Gelecek çeyrek yüzyılda en çok eğitim sistemlerinin etkileneceğini ve büyük değişimler geçireceğini ifade eden DES Genel Başkanı Gürkan Avcı, Türkiye’de örgün eğitimin yanında alternatif eğitim modellerinin de şimdiden tartışmaya başlanarak uygulamaya konulması gerektiğini söyledi.
Yeni ve daha büyük eğitim reformlarına ihtiyaç var
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı`dan daha büyük ve önemli reformlar beklediklerini söyleyen Avcı, "kimi kesimler tarafından çeşitli siyasi ve şahsi mülahazalar nedeniyle eleştirilse de; Türk eğitim sistemini hantallıktan, statükodan ve günü kurtaran eskimiş, geleneksel, hamasi reformlardan kurtaran adımlarını destekliyoruz. Türk eğitim sisteminin, sürekli olarak değişen ve gelişen dünyanın çağdaş eğitim sistemlerine uyum sağlayacak bir devinim ruhuna sahip özgün, medeniyet perspektifli bir konsepte taşıyacak yeni adımlar atmasını bekliyoruz." ifadelerini kullandık.
"Geleneksel okul anlayışı ile bu değişim ve dönüşümü yakalamamız imkânsızdır."
Bilgisayar, internet ve cep telefonlarının hayatın vazgeçilmezi olduğu bir bilim ve teknolojinin çağına doğru insanlığın hızla yol aldığını söyleyen Avcı, Sosyal paylaşım ağlarında milyonlarca insan fikir ve deneyimlerini başka ülkelerdeki insanlarla paylaştığına dikkat çekti.
Avcı, " iletişimin, bilginin ve hayatın böylesine girift, asimetrik ve ışık hızıyla aktığı bir çağda Türk eğitim sisteminin de bu devinim ve mantaliteye sürekli olarak uyum sağlayacak yapılanmalara gitmesi gerekir. Çünkü geleneksel okul anlayışı ile bu değişim ve dönüşümü yakalamamız imkânsızdır." uyarısında bulundu.
Türkiye esnek ve alternatif eğitim modellerini tartışmalıdır
Türkiye’de eğitimin devlet okullarında hiyerarşik anlayışlarla ve statik müfredatlarla verilmesinin ve devlet eliyle yürütülmesinin başlı başına bir sorun olduğunu belirten Avcı, küresel ve bölgesel anlamda büyük iddiaları bulunan Türkiye’nin alternatif ve esnek eğitim modellerinin önünü açması gerektiğini söyledi.
Avcı, "Türkiye, yakın zamanda gerçekleştirdiği başarılı eğitim reformları ile birlikte Fatih projesi çerçevesinde alternatif eğitim modellerini değerlendirme fırsatını kaçırmamalıdır. Alternatif eğitim modelleriyle kastettiğim ‘sanal okul’ ‘ev okulu’ ve ‘dijital eğitim’ düzenlemelerini hâlihazırda bizdeki ‘açık öğretim’ ya da ‘uzaktan eğitim’ modelleriyle karıştırmamak gerekiyor. Öğrencilerin devam etmeleri gereken okul binalarının bulunmadığı, duvarların, koridorların, güvenlik görevlilerinin olmadığı, yaş, cinsiyet ayrımının yapılmadığı, öğrencilerin gündüz ve gece çalışabildiği ve binlerce kilometre uzaklıktan kendi öğrenme biçimini kendisinin yarattığı, öğrencilerin bir zamana, bir yere ve herhangi bir konuya bağlı kalmaksızın öğrenebildiği geleceğin eğitim modellerinden bahsediyorum." ifadelerini kullandı.
Sanal eğitim modelinin tercih edilmesinin birçok nedeni var
Çocukların bilgiyi geleneksel okul duvarları içerisinde, yüzlerce ders saati geçirerek öğrenmesi yerine teknolojinin sunduğu olanaklarla daha istekli bir şekilde öğrenebileceğini dikkat çeken Avcı, Öğrenciler çalışma biçiminden tutunda teneffüs, ders saati ve zamanını kendisin belirleyebildiği sanal okulların tercih edildiğini söyledi.
Avcı, "Öğrenme becerileri arkadaşlarından geride olan veya özel-ekstern eğitime gereksinimi olan öğrenciler için de sanal okul tercih nedeni olmaktadır. Çalışan öğrenciler içinde esnek programları nedeniyle uygundur. Kırsal bölgelerde ulaşım sorunlarından dolayı izole halde yaşayan ailelerin çocukları için de avantajlı olacaktır. Bu nedenlerle Türkiye`de özellikle ilk ve ortaokul kademelerinde uygulama olanağı bulabilir. Türkiye, öğrenci merkezli, eğitim odaklı ve tüm eğitim bileşenleri açısından fayda perspektifli adımları hızla atmalıdır." ifadelerini kullandı. (Fikret Özkan - İLKHA)