Önümüzde yeni bir eğitim – öğretim dönemi var.
Eğitim bir yarıştır. Bu yarışta hedef, “ başarı” dağının doruğuna çıkmaktır.
Dağın eteğinde, kıyısında bir yer kapmaya razı olmak, küçük ağaçların elekli gölgesiyle yetinmek yok.
“Elimden bu kadar geliyor” acziyetini çöpe atacağız; onu hangi çöpe attık diye de bir daha arkamıza bakmayacağız.
İlim, yitik malımızdır; o halde “başarı” yitik malımızdır. Uğruna terlemek gerekiyorsa terleyeceğiz, en iyisini ama daima en iyisini elde etmek için uğraşacağız.
Kendimizi tanıyacağız:
-Rabbimiz bizleri “eğitilebilir” bir varlık olarak yaratmış.
-Diğer varlıklardan bir ayrıcalığımız var: Onlar, sadece taklit yeteneğine sahiptir, ezbercidir. Bir hareket, uzun süreli alıştırmayla onlarda refleks haline gelince onu yapabilir, fazlasını değil.
Hâlbuki biz, bize verileni “ yorumlayarak” geliştirme, onu büyütme yeteneğine sahibiz.
Her yetenek bir imkândır ama her imkân aynı zamanda bir sorumluluktur. Çünkü Allah’ın terazisinde sorumluluklar, imkânlara göredir.
Biz, öğreneceğiz ve öğrendiğimizi geliştirerek başkalarının önüne geçeceğiz. Her pısırık insan rahatsız edicidir. Ama insanların en rahatsız edicisi zekâsını pısırıklaştırandır. Kendisine bilgi verildiğinde onun üzerine düşüneceğine onu elinin tersiyle karşılayandır.
Bilgiyi yorumlayarak geliştirmek, insan olmamızın bir gereğidir.
Bizim insanlığımızla özdeşleşen bir özelliğimiz daha var: Mü’miniz biz…
Mü’min olmak, gaybe iman etmeyi gerektirir.
Gaybe iman ise, soyut bir zekâ gerektirir. Ve “Soyut zekâ” en üst zekâdır.
Soyut zekâya sahip olmayanlar, icat yapabilir ama keşif yapamaz.
Keşif yapmak, gaybe iman edenin işidir.
Kâşifler çalışkan olmak durumundadır.
Haydi, keşifler yapmaya…
“Yitik malımız” için yarışmaya…
İslam’ın bayrağını başarı dağının doruğuna çıkarmak için ter dökmeye…
Allah (cc) yardımcımız olsun.
Not: geçen hafta ek yerleştirme ile ilgili sizi bilgilendiremedik. Hakkınızı helal ediniz. Eminim konu ile ilgili araştırmayı yapmışsınızdır. Size tavsiyem bu yıl yeniden hazırlanacak olanların ek yerleştirmeyi beklerken boş durmamasıdır. İyi bir üniversiteye yerleşmek için tezgâhı erken açmak gerekir. Hem gerekiyorsa ek yerleştirmeye başvurun hem de çalışın. Aksi halde ek yerleştirme beklentisi sizi arkadaşlarınızın gerisinde bırakabilir.
Abdulkadir Turan / doğruhaber