Hamza Yılmaz / Doğruhaber / Haber Yorum
İngiltere`nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika`dan Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Hugh Robertson, Suriye rejiminin devam eden kuşatmasını ve halkı aç bırakma taktiklerini kınamış. Kınamakla da kalmamış ve "Varil bombalarının korkunç kullanımı da dahil olmak üzere, rejim fark gözetmeyen saldırılarla halkı hedef almaya devam ediyor" demiş. Bir de BM’ye tavsiyede bulunmuş ve “BMGK`nın daha fazla eylemde bulunması mecburi." diyerek kendince büyük bir söz etmiş.
Tabi şimdi İngiltere büyük bir ülke. Öyle büyük ki dünya tarihinin en büyük sömürü faaliyetlernide bulunmuş, onlarca ülke’de katliamlara imza atmış, bu ülkelerin yeraltı ve yerüstü kaynaklarını gaspetmiş. Afrika’nın sömürgeleştirilmesi İngiltere eliyle olmuş ve yüzbinlerce Afrikalı köleleştirilmiştir. Bu da yetmemiş topraklarına da el konulmuştur.
Hala dünya üzerinde 20’den fazla yer İngiltere’nin sömürgesi altındadır.
Şimdi hal böyle olunca kendinden başka kimseyi düşünmeyen, kendi refahı için her türlü zulmü, katliamı, sömürüyü reva gören İngiltere’nin Dışişleri Bakan Yardımcısı’nın Suriye ile ilgili açıklaması çok da inandırıcı gelmiyor.
Daha geçtiğimiz yıllarda Libya’da Kaddafi’nin devrilmesinin ardından ortaya çıkan yeni manzarada ülkenin petrollerini kapmak için Libya’ya ziyaret eden İngiltere Başbakanı David Cameron’un ziyareti zihinlerde.
Elhasıl, İngiltere`nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika`dan Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Hugh Robertson’un Suriye ile ilgili açıklamalarını okuyunca belkide birçok kişinin aklına şu atasözü gelmiştir, “Dinime Küfreden bari Müslüman Olsa”