Kuzeniyle birlikte kurayla iş başı yaptığı ocakta çalışan ve aynı kazada kayınpederini de kaybeden İsmail Aldırtmaz, "Duyanlar, `Sen orada babanı, amcanı, kayınpederini kaybettin, nasıl çalışıyorsun?` diye soruyor. Herkes babasının öldüğü yerde çalışamaz. Bu Zonguldak`a has bir şey" dedi.
Türkiye Taşkömürü Kurumu Kozlu Müessese Müdürlüğü maden ocağında 3 Mart 1992 tarihinde meydana gelen grizu patlamasında 263 maden işçisi öldü. Faciada 4 çocuk babası Recep ve 5 çocuk babası Bekir Aldırtmaz kardeşler de öldü. Recep Aldırtmaz`ın büyük oğlu, kurumun şehit madencilerin yakınlarına tanıdıkları haktan faydalanarak TTK`nın başka bir ocağında iş başı yaptı. Ancak diğer çocukları ve Bekir Aldırtmaz`ın çocukları ile birlikte yaşlarının küçük olması nedeniyle bu haktan faydalanamadı.
KURAYLA MADENCİ OLDULAR
Recep Aldırtmaz`ın oğlu İsmail ile Bekir Aldırtmaz`ın oğlu Muzaffer, 2009`da kuruma alınacak 3 bin işçi için başvuran 37 bin 119 kişi arasında yer aldı. Beden gücüyle alakalı dayanıklılık testini başarıyla geçen amca çocukları İsmail ve Muzaffer, noter huzurunda yapılan kura sonucu babalarını kaybettikleri maden ocağında iş başı yaptı. İki madenci, hala o büyük facianın izlerini taşıyan ocakta yerin metrelerce altında 5 yıldır kömür kazıyor.
"ŞANS BİZE DE GÜLDÜ"
Aynı faciada babası ve amcasının yanında kayınpederi Mehmet Ünlü`yü de kaybeden evli ve 2 çocuk babası İsmail Aldırtmaz, babası öldüğünde henüz küçük olduğunu, bazı şeylerin henüz farkında olmadığını söyledi. Aldırtmaz, "Maden kazasında babamızı kaybettiğimizi haberlerde gördük önce. Hayat ondan sonra başladı bizim için. 4 erkek kardeşiz. Kafamızda bir türlü ocağın nasıl bir şey olduğunu canlandıramıyorduk. Sonra şans bize de güldü, işe girdik. Şu an çalışıyoruz ve mutluyuz" dedi.
"BU ZONGULDAK`A HAS"
Maden ocağında çalışmaya başladığı ilk günlerde biraz zorlandığını belirten İsmail Aldırtmaz, şöyle dedi:
"Ocağa ilk girdiğimizde babamın çalıştığı yerleri gösterdiler. O zamanki şartları anlattılar. Babamızın öldüğü madende çalışmak başka bir duygu. Herkes babasının öldüğü yerde çalışamaz. Bu Zonguldak`a has bir şey. Duyanlar, `Sen orada babanı, amcanı, kayınpederini kaybettin, nasıl çalışıyorsun?` diyor. Buraya girdikten sonra insan o psikolojiye alışıyor. Biz bunu kutsal bir iş olarak görüyoruz. Her gün ailemizle helalleşerek iş yerine geliyoruz. Bu helal para. Çocuklarımıza buradan kazandığımız parayla bakıyoruz. Şu an en üst seviyede güvenlik tedbirlerinde çalışıyoruz. 6 ayda bir eğitimler de veriyorlar bize. O anki şartlar ile şimdiki şartlar arasında çok büyük farklar var."
"ÇOCUKLARIMIZ İÇİN ÇALIŞMAK ZORUNDAYIZ"
Evli ve 2 çocuk babası Muzaffer Aldırtmaz, babamını kaybettiğinde küçük yaşta olduğunu, devletin kendilerine sahip çıktığını ifade ederek, "Beni ve bir kardeşimi yatılı okula verdiler. İlk ve ortaokulu öyle okudum. Ben sonra burada madenci oldum. Burada çalışacağım hiç aklıma gelmezdi. Babamın cesedi faciadan 2 gün sonra buradan çıkmış. İnsan üzülüyor tabii ki. Ama şimdi çocuklarımız için çalışmak zorundayız. Onları okutmaya çalışacağız" dedi.