BATMAN - Batman Mustazaf-Der Kadın Kollarının tarafından düzenlenen "Dünya Mustazaflar Haftası" adlı etkinlik, Ro-Za Düğün Salonu`nda saat12.30`da yapıldı. Salonun tıklım tıklım dolduğu ve 2 binden fazla kişi katıldı.
Programın başında, 16 Mart 1988`de Baas rejiminin Mustazaf, Müslüman Kürt halkına karşı kimyasal silahlar ile saldırıp savunmasız halkı katlettiğinin yıldönümü olduğu ve bundan dolayı bu haftanın Dünya Mustazaflar Haftası olarak kabul edildiği hatırlatıldı.
Kuran- Kerim tilaveti ve mealinden sonra açılış konuşmasını Batman Mustazaf-Der Kadın Kolları Başkanı Nurten Özer yaptı.
Konuşmasında Batman Mustazaf Der olarak düzenlemiş oldukları programın amacının, yakın zamanda yaşanmış ve geçmiş zamanın unutulmuş acılarını Mustazafların gündemine taşımak olduğunu söyledi.
Müslümanlar Her Türlü Haksızlığa Uğruyor
Bugün dünyanın dört bir tarafında, Allah-u Teâlâ`nın istediği şekilde yaşamını sürdüren Müslümanların her türlü haksızlıklara, hukuksuzluklara, adaletsizliklere uğradıklarına şahit olunduğunu dile getiren Özer, "İnancından dolayı aşağılanan, hakaretlere uğrayan, saldırılara maruz kalan, imha edilmek istenen mazlumların yürek parçalayan feryatlarını duyuyoruz. Tarih, Mustazaf İslam Ümmetinin nazenin fertlerinin karşılaştıkları katliamların kara sayfaları ile doludur." ifadelerini kullandı.
Tüm İslam coğrafyasının halinin içler acısı olduğunu belirten Özer, "Bizler ekseriyetle Filistin`e, Afganistan`a aşinayız. Ancak diğer İslam beldelerinin de bunlardan aşağı kalır bir tarafı yoktur maalesef. Rabbim bizleri, daima İslami çizgide yürüyen Mustazafların sözcü ve temsilcileri eylesin inşallah." dedi.
Hz. Hüseyin Mustazaflar İçin Bir Meşale Oldu
Hazırlanan sinevizyon gösteriminden sonra Mustazaf-Der gönüllülerinden Sadiye Teymur Kürtçe yaptığı konuşmasında, haklı olduğu halde haksızlaştırılmış, güçlü olduğu halde güçsüzleştirilmiş ve Allah`tan başka kimsesi olmayan mazlumların tarihin her döneminde müstekbirlerin zulmüne maruz kaldığını kaydetti
İnsanları, Allah`ın dosdoğru yoluna davet ederken buna karşı duran zalimlerin zulmüne direnen Hz. İbrahim`in, Hz. Yusuf`un, Hz. Zekeriya`nın, Hz. Şuayb`ın, Hz. Yahya`nın, Hz. İsa`nın, Ashab-ül Kehf`in adının Mustazaf olduğunu ifade eden Teymur, "Firavun, mezarlık anıtını -yani pramitleri- yaptırmak için koca taşları insanlara taşıtırken o taşların altında ezilen ve can verenlerin adıdır Mustazaf." şeklinde konuştu.
Hz. Peygamberin (sav) torunu Seyyidiş- Şüheda Hz. Hüseyin`e, zorla Yezid`in hilafetini dayatmaya çalıştıklarını ancak Hz. Hüseyin böyle birinin Allah`ın dinine ve Müslümanlara fayda değil zarar vereceğini söyleyerek kıyam ettiğini ve kendini feda ettiğini anlatan Teymur, "Onun bu hareketi mazlum ve Mustazaflar için bir meşale oldu." dedi.
Halepçe`de Müslüman Kürt halkının kimyasal silahlarla katledildiğini, Bosna Hersek`te toplu katliamlar yapıldığını ve Filistin`de Siyonist zalim İsrail`in, Müslüman kıyımı yaparak evleri, şehirleri bombalayarak ambargo altında tuttuğunu ve bunun sonucunda Müslüman coğrafyasındaki bu saldırılar sonucu binlerce insanın hayatını kaybettiğini söyledi.
En Büyük Mustazaf: Allah-u Teâlâ`ya İman Etmiş Müminlerdir
Filistin adlı şiirin okunmasından sonra Sevgi-Der Kadın Kolları Başkanı Hanife Çelik söz aldı. Birçok etkinlik ve basın açıklamasında üzerinde önemle durulan ve dikkatleri çekmek istedikleri iki tema olduğunu bunların da: İslami ve insani haklar olduğunu kaydetti. Kurani bir terim olan Mustazafın bu haklardan yoksunluk demek olduğunu Kur`an`ın sınıflandırmasına göre iki ayrı Mustazaf grubu olduğunu ifade eden Çelik, "Birincisi: insani hakları ellerinden alınan, zaafa uğratılan ve zulmedilen kişiler. Bunların iman etmiş olup olmamaları ölçü değildir. İkinci grup Mustazaflar ve asıl Mustazaflar ise, Kuran`ın ifadesiyle kendilerine lütfedilmek istenen, yeryüzünde önder ve öncü kılınmak istenen mümin kişilerdir." dedi.
Mustazafın sadece fakir, aciz ve zavallı demek olmadığını belirten Çelik, "En büyük Mustazaf: Allah-u Teâlâ`ya iman etmiş müminlerdir. Onların ellerinden alınan hakkın değeri biçilemez. Müminin zaafa uğratıldığı en büyük haksızlık: İslami haklarının elinden alınmasıdır. İnancını yaşamak isteyen Müslümanlar: hem İslami, hem de insani yönden çifte mazlumdurlar. Kat be kat Mustazafdırlar." ifadelerini kullandı.
Müslüman toplulukların Kur`an ve sünnetten uzaklaştıkları dönemlerde bütün güç ve kuvvetlerini kaybettiklerini dile getiren Çelik, "Müslümanlar ne zaman İslam`dan uzaklaştılarsa zalimlerin kölesi olmuşlardır. Zalimlere yem olmuşlardır. Eğer Müslümanlar birbirleriyle çekişmeyi bırakıp tek vücut olurlarsa, Kur`an ve sünnete yapışıp birbirleriyle yaptıkları mücadeleyi İslam düşmanlarına karşı yapacak olurlarsa işte o zaman Allah-u Teala yardım edecek ve İslam düşmanları birer birer devrileceklerdir." Şeklinde konuştu.
Yapılan dua ile program sona erdi.
Veysi Demir, Muhyeddin Beyca - İLKHA