M. Beşir Varol / İnzar Dergisi
Allahu Teâlâ’ya layıkıyla hamd, Efendimiz Muhammed’e, Onun pak Âline, muzaffer Ashabına ve onları her hususta kendilerine örnek alan tüm müminlere salat ve selam olsun.
Dergimizin basiretli okuyucuları! Bu yeni sayıda da Allahu Teâlâ’nın lütuf ve tevfikiyle yine, huzurunuzdayız. Malum yeni siyasi mücadelemizde birinci sınavımız münasebetiyle yazımı gerçek zafer ve hezimet başlığı altında kaleme aldım. Bu husustaki ifade etmek istediğimi maddeler halinde zikretmeye çalışacağım.
1- Allahu Teâlâ Kur`an-ı Kerim’de beyan ediyor ki; “Ey iman edenler, eğer siz Allah’a (dinine) yardım ederseniz, O da size yardım eder ve size dayanma gücü verir. İnkâr edenler ise, yok olsunlar! Allah onların bütün yaptıklarını boşa çıkartacaktır.” (Muhammed 7,8)
Başka bir ayette de şöyle beyan eder:
“Eğer Allah size yardım ederse, artık size galip gelecek hiçbir kimse yoktur. Yardımsız bırakırsa O’ndan başka size kim yardım edebilir?! Müminler yalnız Allah’a güvensinler.” (Al-i İmran 160)
Başka bir ayette de Allahu Teâlâ şunu buyurmaktadır: “Allah asla sözünden dönmeyecektir.” (Hac: 47)
Zikrettiğimiz ayetlerde görüyoruz ki Allah (cc) yardımını dinine yardım eden müminlere va’detmiştir. Dolayısıyla mümin olmayana veyahut dinini hâkim kılmak için mücadele etmeyene yardım etmez. Eğer etmişse ve onlara geçici bir galibiyet vermişse o nusret(yardım) değil istidraçtır/uyutmaktır. Kur`an’da istidraç Araf 182. ve Kalem 44. ayetlerde geçmektedir. Zira Allahu Teâlâ insanı küfür, zulüm ve masiyetten döndürmek için birkaç defa musibet, bela ve başarısızlıklarla uyarır. Uyanmadığı zaman artık onları uyarmaz, bilakis onlara bol nimet ve imkân veriyor, onunla onları uyutuyor ve onlara tayin ettiği helakinin zamanı gelince de onları şiddetli bir şekilde hezimete uğratarak helak ediyor. Bu bir sünnetullahtır ve helak ettiği bütün kavimleri bu muameleye tabi tutmuştur. Allahu Teâlâ helak ettiği kavimlerin kıssalarını Kur`an’da okuyana bu hakikat açıktır.
Ayrıca hiçbir yerde Allah (cc) ve Resulü (S.A.V) galibiyet ve mağlubiyeti hakka, doğruya veyahut batıla ve yanlışlığa ölçü saymamışlardır. Ama çok defa mağlubiyeti müminlere ikaz ve galibiyeti müşriklere, istidraç/uyutma aracı olarak istimal etmektedir.
Aslında mümin mümin olduğu müddetçe onun için mağlubiyet yoktur. Fakat bazen istediği ve hedeflediği galibiyeti değil başka bir çeşit galibiyetle Allahu Teâlâ onu mükâfatlandırmaktadır. Kendisi de bu durumu kendine mağlubiyet ad etmektedir. Zira birçok galibiyet çeşidi vardır. Allah (cc) bazen dünyevi mağlubiyetleri uhrevi galibiyete vesile etmektedir. Bazen onunla hata ve eksikliklere dikkat çekmek istemektedir. Bazen kesin bir zafer için taktik maksatlı kullanılmaktadır. Bazen düşmanı uyutmak ve müminleri uyarmak ve gayrete getirmek için yapılmaktadır. Bazen de münafıkları deşifre etmek, saf dışı etmek ve galibiyete ortak etmemek ve o tadı onlara tattırmamak için geçici mağlubiyetler gerçekleştirmektedir. Ve… Ve…
Allah (cc) düşmanlarına da hiçbir zaman gerçek galibiyet söz konusu değildir. Onlar ise bazı durumları kendilerine galibiyet saymaktadırlar, ancak o kendileri için ölümcül ve ebedi bir mağlubiyettir.
Hâsılı müminler ne galibiyetleri kendilerine mal ederek şımarmalıdırlar ne de mağlubiyetlerini düşmanın maharetine ve kendi beceriksizliklerine verip umutsuz olmalıdırlar. Bilakis her şeyi Allah’tan bilip ve “Nice hoşlanmadığınız şeyler vardır ki sizin için daha yararlıdır. Yine nice hoşunuza giden şeyler de vardır ki onlar sizin için daha zararlıdır. Bütün bunları Allah bilir siz bilmezsiniz.” (Bakara 216) ayet-i celileyi akıllarından çıkartmamalıdırlar. Fıtri olarak hoşa giden veya gitmeyen her durum ve...
