`in, barış sürecini tahrip eden ve 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletinin kurulmasını engelleyen tutumu karşısında ülkemiz, Filistin Devlet Başkanı Abbas`ın uluslararası alanda bir devlet olarak tanınma çabalarına güçlü destek sağlamıştır. Bu desteğimizin en somut örneğini, Filistin`in BM’de devlet statüsü kazanması doğrultusundaki çabalarına verdiğimiz aktif katkı teşkil etmiştir.
Hükümetimiz adına Dışişleri Bakanımız, BM üyelerinin ezici bir çoğunluğuyla Filistin`in `üye olmayan gözlemci devlet` statüsü kazandığı 29 Kasım 2012 tarihinde Genel Kurul`da yapılan oylamaya bizzat katılmış ve Filistin’e desteğimizi vurgulamıştır."
İşler, Türkiye`nin geçmişte olduğu gibi gelecekte de Filistin`in bir devlet olarak uluslararası camiada hak ettiği yeri alması yönünde çabalarını sürdüreceğini belirterek "Başta İslam ülkeleri olmak üzere uluslararası ortaklarımızın da Filistin`e bu doğrultuda destek vermeye devam etmeleri gerekmektedir. Zira, Filistin devletinin tanınması uluslararası toplum için bir seçenek değil, etik ve siyasi bir yükümlülüktür" görüşünü paylaştı.
"Kudüs`teki dini ve tarihi mirasa sahip çıkmak insanlık görevi"
Kudüs meselesi çözülmeden Filistin meselesini, Filistin meselesi çözülmeden de israil-Arap ihtilafını sonlandırmanın mümkün olmadığını aktaran İşler, Kudüs`ün tüm semavi din ve kültürleri bir araya getiren çok kültürlü mirasına sahip çıkmak, geçmişimize ve kimliğimize sahip çıkmakla birdir. Türk halkı için Kudüs, bir hoşgörü, barış ve kardeşlik şehridir. Bu anlayış bize tarihimizin bıraktığı bir mirastır" diye konuştu.
Bu barış ve huzur ortamının yeniden tesis edilmesi, Kudüs`ün bir küresel barış ve uyum merkezi ve sembolü halinde gelmesinin en temel ve samimi arzuları olduğunu bildiren Emrullah İşler, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kudüs`teki dini ve tarihi mirasa sahip çıkmak bir insanlık görevidir. Kudüs geçmişte herhangi bir millet veya dine ait olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır.
Uluslararası Kudüs Toplantısı, Kudüs`ün çok dinli ve kültürlü yapısının değiştirilmesine yönelik suni çabaların hiçbir şekilde kabul edilmeyeceği mesajını tüm dünyaya vermiştir.
Uluslararası toplum, bu konudaki duyarlılığını her vesileyle ve açıklıkla ortaya koymaya devam etmelidir. İnsanlığın ortak varlığı olan Kudüs`e, Müslüman ve Hristiyan her dinden ve kültürden dünya vatandaşlarının sahip çıkması gerekmektedir.
Bu doğrultuda, Türkiye Birleşmiş Milletler ve İslam İşbirliği Teşkilatının Kudüs konusunda alacağı her inisiyatifi destekleyecek, gerekirse öncü olacaktır. Türkiye, Kudüs`ün, tarihte olduğu gibi, tüm kesimlerin barış ve uyum içinde yaşadığı günlerine dönmesi yolundaki çabalarını önümüzdeki dönemde de kararlılıkla sürdürecektir."
AA