Şükrü Gündüz / Doğruhaber

Şehirdeki reklam panoları, otobüs, metro, metrobüs ve tramvay duraklarına asılan cinsel içerikli reklamlara gösterilen tepkilere rağmen İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu reklamların verilmesinin önüne geçmiyor. Ahlaki yozlaşmaya sebep olan bu reklamlara tepki gösteren siyasi parti, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve yazarlar bu ahlaksız reklamların verilmesine göz yuman İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bu tür reklamlara izin vermemesi çağrısında bulundu.

REKLAMLAR AHLAKSIZLIĞI YAYMA ARACI HALİNE GELMİŞ

Reklamın amacından saptırılarak pazarlama, tanıtım ve bilgilendirmeyi amaçlayan unsur olmaktan çıkıp ahlaksızlığı ve kötülüğü yaymaya çalışan bir unsur haline getirildiğine dikkat çeken HÜDA PAR İstanbul İl Başkanı Mehmet Ali Gönül, “Halkın ahlaki seviyesini düşürmeye yönelik, ahlaksızlığı teşvik ve benzeri durumlar havaların sıcak olmasıyla reklam panolarındaki bu ahlaksız reklamlar çoğaldı. Bu reklamlar belediyelerin inisiyatifinde olduğu için bunda belediyelerin sorumluluğu var. Bu belediyelere yakışmıyor. Bu reklamlara son verilmesi için imza kampanyası başlatılmalı. Halkın duyarlılığını arttırmak için çeşitli yerlerde stantlar açılmalı. Sosyal medyada da bir girişimde bulunulup bilinç düzeyi yükseltilmelidir. Halkın ahlaki durumunun ve maneviyatının bozulmasına izin vermek ve göz yummak felaketlere sebep olur” şeklinde konuştu.

YÖNETİCİLER BU VEBALE ORTAKTIR

Ahlaksız reklam panolarına tepki gösteren Saadet Partisi İstanbul İl Başkanı Hüseyin Oruç, bu reklamların verilmesine göz yuman yöneticilerin bu vebale ortak olduğunu söyleyerek şöyle konuştu: “İdareciler bu vebale ortaktır. Çünkü onların yaptırım gücü var. İnsanların yozlaştırılmasından cinayetler meydana geliyor, hırsızlık ve gasp olaylarının altında yatan neden ahlaki yozlaşmadır. Erbakan Hocamız bu tehlikeye ‘önce ahlak ve maneviyat’ diyerek dikkat çekmişti. İnsanların kalplerinden Allah ve peygamber sevgisi çıkartıldığında o boşalan yerleri başka şeyler dolduruyor” dedi.

İBB ŞİKÂYETLERİ DİKKATE ALMIYOR

“Müstehcen içerikli reklamlarla ilgili itirazımız devam edecek” diyen Gazeteci Yazar Faruk Çakır, bu kadar şikâyete rağmen İBB’nin bu konu ile ilgili her hangi bir adım atmamasını eleştirerek şöyle konuştu: “Beyaz Masa’ya yapılan şikâyetlere gelen cevapta muhatap biz değiliz. Bu müstehcen reklamlara itiraz ediyoruz ve itirazımız devam edecek. Kim bunu nasıl yorumlarsa yorumlasın. Biz itiraz ediyoruz ve herkesi itiraz etmeye çağırıyoruz. Bu kadar insanın müstehcen reklamlarla ilgili itirazları dikkate alınmıyor. Bu reklamların devam etmesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluğundadır. Bu şikâyetler dikkate alınmalıdır. Müstehcen reklamlar kaldırılmalıdır. Bu tür reklamlar fıtrata aykırıdır. Çocuklara, gençlere ve topluma zararlıdır. ABD, Rusya ve bazı Avrupa ülkelerinde bile bu tür müstehcen resimlerin yer aldığı reklamlara izin verilmiyor. Para için toplumun yozlaştırılmasına izin verilmemelidir. Sivil toplum kuruluşları bu konu üzerinde durup tepki göstermelidir. Bu derin bir yaradır ve hepimizin problemidir”

