DİYARBAKIR - Toplumun hiç gündemine almadığı ve belki de aklına bile getirmediği sokak hayvanlarını korumak ve bakımlarını yapmak için 2000 yılından bu yana hizmet veren Ergani yolu üzerinde ki hayvan barınağı, beslediği ve bakımını üstelendiği 7 yüze yakın hayvana bakım hizmeti veriyor.
Yerleşkesinde sokaktan toplatılan hasta hayvanlardan, sakat bırakılmış hayvanlar kadar birçok hususta sokak hayvanlarını toplayarak bu merkezde barındıran 22 iş personeli, 2 veteriner Hekim, 2 sağlık teknikleri olmak üzere toplamda 26 personel, sokak hayvanlarına karşı toplumun daha bilinçli olması gerektiğini dile getirerek, "Siz bakmayacaksanız bize haber verin. Biz getirip burada en güzel şekilde onlara bakarız" mesajını açıkça söylüyorlar.
Hayvan barınağı yerleşkesinde kurulan alanda hayvanların her türlü bakımının yapıldığını ve onlara sıcak bir yuva sağlandığını dile getiren Veteriner Sağlık Teknikeri Şehmuz Yıldız, sokak hayvanlarıyla ilgili İlke Haber Ajansı’nın sorunlarını yanıtladı.
Burası ne zamandan beri faaliyette ve burada ne tür çalışmalarınız var?
Burası 2000 tarihinden bu yana faaliyete. Tamamıyla ücretsiz bir hizmet sağlayarak dışarıda başıboş dolaşan hayvanların gerek barınması gerekse de sağlık hizmetlerinin görülmesi noktasında ciddi bir hizmet vermektedir.
Burada yapmış olduğunuz çalışmalarda hayvanlar size nasıl ulaştırılıyor? Bu hayvanları nasıl buluyorsunuz ve bunlara gerekli işlemler yaptıktan sonraki süreç nasıl işliyor?
Buranın 4 tane arabası var. Bu arabaların içinde tam teşekküllü bir ambulansımız var. Bu ambulansımız 24 saat esasına göre çalışıyor. İki ihbar aracımız var. Bir de yemek aracımız var. Halkımız 345 02 23’ü arayarak bize ulaşıyor. İhbarları değerlendirmek suretiyle arkadaşlarımızı haber verilen bölgelere yönlendiriyoruz. Eğer yapılan ihbar bir kaza ise olay yerine hemen ambulansı yönlendirip tedaviye aldırıyoruz. Eğer hayvan hastaysa diğer ihbar aracımızı alıp oraya gidiyoruz. Getirip burada gerekli tedaviler ve ön tetkikler yaptıktan sonra bir hafta ayrı bir yerde bekletiyoruz gerekli aşılarını yapıyoruz. Dişiyse dişi bölümüne, erkekse erkek bölümüne alıyoruz. Belli bir rehabilitasyon süresinden sonra kısırlaştırmasını yaparak kulaklarına küpe takıyoruz ve yasa gereği nerden almışsak yine oraya geri bırakıyoruz.
Peki, buradaki hayvanlara bakmak, beslemek isteyen aileler olursa bunları nasıl prosedür bekliyor?
Bu tür talepleri olanları ücretsiz olarak sahiplendirme imkanından yararlandırabiliyoruz. Eğer bir kişi her hangi bir hayvanı sahiplenmek istiyorsa bize başvurusunu yapar. Bu başvurusunda bize sadece kimlik kartını vermesi yeterlidir. Biz de talep ettiği hayvanın aşısını yapar, hayvan hakkında gerekli bilgilendirmeyi yaparız. Sonrasında kendisini teslim ediyoruz. Olur ki hayvanı aldıktan sonra hastalanırsa, ya da bakamaz duruma gelirse biz tedavi gerekiyorsa ücretsiz tedavisini yapıyoruz. Yok, eğer bırakmak istiyorsa tekrardan geri alabiliyoruz.
