HAMZA YILMAZ / HABER YORUM

Bugün basına yansıyan bir haber Çocuk cezaevlerinde yaşanan çirkin manzaralardan sadece birini ortaya koydu. Adana’nın Ceyhan ilçesinde bulunan M Tipi Kapalı Cezaevinden yaklaşık 1 ay önce tahliye olan F.O bulunduğu koğuşta günlerce cinsel istismara maruz kaldığını söylüyor. Şimdi bu olayda çocuğun hangi sebepten cezaevine sürüklendiğini mi eleştirsek yoksa bir ıslah aracı olarak kurulan cezaevinde, çocuğa sahip çıkılmadığı için uğradığı insanlık dışı durumu mu? İki ucu kirli çubuk misali gibi.

HİÇ BİR ÇOCUK SUÇLU DOĞMAZ

Çocukluk, masumiyeti temsil eder. Çocuk ilk doğduğu gün, beyaz boş bir kağıt gibidir. Büyüdükçe hayatı tanır. Aile ortamı, arkadaşlık ilişkileri, sosyal çevresi çocuğun kişiliğini ve davranış biçimini belirlemede büyük rol oynar. Hiçbir çocuk doğuştan hırsız, gaspçı, katil, cani gibi özellikleri kendinde barındırmış bir şekilde doğmaz. Bu kötü özellikler sonradan kazanılır.

Çocuğun kişiliğinin şekillenmesinde ilk ve en önemli etken ailedir. Eğer aile çocuğuna güzel ahlak aşılayamazsa, topluma faydalı olacak bir eğitim veremezse bu kez çocuk dış etkilere tamamen açık, korumasız kalacaktır. Ailede gerekli ahlaki eğitimi almayan çocuk sokakta edindiği sosyal ilişkiler ağı içerisinde kişiliğini şekillendirecektir.

Bugün sokakların ne halde olduğu herkesçe malumdur. Denetimsiz internet kafeler, okul çevrelerinde uyuşturucu çeteleri, sokok ve cadde boylarında açılmış birahaneler, herkesin oynamasının serbest olduğu toto lotolar, at yarışları vesaire kumar oyunları, müstehcen reklamlar, güvenliksiz ve denetimsiz parklar…. Bu örnekler çoğaltılabilir. Saydığımız bu etkenlerin tamamı temiz dimağları kirleten ve sadece çocuğu değil tüm toplumu suç işlemeye sevk eden etkenlerdir.

Burada bireylerin kendini koruması için muhakkak yapması gerekenler vardır. Biz bundan ziyade devlet dediğimiz yapının yapması gerekenlere dikkat çekmek istiyoruz.

SUÇA GİDEN YOLLARI KAPATIN

Islah edilmiş temiz bir toplum oluşmasını istiyorsanız bir kere insanları suça teşvik eden unsurları ortadan kaldırmalısınız. Bunu yapmadığınız takdirde ne kadar eğitim verirseniz verin boştur. Aksi durumda çocuklar suça itilecektir. Devlet, çocuğun korunması ve çocuğu suça iten etmenlerin ortadan kaldırılması için ciddi önlemler almalı, yasal düzenlemeler çıkarmalıdır.

BU BİR VEBALDİR

Çocuklar bir toplumun geleceğidir. Sağlıklı bir gelecek oluşmasını istiyorsak sağlıklı bir nesil yetiştirmeliyiz. Eğer çocukların korunması için gayret göstermiyorsak bu bir vebaldir ve özelliklek bu vebal devlet yetkilerine aittir.

CEZAEVLERİ ISLAH ETMİYOR

Buradan suç işleyip cezaevine girmiş cocuklara da değinmeden geçmemek lazım. Hasbel kader işlediği bir suçtan dolayı cezaevine girmiş çocukların durumu da içler acısıdır. Sözde ıslah için cevaevine giren çocukların büyük bir kısmı cezaevinde adeta suç işleme yol ve yöntemlerini öğrenmekte ve suç işleme konusunda ustalaşmaktadırlar. Devlet maalesef çocukları cezaevinde ıslah edememektedir. Bu da yetmezmiş gibi her yerde olduğu gibi çocuk koğuşlarında da güçlü olanlar zayıf olanları ezmektedir. Bu durum cinsel istismara kadar varmaktadır. Cezaevi denetim yeri olmasına rağmen bu tür çirkin olaylar denetlenememektedir. Devlet yetkilileri bu konuda da ciddi tedbirler almalıdır. Bunu yaparken de “Acaba cezaevinde benim çocuğum olsaydı ne olurdu” şeklinde bir empati yapmalıdırlar. Aski takdirde bütün düzenlemeler boşa çıkacaktır.