Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck Pazartesi Ankara`daki temaslarının ardından, ODTÜ`deki konuşmasında Türkiye’de özgürlüklerin kısıtlanması ve hukuka müdahale konusundaki iddiaların kendisini korkuttuğunu söylemişti.
Partisinin Meclis grubuna seslenen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Gauck`a şu sözlerle yanıt verdi:
"Almanya’da 8 vatandaşımız öldürülüyor, bunun hesabını veremeyenler çıkıp bize akıl vermesinler, o aklı kendilerine saklasınlar. Türklerin evleri yakılıyor, Almanya hesabını veremiyor, bize akıl veriyor. Sen o aklı kendine sakla. Silahları evlerinde yakalanıyor. Sizde bölücü terör örgütünün binlerce mensubu var, bunların hala gereğini yapmadınız. Terörle ortak mücadele ve dayanışma içinde olmazsak bu bilesiniz ki yarın sizi de vurabilir."
"Herhalde kendini hâlâ rahip sanıyor"
“ODTÜ’de ona ev sahipliği yapanların gerçekleri ona söylememesi üzücü. Almanya’da ateist bir anlayışı Alevilik olarak yansıtıyorsun. Türkiye’de böyle bir şey yok. Alevi’ye Türkiye’de Müslüman değilsin diyemezsin. Ama Almanya’da küçük bir grup var ve bunu açıkça destekliyorlar. Ama bu bir devlet adamlığına yakışmaz. Gittiğimde Almanya’da da söyleyeceğim bunları."
"Kendileriyle yemek yedik ve bunları açık açık anlattık. İşin asıl sahibi biziz. Sen anlattığım somut örnekleri bir tarafa koyup sana Almanya’da anlatılanları konuşursan olmaz. Çekinme korkma yok dedim. Ülkemizin iç işlerine karışılmasına asla tahammül edemeyiz dedim. `Bu içişlerinize karışmak gibi anlaşılmasın ama` dedi… Biz amayla çok çektik, uğraşacak halimiz yok. Devlet adamlığının gereği neyse bunu yapmak lazım. Herhalde kendisini rahip olarak görüyor hâlâ çünkü eskiden öyleydi. Bunlar çirkin şeyler, her şeyi kendisine anlattık."
“Soğukkanlılıkla ele almalıyız”
Erdoğan 1915 Ermeni tehcirinin yıldönümü kabul edilen 24 Nisan`dan bir gün önce yayınladığı taziye mesajıyla ilgili de şunları söyledi:
“Tarihe artık farklı bir gözlükle bakmamız gerektiğini düşünüyorum. Meseleleri, 100 yıllık konuları siyasetin malzemesi olmaktan çıkaralım; bilim adamlarına, tarihçilere yani gerçek sahiplerine bırakalım diyoruz. Her devlet de bu yüzleşmeyi yapmalı. 100 yaşında korkularla yaşayan hiçbir devlet, millet reform yapamaz.”
“10 yıllardır devam eden zulmün, ayrımcılığın sona ermesini istiyoruz. Türk, Kürt, Roman, Çerkes, Sünni, Alevi misin? Artık korkmayacaksın. Namaz kıldığın, oruç tuttuğun, başörtüsü taktığın, Kur’an okuduğun için artık korkmayacak, çekinmeyecek, başını öne eğmeyeceksin. Annenden öğürendiğin dili konuşmak için, düşündüğünü paylaşmak için, yaşam tarzını devam eetirmek için korkmayacak çekinmeyeceksin.”
"Tarihimizle yüzleşmeye, arşivlerimizi açmaya hazırız. Şu anda arşivlerimiz açık. Taraftar gözlüğüyle değil objektif biçimde tarihi ortaya çıkaralım. Türkiye olarak biz buna açığız. Büyük devletlerin korkusu olmaz bizim de yok. Birbirimize karşı kin gütmeyi bırakıp birbirimizin acısını anlamaya çalışalım. Sıkılı yumruklarla değil tokalaşarak anlaşmaya hazırız."