BU AHLAKSIZLIĞA KARŞI SESİMİZİ YÜKSELTMELİYİZ

Cinsel içerikli reklamların ahlaksızlık olduğunu ve insanların bunu onaylamayıp tepki gösterdiğini belirten Yazar ve Şair Senai Demirci, “Bu tür reklamlara karşı sesimizi yükselteceğiz. Büyükşehir Belediyesi bu reklamlardan sorumludur. Çünkü Büyükşehir Belediyesi bu reklam panolarının ihalelerini veriyor ve kurallarını belirliyor. Büyükşehir yetki alanımızın dışında diye kendini savunuyor. Bu doğru değil bu onların yetki alanında. Bu reklamlar tepkilere rağmen inadına yapılıyor. Bu tür reklamlar için insanlar duyarsız olmamalıdır. TV’deki reklamlar için nasıl ki RTÜK aranıyorsa bu tür reklamlar için belediyeler de aranıp bu şikâyetler onlara iletilmelidir. Buradaki en önemli gerekçe şu, bu şehrin meydanı bu şehirde yaşayan bütün insanların kimliğidir. Otobüs durağı, metro durağı ortak alanımız. Benim şehrimin meydanında ve reklam panolarında verilen bu reklamlar bizim görmek istediğimiz fotoğraf olarak takdim ediliyor. Ama ben bu değilim” dedi.

AHLAK TİCARİ KAYGILARA KURBAN EDİLİYOR

“Gösterilen tepkilere rağmen bu tür reklamlar devam ediyor. Tamamen ticari kaygıların dikkate alınarak ve hiçbir ahlaki değere ve prensibe aldırış etmeden bu reklamlara izin veriliyor” diyen HAMD-DER (Haramlarla Mücadele Derneği) Genel Başkanı Surur Çelebi, “Toplumun genel ahlak yapısı dikkate alınmalıdır. Toplumda yaygınlaştırılan ahlaki yozlaşma kamu ve devlet kurumlarında kendini gösteriyor. Bu mesele siyasi bir mesele değil ahlaki bir meseledir. Belediyelerin bir ahlak komisyonu kurup bu tür şikâyetleri değerlendirmesi gerekiyor” diye konuştu.

BU REKLAMLARA İZİN VERİLMESİ ÜZÜNTÜ VERİCİDİR

“Müslüman bir toplumda bu tür reklamların verilmesi son derece üzüntü vericidir” diyen Gazeteci Yazar Mustafa Armağan, “Bu tür reklamların insanların gözünün içine sokulması rahatsız edicidir ve bu bir çifte standarttır. Bu reklamlara gösterilen tepkileri istedikleri gibi yorumlayıp bu tür reklamların verilmesine devam ediyorlar” diye konuştu.

İBB BU REKLAMLARA DUR DİYEBİLİR

“Ticari reklamların genel ahlaka ve örfi hukuka uyması gerekiyor” diyen Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Nazım Kaya, “ Müstehcen reklamlar bu yasalara aykırıdır. Her türlü reklamda kadın vücudu ön plana çıkarılıyor. Kadın ticaret malzemesi yapılıyor. Bu doğru bir uygulama değil. Belediyeler şehir içindeki nizamı sağlamakla görevlidir. Bu tip reklamalara izin verilmemesi gerekiyor. Belediyeler bu reklamları veren şirketlere karşı dik bir duruş sergilemeli ve bu tür reklamlara izin vermemelidir. Belediyeler reklam yönetmeliğinde yer alan ‘ticari reklamlar genel ahlak kurallarına uymalıdır’ yönetmeliğini uygularsa bütün sorunlar çözülür. Bu tür reklamlardan rahatsız olanlar mutlaka bu reklamlarla ilgili şikâyetlerini gerekli mercilere yapsınlar” şeklinde konuştu.