Ancak üzülerek belirtmeliyim ki bazı aileler bizden aldıktan sonra bakamadığı zamanlar getirip bize teslim etme yerine tekrardan sokağa salıyorlar. Ya da dışarı atıyorlar. Maalesef bu tür sıkıntıları sürekli yaşıyoruz. Bu tür bir düşüncesi olan kardeşimiz var ise onlara söyleyeceğimiz tek şey; gerçekten baka bileceklerse gelip alsınlar. Ama götürünce hevesi geçtikten sonra sokağa atacaklarsa almasalar daha iyi ederler.
Burada kaç tür hayvan var, hangi hayvanlara bakıyorsunuz ve günlük olarak nasıl bir bakımdan geçiyorlar?
Burada her sabah ilk işimiz arkadaşların temizlik yapmasıyla başlıyor. Sonra yemek kovalarını yıkıyorlar ve sularını değiştiriyorlar. Öğle vaktinde iki arabamız Kolordu Askeri Bölgesi’nden artan ve çöpe gidecek olan fazla yemekleri bize getirmek için oraya gidiyorlar. Dolayısıyla burada da meydana gelebilecek bir israfın da önüne geçilmiş oluyor. Yemeklerini verdikten sonra tekrar gerekirse bir daha temizliklerini yapıyoruz.
Burada baktığımız hayvan türlerine gelince; şu anda elimizde köpekler var. Kediler var. Arada bir leylekler geliyor. Özellikle yaz aylarında kuşlar geliyor. Genelde burada çok farlı hayvanlar olduğu zaman bunları Gaziantep’e gönderiyoruz.
İnsanların hayvanlara karşı sergilediği duyarsızlık konusunda bir şey söylemek ister misiniz?
Burası ilk açıldığında insanlarımız bazen bize tepki verebiliyorlardı. İnsanlar bakıma muhtaçken siz hayvanlara bakıyorsunuz diyorlardı. Sonrasında yavaş yavaş halkın fikri değişmeye başladı. Özellikle bizim bu çalışmalarımızı takdir edenler bile oldu. Şimdi büyük şehir yasasıyla beraber ilçelerde merkeze bağlandığı için oralara da gidiyoruz. Gerekirse kısırlaştırma yapıyoruz. Kazalar olduğu zaman ambulansla gidip müdahale edebiliyoruz. Bu çalışmalarımızı gören halkımızdan olumlu tepkiler alıyoruz.
Siz burada malum veteriner de barındırıyorsunuz. Biliyorsunuz Büyükşehir yasasıyla sınırlar genişledi. Özellikle köylerde hayvanların aşılanmaları olsun, köylerde bulunan köpekler olsun; bunlarında ihtiyaç duyulduğunda bakımını yapıyor musunuz?
Bizim normalde sahipli hayvanlara bakma gibi bir durumumuz yok. Biz tamamıyla sahipsiz hayvanlara bakıyor, rehabilite ettikten sonra doğaya bırakıyoruz. Mesela köylü vatandaşımız geliyor. Bakıyoruz imkanı yoksa kendisine bu konuda yardımcı olmaya çalışıyoruz ve hayvanının aşı sorununu da gideriyoruz.
Halkı bilinçlendirme adına çalışmalarınız var mı?
Okullar tatile girmeden önce belli günlerde çocukları ve özellikle küçükleri alıp burada getiriyoruz. Zira özellikle çocukluk döneminde bu sevgi aşılanmadığı zaman çocukların sokak hayvanlarına karşı davranışları çok üzücü sonuçlar doğurabiliyor. Çocuklar genelde ellerine geçirdikleri jilet, cam türü kesici aletlerle bu hayvanların kulaklarını kesip hayvanı kan içinde bırakıyorlar. Bazen getirdiklerinde hayvanın kulağından hala kan aktığına defalarca şahit olduk. Bazen şahit olduğumuz çok daha vahşi olaylar oluyor. Mesela yaktıkları naylonları hayvanların üzerine damlatma gibi. Bu tür eğitimlerle hayvanlara karşı gelişen bu olumsuz davranışları en aza indirmeye çalışıyoruz. İlk başladığımızda çok vahim durumlar gördük. Ancak şimdi halkımızın yavaş yavaş bilinçlenmeye başladığına şahit oluyoruz. Tabi bu durum bizi sevindiriyor. (Fikret Özkan - İLKHA)