BİTLİS - Mısır cuntası tarafında verilen idam kararları, Bitlis’te kınandı. Best-Der’in Merkez Ulu Cami önünde organize ettiği basın açıklaması, Cuma namazı sonrası yoğun katılımla gerçekleşti. 

Protesto programı, Mola Emrullah Uysal’ın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Basın açıklamasını Best-Der Başkanı Bülent Kıyağan okudu. Kıyağan, Mısır’da verilen idam kararlarının hukukla, insan haklarıyla bağdaşmadığını söyledi. 

“İdam kararlarının hiçbir hukuki gerekçesi yoktur”

İhvan mensuplarına karşı adeta cadı avı başlatıldığını ve binlerce ihvan üyesinin zindana koyulduğunu hatırlatan Kıyağan, şunları söyledi: “Bir tiyatro oyunu gibi göstermelik mahkemelerle önce 529 kişiye idam verildi. Akabinde bir hafta öncede 9 dakika süren mahkeme sonucunda 683 kişiye idam kararı verildi. Ve tüm bunlar medeni(!) dünyanın gözleri önünde gerçekleşti. Darbeci cunta ve onun kontrolünde bulunan mahkemeler Müslümanların sessizliğinden güç almakta ve adeta dünyaya meydan okurcasına Müslümanlara keyfi olarak idam karar verebilmektedir.”

İslam coğrafyasında yeterli şekilde tepkilerin gelmediğini, çıkan seslerin de cılız kaldığını ifade eden Kıyağan, “Ancak bu tepkilerden çok devlet yetkileri, bu idamlar karşısında daha gür bir şekilde seslerini yükselmelidir. Ayrıca Mısır ile tüm askeri, siyasi, diplomatik ve ticari ilişkilerin askıya alınması gerekmekte uluslararası alanda da bu darbecilerin yargılanması için girişimlerde bulunmalıdır.” Dedi. 

“Batı, idamlara destek veriyor”

Kendilerini demokrasi havarisi gören batının,  sessizliğini koruduğunu, adeta alttan alta bu idamlara destek verdiğini ifade eden Kıyağan,  “Nerede batı demokrasisi, nerede insan hakları savunucuları, nerede gezide 12 ağaç için ortalığı yakan yıkan sözde ağaç severler? Yoksa 529 ardından 683 insan, 1 ağaç etmiyor mu? Bu idamların Mısır`da değil de batı ülkesinde olduğunu düşünelim. Bırakın 683 kişinin idamını bir kişinin idam kararı dünyayı ayağa kaldırırdı.

Sıradan bir aktivistin ceza alması durumunda bile neredeyse bütün gündemini bu olaylara ayıran dünya medyası, başta Mısır’ın ilk meşru yönetimini oluşturan 529 kişiye,  sonrasında ise 683 kişiye verilen böyle bir ceza karşısında sus pus kalmaları çifte standart ve iki yüzlülüktür.” şeklinde batı medyasının tavrını kınadı.

“Artık Müslüman’ın uyanma vakti gelmiştir”

Kıyağan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Artık uyanma vaktimiz geldi. Bizim rotamız, kılavuzumuz bu darbeye, bu katliamlara, bu idamlara karşı sessiz kalan Batı olmamalı. İslam âlemi tekrar o şanlı günlerine dönmelidir. Maalesef bugün Müslüman kanı o kadar değersiz hale gelmiş ki zulümlerin işgallerin tamamı İslam coğrafyalarında yaşanır hale gelmiştir.

Bakın Suriye`ye Irak`a, Filistin`e Afganistan`a, Pakistan`a, Myanmar`a, Patani`ye ... her gün onlarca kişi ölmüyor mu? Müslümanlar canlı canlı yakılmıyor mu? Akan tüm kanlar Müslüman kanı değil mi?”dedi. 

İdama sessiz kalan herkes idama ortaktır

Hükümetin de bu konuda somut adım atması gerektiğini ifade eden Kıyağan, “Aynı zamanda Ülkemizdeki tepkiler uluslararası platformlara taşınmalı, İnsan hak ve özgürlükleri bakımından yerel, ulusal ve uluslararası tüm kuruluşlar bu idam kararlarına karşı en sert tepkilerini göstermelidir. Bu idam kararları karşısında sessiz kalan herkes bu idamlara ortaktır. Mısır’da yaşanan sürecin daha da kötüye gitmemesi için bu idam kararlarının mutlaka ama mutlaka durdurulması gerekiyor.” şeklinde konuştu. 

Best-Der’in organize ettiği basın açıklamasına, Hat-Der, Eğitim Bir Sen, Birlik Haber Sen ve HÜDA PAR da destek verdi. (Şükrü Tontaş-İLKHA)