Mısır`da eski genelkurmay başkanı Abdulfettah El Sisi`nin 26 Mayıs`ta devlet başkanlığına seçileceğine kesin gözüyle bakılıyor. Ortadoğu`nun en güçlü ordusu belli etmeden hakimiyetini yeniden kurdu. Devlet Başkanı Mursi`nin darbeyle uzaklaştırılmasından sonra Mısır ordusu milyarlarca dolarlık proje üstlendi. Mısır haber portalı Mada Masr`da çalışan ekonomist gazeteci Şerif Zaazaa yatırımcıların askerlerle iş yapmaktan memnun olduklarını söylüyor:“Yatırımcı, ülkeye ordunun hakim olduğunu bildiğinden generallerle ortak iş yapmayı tercih ediyor.”
Projeler orduya
Özel şirketler devrim ve darbe yüzünden patlak veren kaos ve siyasi belirsizlik ortamında inlerken ordu krizden etkilenmediği gibi birçok gözlemcinin öne sürdüğü şekilde krizden kârlı çıkmışa da benziyor. Mısır hükümeti milyarlarca dolarlık altyapı projesini silahlı kuvvetlere bağlı inşaat şirketlerine verdi. Geçici devlet başkanı Mansur`un çıkardığı kararnameye göre, hükümetin büyük projeler için ihale açması gerekmiyor. Bundan da tabii silahlı kuvvetler kârlı çıkıyor. Cuntanın iş yaptığı yabancı yatırımcılar da durumdan son derece memnun. Mısır silahlı kuvvetleri mart ayında Birleşik Arap Emirlikleri`nin Arabtec şirketiyle 40 milyar dolarlık inşaat projesi için anlaştı. Enerji ve diğer branşlarda da Mısır ordusu Körfez ülkeleriyle sıkı işbirliği yapıyor. George Washington Üniversitesi Ortadoğu Etütleri Merkezi`nin başkanı Shana Marshall, Arap ülkelerinin siyasi nedenlerle de Kahire`nin iktidar sahipleriyle iyi geçinmeye çalıştıklarını söylüyor. Marshall, “Körfez ülkelerini yönetenler Mısır`daki askeri idareyi desteklemek amacıyla ordu şirketleriyle çalışıyorlar. Ordunun Mısır`daki nüfuz ve iktidarının garanti altına alınmasına önem veriyorlar" şeklinde konuşuyor.
Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan öncelikle Müslüman Kardeşler`e göz açtırmaması için generallerle iyi geçinmeye dikkat ediyor. Muhammed Mursi`nin devlet başkanlığına seçilmesi krallık ve emirlikleri tedirgin etmiş ve Körfez ülkeleri İslamcılıkla demokrasiyi bağdaştırma girişimini kendi otoriter yönetim tarzına yapılmış bir saldırı olarak algılamıştı.
Muhammed Mursi komutanları rahatsız etmemeye ve onların ekonomik çıkarlarına zarar vermemeye özen göstermişti. Shana Marshall, Mursi`nin liderliğindeki Hürriyet ve Adalet Partisi`nin halk nezdinde kuşkuyla karşılanmasının ordunun eline, yönetime el koyma gerekçesi verdiğini söylüyor: “Ordu şöyle düşündü: Halkın huzursuzluğundan yararlanıp tek başına kontrolü ele geçirmek varken neden iktidar partisinin yönetiminde ekonomik çıkarlarımızdan fedakârlık edelim?”
Orduya devlet desteği
Mısır Ordusu`nun ülke ekonomisinin kaçta kaçına hâkim olduğunu kestirmek zor. Savunma bütçesi bile sır gibi saklanıyor. Kesin olan, makarnadan mobilyaya, televizyon imalatından petrol işletmeciliğine ve altyapı projelerine kadar bütün branşlarda ordu şirketlerinin faaliyet gösterdiği. Mısır Ordusu`nun özel hastane ve turistik dinlenme tesisleri var. Aynı zamanda ülke tarımcılığında da büyük pay sahibi. Ordu şirketleri rekabet gücünü vergiden muaf olduğu için koruyabiliyor. Devlet teşviklerinden kolayca yararlanabiliyor ve erleri ucuz işgücü olarak kullanabiliyor. Shana Marshall gizliliğin memnuniyetsizliğe yol açabileceğine ihtimal vermiyor: “Geçinme derdindeki Mısırlıya ordunun şeffaflaştırılması gibi konular uzak kalıyor. Daha önce ortaya atılan şeffaflık taleplerinin dikkate alınacağını sanmıyorum.”
Deutsche Welle Türkçe