Hamza Yılmaz / Haber Analiz
Türkiye son bir haftadır çocuk cinayetleri ile çalkalanıyor. Vahşice katledilen çocuklar vicdanları kanatırken failler asılsın mı, hadım mı edilsin tartışmaları yaşanıyor. Bugün basına yansıyan bir araştırma ise dikkat çekici. İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükran Şıpka ve ekibinin, iki ay boyunca İstanbul, Ankara Baroları, Çocuk Merkezleri, Koruncuk Vakfı, avukat, hâkim ve çok sayıda sivil toplum kuruluşuyla görüşerek bir rapor hazırlıyor. Raporda, cinsel istismar mağduru sıfatıyla güvenlik birimlerine giden veya götürülen çocukların sayısının 80 bine ulaştığı belirtiliyor.
Araştırmanın yapılması ve bazı sayısal verilere ulaşılması güzel bir durum. Belki de bu araştırma, bundan sonra olası vakıalarn önüne geçmek ve ciddi tedbirlerin alınması için bir ön ayak olur.
Ancak bu araştırmada benim daha çok üzerinde durmak istediğim konu başka.
Mesele şu, 2012 yılı adli sicil istatistiklerine göre çocuklara yönelik cinsel istismar suçundan Cumhuriyet Başsavcılıklarına 33 bin 992 başvuru yapılmış. Bu suçlar dolayısıyla ceza mahkemelerine 17 bin 589 dava açılmış. Şimdi ortaya çıkan manzaraya baktığımız zaman çocuk istismarının daha doğrusu sapkınlığın toplumda var olduğunu görüyoruz. Yukarıda yapılan araştırma 5 yıl önce de yapılsaydı belki benzer sonuçlar ortaya çıkacaktı.
Madem bu tür araştırmalar yapılıyor. İlla bazı ana kuzusu yavrucakların vahşice katledilmesi mi gerekiyor. Allah aşkına soruyorum. Şu Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ne iş yapar. Çocuk istismarcılığı şu İçişleri Bakanlığı’nın alanına girmiyor mu?
Bugün katledilen Gizem, eğer bir bürokrat kızı veya bir milletvekili kızı olsaydı alel acele meclisten bir yasa çıkarılır ve belki de en ağır cezalar getirilirdi. Veya güvenlik birimlerine bir talimatname gönderilir bu tür olaylarla ilgili daha dikkatli olmaları istenirdi. Ya da Sosyal Politikalar Bakanlığı Türkiye’nin dört bir yanında konferans ve paneller düzenler aileleri bilgilendirmeye çalışırdı. Hatta camilerin haftalarca hutbe konusu, çocuk istismarcılığı olurdu.
Vel hasılı katledilen çocuklarımıza yak oluyor. Buradan yetkililere diyoruz ki, lütfen biraz empati yapıp kendinizi yüreği yanık anne babaların yerine koyun ve bu olayların bir daha yaşanmaması için ciddi tedbirler alın.
Basına bu konuyla ilgili bir çift laf etmek lazım. Vahşiliklerin, katliamların, ölümlerin haberlerinizin değerini, izlenme oranının, ilgi çekiciliğini arttırdığını anlıyoruz. Ancak bunu yaparken lütfen çocukları bir rant aracı olarak kullanmayın. Sizde biliyorsunuz ki basın bugün 4. Güç değil 1. Güçtür. Madem elinizde böyle bir güç var, bu gücü sosyal sorumluluklarınız kapsamında kullanın. Ahlaksızlıkların azaltılması, sapkınlığın ortadan kaldırılması, şiddet ve cinnet olaylarının toplumdan temizlenmesi için sizede büyük iş düşüyor. Bunları yaparken sadece reyting almak için değil, toplumu ıslah etmek için yapın. Yoksa bu büyük mesuliyetten sizde sorumlu olursunuz.
ÇOCUK İSTİSMARIYLA İLGİLİ YAPILAN ARAŞTIRMA
Cinsel istismar mağduru çocukların yüzde 35`inin 11 yaşın altında olduğu, yüzde 21`inin erkek, yüzde 14`ünün ise kız çocuklarının oluşturduğu ifade edildi.
`Suçlu en yakınımızda`
Araştırmaya göre çocuklara yönelik saldırılar genellikle en yakın olan kişilerden kaynaklanıyor. Saldırılar daha çok aile içinde meydana geliyor ve babalar, ağabeyler, dedeler ve yakın akrabalar şeklinde sıralanıyor. Aile dışında ise komşular, öğretmenler ve doktorlar da istismar suçunu işleyenler arasında. Saldırıya uğrayan çocukların cezalandırılma, kimsenin inanmayacağı düşüncesi, utanma, sevdiklerinin sorun yaşayacağı korkusu nedeniyle istismarı saklayabileceği belirtiliyor.
DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR
Çocuklar istismarı uydurmaz!
Araştırmada kamuoyunda doğru bilinen yanlışlar da maddeler halinde sıralandı..
- Yanlış: Çocuklar cinsel istismarı hayal güçlerinin genişliği nedeniyle uydururlar.
- Doğru: Çocuklar bu konuda genellikle yalan söylemez. İlk kural çocuğa inanmaktır.
- Yanlış: Yaşanmış bir iki olay önemli değil. Çocuklar olan biteni çabuk unuturlar.
- Doğru: Bir kez olan ya da tekrarlayan cinsel istismar çocuğun ruhsal ve fiziksel sağlığı açısından ciddi derecede zarar verir.
- Yanlış: Olayı provoke eden çocuklar, şirin ve cazip kız çocuklar, evden kaçan çocuklar, ihmal edilmiş çocuklar.
- Doğru: Mağdurlar her sosyo-ekonomik ve her sosyo-kültürel gruptan gelen kız ve erkek çocuklar olabilir.
- Yanlış: Parklar, genel tuvaletler, ıssız sokaklar, karanlık yerler, boş inşaat sahaları tehlikeli bölgelerdir.
- Doğru: Olayın olduğu yer genellikle ev, okul, ev ile okul arasındaki yol gibi çocuğun içinde bulunduğu yakın çevresidir.
- Yanlış: İstismarcılar genellikle yaşlı ve yabancı erkeklerle sokakta yaşayan kimsesiz insanlardır.
- Doğru: Olayların yüzde 80-95`inde fail 20-40 yaşları arasındaki, mağdur tarafından tanınan evli ve çocuklu erkeklerdir.
- Yanlış: Marjinal ortamlarda ortaya çıkar, muhafazakâr veya tutucu ortamlarda ortaya çıkmaz.
- Doğru: Çocuklara yönelik cinsel taciz, tüm ortamlarda ve istisnasız tüm sosyal sınıflarda görülebilir.