"Ümit ederim, gerek Ermenistan devleti gerek diaspora bizim bu yürekli adımımızı görür ve gerekli adımları atar. Aynı yürekli tavrı onlardan da bekleriz. Bir kez daha 99 yıl önceki hadiselerde hayatını kaybeden tüm Osmanlı vatandaşlarına taziyelerimizi ifade ediyor, rabbim bir daha bize bu acıları yaşatmasın diyorum.
Bizimle yaşayanlar da ortada. Ama bizimle yaşamayıp diasporanın kontrolü altında olanların durumu ortada."
"İnsanım diyenlere sesleniyorum"
Erdoğan, Mısır`da Müslüman Kardeşler üyelerine verilen idam kararlarını da eleştirdi. Erdoğan`ın sözleri şöyle:
"Vicdanı sızlayan bir insan olarak seslenmek istiyorum. İdama karşı çıktığını söyleyen ülkelere ve yöneticilerine sesleniyorum. `Ben insanım` diyenlere sesleniyorum. Dünya siyasi liderlerine sesleniyorum. Mısır’da seçilmiş hükümete karşı yapılan askeri darbenin ardından haklarını arayan insanların tutuklanıp idamla yargılanmalarını kaygıyla takip ediyoruz. 9 dakikada 683 kişi hakkında idam kararı alındı. Dünyanın ilgisizliği, hatta darbeyi susarak onaylaması, ne yazık ki bu pervasızca kararlarda teşvik edici rol oynadı. Batılı ülkeler Tahrir`eki olayları özgürlük olarak niteledi. Ama katliamlar başlayınca batılı ülkelerin ve sosyal medya hesaplarının sonra sustuğunu gördük."
"Medyanın namusu olmalı"
"Gezi olaylarında bize karşı tavırlar takınanlara özellikle sesleniyorum." Orada 12 ağacın yeri değiştirilmişti. Bundan dolayı Türkiye`yi birbirine katabileceğini zannediyordunuz. Peki bu idamlara suskun kalmanızı neyle ifade edeceksiniz? Hangi insani duygularla ifade edeceksiniz?"
"Ey Doğan grubu, Ciner grubu şimdi ne diyeceksin? Medyanın da bir namusu olmalı. Mısır`dan bahsedince Müslüman olduğu için konuşuyor ucuzluğuna gidiyorlar. Benim için Ukrayna`da öldürülenler de aynıdır. Zalimler için yaşasın cehennem. Bu zalimlerin yanında yer almamız mükün değil. Zulüm kokan Mısır yönetimiyle dost olmamız mümkün değildir. Bunu söylemezsem Allah`a hesabını veremem. Yalnız kalacağımıza dahi inansak tavrımızı net koymamız lazım. Bunları hislerim değil düşünerek söylüyorum. CHP ne der, MHP ne der hâkimlerin hâkimi ne der, ona mı bakacağız?"
"Mısır’daki darbecileri kimse hatırlamayacak"
"Türkiye müdahale sonrası kurulan silahların gölgesindeki mahkemeler nedeniyle zor günler yaşadı. Başbakan ve iki bakanı idam edildi. 27 Mayıs darbesinin üzerinden yıllar geçmesine rağmen yaşanan acı unutulmadı. Bugün 27 Mayıs’ı yapanları kimse hatırlamıyor. Yassıada mahkemelerinin hâkimlerini kimse hatırlamıyor. Mısır’ın Türkiye’deki darbe mahkemelerinden ders alması çağrısını daha önce de yapmıştık. 10 yıl sonra Mısır’daki darbecileri kimse hatırlamayacak. Mısır’da hak er yada geç mutlaka tecelli edecek. Firavun kendisini öldürecekleri korkusuyla erkek çocuklarını katletmişti. Ama allah Hz. Musa`yı gönderip firavunun eşinin kucağında büyüterek zalimden hesap sormuştu. Mısırlı kardeşlerim sabretsin, sabreden Mısır’da da selamete ulaşacaktır."
"Bizi Mısır, Suriye, Filistin meselesinden uzak tutmaya yönelik içerideki ve dışarıdaki tüm girşimler akamete uğruyor. Gezi olayları sırasında bizi bölgesel meselelerden de uzak tutmaya çalıştılar. Batı medyasında çıkan hakkımızdaki karalamaları görüyoruz."