Dergimizin basiretli okuyucuları! Bu yeni sayıda da Allahu Teâlâ’nın lütuf ve tevfikiyle yine, huzurunuzdayız. Malum yeni siyasi mücadelemizde birinci sınavımız münasebetiyle yazımı gerçek zafer ve hezimet başlığı altında kaleme aldım. Bu husustaki ifade etmek istediğimi maddeler halinde zikretmeye çalışacağım.
1- Allahu Teâlâ Kur`an-ı Kerim’de beyan ediyor ki; “Ey iman edenler, eğer siz Allah’a (dinine) yardım ederseniz, O da size yardım eder ve size dayanma gücü verir. İnkâr edenler ise, yok olsunlar! Allah onların bütün yaptıklarını boşa çıkartacaktır.” (Muhammed 7,8)
Başka bir ayette de şöyle beyan eder:
“Eğer Allah size yardım ederse, artık size galip gelecek hiçbir kimse yoktur. Yardımsız bırakırsa O’ndan başka size kim yardım edebilir?! Müminler yalnız Allah’a güvensinler.” (Al-i İmran 160)
Başka bir ayette de Allahu Teâlâ şunu buyurmaktadır: “Allah asla sözünden dönmeyecektir.” (Hac: 47)
Zikrettiğimiz ayetlerde görüyoruz ki Allah (cc) yardımını dinine yardım eden müminlere va’detmiştir. Dolayısıyla mümin olmayana veyahut dinini hâkim kılmak için mücadele etmeyene yardım etmez. Eğer etmişse ve onlara geçici bir galibiyet vermişse o nusret(yardım) değil istidraçtır/uyutmaktır. Kur`an’da istidraç Araf 182. ve Kalem 44. ayetlerde geçmektedir. Zira Allahu Teâlâ insanı küfür, zulüm ve masiyetten döndürmek için birkaç defa musibet, bela ve başarısızlıklarla uyarır. Uyanmadığı zaman artık onları uyarmaz, bilakis onlara bol nimet ve imkân veriyor, onunla onları uyutuyor ve onlara tayin ettiği helakinin zamanı gelince de onları şiddetli bir şekilde hezimete uğratarak helak ediyor. Bu bir sünnetullahtır ve helak ettiği bütün kavimleri bu muameleye tabi tutmuştur. Allahu Teâlâ helak ettiği kavimlerin kıssalarını Kur`an’da okuyana bu hakikat açıktır.
Ayrıca hiçbir yerde Allah (cc) ve Resulü (S.A.V) galibiyet ve mağlubiyeti hakka, doğruya veyahut batıla ve yanlışlığa ölçü saymamışlardır. Ama çok defa mağlubiyeti müminlere ikaz ve galibiyeti müşriklere, istidraç/uyutma aracı olarak istimal etmektedir.
Aslında mümin mümin olduğu müddetçe onun için mağlubiyet yoktur. Fakat bazen istediği ve hedeflediği galibiyeti değil başka bir çeşit galibiyetle Allahu Teâlâ onu mükâfatlandırmaktadır. Kendisi de bu durumu kendine mağlubiyet ad etmektedir. Zira birçok galibiyet çeşidi vardır. Allah (cc) bazen dünyevi mağlubiyetleri uhrevi galibiyete vesile etmektedir. Bazen onunla hata ve eksikliklere dikkat çekmek istemektedir. Bazen kesin bir zafer için taktik maksatlı kullanılmaktadır. Bazen düşmanı uyutmak ve müminleri uyarmak ve gayrete getirmek için yapılmaktadır. Bazen de münafıkları deşifre etmek, saf dışı etmek ve galibiyete ortak etmemek ve o tadı onlara tattırmamak için geçici mağlubiyetler gerçekleştirmektedir. Ve… Ve…
Allah (cc) düşmanlarına da hiçbir zaman gerçek galibiyet söz konusu değildir. Onlar ise bazı durumları kendilerine galibiyet saymaktadırlar, ancak o kendileri için ölümcül ve ebedi bir mağlubiyettir.
Hâsılı müminler ne galibiyetleri kendilerine mal ederek şımarmalıdırlar ne de mağlubiyetlerini düşmanın maharetine ve kendi beceriksizliklerine verip umutsuz olmalıdırlar. Bilakis her şeyi Allah’tan bilip ve “Nice hoşlanmadığınız şeyler vardır ki sizin için daha yararlıdır. Yine nice hoşunuza giden şeyler de vardır ki onlar sizin için daha zararlıdır. Bütün bunları Allah bilir siz bilmezsiniz.” (Bakara 216) ayet-i celileyi akıllarından çıkartmamalıdırlar. Fıtri olarak hoşa giden veya gitmeyen her durum ve...