Sayın Başbakan! Lütfen çocuk katillerini asın!

Günün birinde ülkemizin Başbakanına hitaben bir yazı yazacağım hiç aklıma gelmemişti.

Ne günler geldi, ne sıkıntılar geçti. Ben elimden geldiğince olumlu ve yapıcı yazılar yazmaya gayret ettim. Kimilerinin kimilerine bağırıp çağırdığı, senaya öfkeli cümlelerin yayıldığı zamanlarda, toplumun ruh sağlığını ve genel psikolojisini korumaya yönelik sözler döküldü kalemimden.

Her canlının yaşamaya hakkı olduğuna, her insanın biricik ve değerli olduğuna inanan ben, bugün Sayın Başkakanımıza sesleniyorum:

Sayın Başbakanımız! Lütfen çocuk katillerinin asılması için emir verin!

Adını bilmediğimiz nice Mertler Gizemler hunharca alınıyor ailelerinin avuçlarından.

Çocuklarla çalışıyorum ben... onlara terapiler yapıyorum. Onların iç dünyaları, minik bedenlerinde gizledikleri kocaman hayalleriyle tanışıyorum. Oyun oynarken pöh deseniz korkuyor bu melekler.

O çocukların son anlarında neler yaşadıklarını değil gözümün önünden geçirmek, aklıma dahi getirmek istemiyorum. Çünkü çıldıracak gibi oluyorum her sıradan vatandaşımız gibi. Böyle bir caniliğe hangi yürek nasıl dayanır? Bununla karşılaşan hangi normal ve sağlıklı insan, bu vahşeti yapan caniyi elleriyle paramparça yapmak istemez?

Kendi öz anne babası sesini yükseltse korkuyla gözlerinin içi ağlayan minik yavrulara, psikopat ruhlu, vicdansız ve tedavisi mümkün olmayan eller uzanıyor. Hayatta erişemediklerini düşündükleri emellerinin bedelini, hunharca katlederek minik yavrulara ödetiyor! İçedönük inhibe yaşayan, iç dünyasını kin ve nefret duygularıyla besleyen, cinsel sapkınlık ve zarar verme durumunda vicdanı zerre kadar sızlamayan bu grubun tedavi edilme gibi bir şansı yok!

Bu psikopat caniler tedavi edilemiyor! Onları sadece "kendi başına birşey gelme korkusu" durduruyor. Aksi halde önüne kim gelirse gelsin hiç tereddüt etmeden kolaylıkla zarar veriyor.

Bu caniler suç makinesi gibi. Bir kez yapıp durmuyor, yaptığı bu işten keyif aldığı için yapmaya devam ediyor. Onlar için kaçırmak, eziyet etmek, işkence yapmak, tecavüz etmek ve öldürmek adeta bir bağımlılık.

Bunlar tehlikeli...! bunlar vicdansız...! bunlar sapkın...! bunlar öteki canlının yaşama hakkı duygusundan uzak...! bunlar bencil...! bunlar kindar...! bunlar merhametsiz...! bunlar toplumsal/insani yaşam kurallarıyla alay eder! Bunları durdurmanın yolu yok! Bunlar canı ne isterse onu yapar! Kızar öldürür, kızı alamaz kardeşini katleder, morali bozulur can alır, cinsel dürtüleri harekete geçer tecavüz eder.

Sayın Başbakanımız!

Yavrusu katledilmiş bir anne baba için en acı olan ne biliyor musunuz?
Son anda kendisine yardım çığlıklarıyla seslenildiği halde, yavrusunun o son çaresiz seslenişlerini duyamamış olmak! Ve yavrusunu bu insanların elinde çekip alamamak... evladının gelecekteki büyümüş halini göremeyecek olmak... Allah`tan kendisine emanet olarak verilmiş ve canı pahasına koruması gereken meleğine, koruyucu kanatlarını gerememek!

Bu acıyı ne dindirir biliyor musunuz?

O canilerin yakalanması... suçu işlediği ispatlandıktan sonra ipin ucunda sallandığını görmesi.
Tarifi mümkün olmayan acılar içindeki anne babanın en iyi umudu, hapse girecek bu vicdansızların, hapishane ortamında cezalandırılması için dua etmek olmamalı! "Hapishanede nasılsa onların icabına bakılır." cümlesi ne kadar çaresiz ve eli kolu bağlayan, diğer insanların vicdanına terkedilen bir adalettir aslında.

Bir baba bunu kendi elleriyle yapamayacak! Bir anne, yavrusunu kucağından alan caniyi kendi tırnaklarıyla parçalayamayacak!

...ama eğer bu insanların idam edilmesi için gereken emri verirseniz Mert Gizem ve daha nicelerinin anne babası bilecek ki; ülkesinin başbakanı çocuğuna yapılanların bedelini ödetecek!

Kendi tırnaklarıyla, kendi elleriyle hesap soramayan anne babanın içine su dökecek en iyi yöntem, yavrusunun kanının yerde kalmadığını ve yavrusunun yardım çığlıklarına geç de olsa cevap verilmiş olduğunu bilmek..!

Sizin emriniz ve girişiminizle, anne babaların adalet arayan eli olabilirsiniz!

Anne babaların kendi elleriyle yapamadığını, devlet eliyle verilmiş adalet haline getirebilirsiniz!
Sevgiler...