MERSİN - Mersin Barosu, 28 bileşenin oluşturduğu Çocuk Cezaevleri Kapatılsın Girişimi ile birlikte, Baro Konferans Salonu’nda “2014 Yılında Türkiye Çocuk Cezaevleri Gerçeği” konulu panel düzenledi.
Panelde konuşma yapan Mersin Baro Başkanı Alpay Antmen, çocuk cezaevlerinin kapatılması için belki de Türkiye’de bu çapta yapılan ilk çalıştaya imza atacaklarını söyledi.
Antmen şunları kaydetti: “Türkiye’de 5 ilde çocuk infaz kurumu mevcut. Bunlar; Pozantı, Şakran, Kürkçüler, Antalya ve Sincan’dır. Bu durumun en vahim hususu çocukların ve ebeveynlerinin aynı kentlerde olamamasıdır. Daha da vahimi burada kalan çocuklara işkence gibi onur kırıcı muameleler yapılması gibi vahim ve utanç verici iddialardır. Suça sürüklenen çocukların ıslah edilmeleri, eğitimlerine ara verilmemesi ve toplumsallaşmalarının sağlanması uluslararası hukukun ve modern aklın gereğidir.”
Antmen, çocuklar için çocuk cezaevleri yerine ıslah ve eğitim kurumlarının açılması gerektiğini belirterek çocukların ailelerinin ve özellikle de anneleri ile yakın yerlerde bulunmalarının kesinlikle zorunlu olduğunu kaydetti.
Açılışta Çocuk Cezaevleri Kapatılsın Girişimi adına konuşan İHD Genel Başkan Yardımcısı Yöneticisi Hasan Erdoğan da, Türkiye’de 5 ilde örgütlü olan Çocuk Cezaevleri Kapatılsın Girişimi’nin bir ayağının da Mersin’de olduğunu söyledi.
“Sincan cezaevinde, ‘Yumuşak Oda’da işkence devam ediyor”
Cezaevleri koşulları hakkında konuşan Erdoğan, “Bu girişimin başlangıç noktası 1 Ocak 2004 oldu. Çünkü bu tarihte Sincan Çocuk Cezaevi’nde çocuklara yönelik çok ciddi bir saldırı oldu ve çok sayıda çocuk yaralandı. Bu üzerine bir araya gelerek ne yapabileceğimizi aramaya başladık. Çocuk cezaevlerinde yaşanan büyük utanç, hepimizin utancı. Çocuk cezaevlerinde yaşananlara ‘dur’ demezsek, bu utanç büyüyerek, devam edecek. 2011 yazında Pozantı Cezaevi’nde yaşananlar ile süreç hızlandı. Pozantı’daki 200’e yakın çocuk Ankara Sincan’a getirildi üstelik bu sürgün ile Sincan Cezaevi’nin kapasitenin çok üstüne çıkılmıştı ve çocuklar yerlerde yatıyorlardı, bir battaniye veriliyor, ikincisi parayla satılıyordu ve aileleri de yanlarında değillerdi. Yani bu çocuklar sürgünün sürgünü yaşadılar. Pozantı’da cinsel istismarı birçok çocuk teyit etti ancak hala dava açılmadı.
Sincan Cezaevi’nde ‘yumuşak oda’ diye tabir edilen bir odada çocuklara işkence yapıldı, bu konu ile ilgili cezaevine barolar birliği ile baskın yaptık ve gerçeğin ortaya çıkarılması için çalıştık. Ancak hala sonuç alamadık, çünkü kamu çalışanları korunuyor ve işkence sistemli olarak yapılıyor. Sorunlar o kadar ciddi boyutlarda ki; örneğin Sincan’daki olaydan sonra birkaç defa rapor düzenledik ve daha sonra TBMM İnsan Hakları Komisyonu burada inceleme yaptı ancak raporuna ‘terör suçu’ndan yargılanan çocukların isyan ettiğini savunup, devletin tavrının normal olduğunu savunucu şekilde ifadelere yer verdi. Bizim konuyu suistimal ettiğimizi öne sürdüler, biz çocuklarımıza yapılan işkencenin bilinir olmasını istiyoruz. Sistematik olarak çocuklara işkence yapılıyor.”
Erdoğan şöyle devam etti: “Cezaevlerinde kalan çocukların yüzde 90’ı tutuklu. Oysa hükümlü olsalar ıslah evlerinde kalabiliyorlar. Cezaevlerinde ki çocukların çoğu gasp ve hırsızlıktan yargılanıyor. 2005’de AB’ye uyum kapsamında çıkan Çocuk Kanunu ihlal ediliyor. Çocuklara kelepçe takılması yasakken, çocuklara ‘kendine zarar veriyor’ gerekçesiyle kelepçe takılıyor. Çocuklara cezaevi revir doktorları çok ağır ilaçlar verebiliyor.”
“Cezaevinde gerçekleşen bir intihardan dolayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye’yi mahkum etti. Cezaevlerinde yaşanan olayın vahametini ve bizim utancımızı gösteriyor. Bu çocuklar bizim çocuklarımız. Çocuk cezaevlerinde yaşanan utanç son bulmalıdır” diye konuştu.
“4 çocuğumda cezaevinde”
Panele 4 çocuğu cezaevinde bulunan Ayşe Eksi adlı bir anne de katıldı. Eksi yaşadığı sıkıntılar hakkında panele katılanlara şunları aktardı: “4 çocuğum da şuan cezaevinde. Mesut ve Necmettin Ermenek, Özgür İskenderun’daydı şimdi Mersin’e getirildi. Ancak buradan da Adana Kürkçüler’e götürüldü. Abdulhakim de Kürkçüler cezaevinde. Ben tek başıma; 4 tutuklu çocuğa bakmak zorunda kaldım. Üstelik her birinin ayrı cezaevlerinde olması nedeniyle de büyük sıkıntı yaşıyorum. Defalarca çocuklarımın aynı cezaevinde kalması için dilekçe yazdım ancak bir yanıt alamadım.”
Türkçe bilmediği için büyük sıkıntılar yaşadığını kaydeden Eksi, “Ermenek Cezaevi’nde yatan ve ayağından sakat olan oğlum 18 yıl ceza aldı. Kendisini, ayağındaki rahatsızlıktan dolayı hastaneye götürmediklerini bana söyledi. Haftanın 4 günü, cezaevi kapılarında geçiyor. Bu çocuk cezaevlerinin kapanmasını istiyoruz.”diye konuştu. (İLKHA)