MARDİN – Akit Gazetesi Yazarı Hüseyin Öztürk, Mardin’de iki gün boyunca tarihi yerleri gezdi. Yaptığı gezinin ardından İlke Haber Ajansı’nın sorularını yanıtlayan Öztürk, Mardin’in dünya insanlığına hediye edilmiş bir şehir olduğunu belirtti.

 

 

“İlk bilimsel eserleri, buluşları, icatları yapan Müslümanlar olmuştur”

Dünyanın sayılı şehirlerinin var olduğunu, ancak bütün insanlığın mutlaka görmesi gereken bir şehir varsa bu şehrin Mardin olduğunu ifade eden Öztürk, sözlerine şöyle devam etti:

 

 

“Bir Fransız düşünür 1982 yılında Müslüman oldu. 1981’de ise bir kitap yazdı. Kitabın ismi: Geleceğimizde İslam var. Bu kitabında, Müslümanların ilk bilimsel eserleri, ilk buluşları, ilk icatları yapan, bulan insanlar olduğunu söyledi ve bunu ispatladı. Tabi Fransızlar çok şaşırdı ve sonunda kabul etmek zorunda kaldılar. Peki neden ilk bulan Müslümanlardır, çünkü Allah eşya ismini ilk öğrettiği kişi Hz. Adem’dir. Tüm peygamberlerimiz birer sanatçıdır. Dolayısıyla Mardin’de bu ilk doğuşun hamile kalındığı dönemdir. Ben, Nusaybin’i gezdim ve dünyadaki ilk üniversitenin kalıntılarını gördük. İlk icat ve buluşların Müslümanların bulması veya yapması kadar doğal bir şey yok. Ayrıca bunların da bu coğrafyada olmayacak diye bir şey yok. Bakınız Türkiye bütün turizm alanlarını kapatsa, hiçbir şehirden turizm geliri olmazsa bile sadece Mardin’e yatırım yaparak turizme açsa Türkiye ekonomisi turizmden kazandığı parayı ikiye katlar. Yeryüzünde böyle bir şehir dünya insanlığına hediye edilmiş değil.” 

 

 

 

1915’te neler yaşandı?

1915’e Abdulhamid’in tahtan indirilmesiyle başlamak gerektiğine işaret eden Öztürk, “1915, Abdulhamid’in ‘Filistin’i vermem’ demesiyle başlayan bir hadise… 1915’e batılı ülkelerin kaşımasıyla gelindi. 1912 Balkan Savaşı da yine bu olayların bir alt yapısıydı. Eğer siz Osmanlı’yı balkanlarda zayıflatırsanız içerde bunun patlaması yaşanacaktı, bu bir senaryo idi. Tabi Osmanlı zayıflayınca ‘altın vuruş’ dedikleri Ermeni olaylarını başlattılar. İşte o noktada can boğaza gelmişti ve kimin kime ne yaptığı kaynaklarda yazılı olsa da çok karışık bir durum var ortada. Aynı köyde sabah bir birine süt vermiş komşusu akşam baltasını alarak çıktı. Ancak şu şunları katletti gibi kesin bir şey söylemek mümkün değil. Ben örneğin Kars’ı gezdim ve bana dediler ki, Müslümanları bir mağaraya kapatıp, mağaranın girişine samanı yığdılar ve yakmışlar. Orada binlerce çoluk-çocuk, kadın-erkek ölmüş. Diğer tarafı dinliyorsun, onlarda şöyle veya böyle yaptılar diyorlar. Onun için net bir şey söyleyemiyorum.” dedi.

 

 

“Bu ikiyüzlülüktür”

Kürtlerin de resmi ideolojinin kurbanı olduklarına dikkat çeken Öztürk, “Bulgaristan yönetimi, orada yaşayan azınlık Türklerin isimlerini değiştirdiği zaman isyan ettik, ama burada Kürt köylerinin isimleri değiştirildiğinde sesimizi çıkartmadık. Bu ikiyüzlülüktür.” diye konuştu.

 

 

“Türkiye’yi çok yoruyorlar”

“Başbakan Erdoğan’ın taziye mesajı ne anlama geliyor? Bu mesaj ileride bir özre, bir tazminata ve Ermeni diasporasının istediği mülklerin geri iadesine gider mi?” şeklindeki sorumuza da cevap Öztürk, “Bana göre, Başbakan mantıklı hareket ediyor. Bu bir özrü gitmez, tazminata asla gitmez. Türkiye’yi hem içeriden hem de dışarıdan çok yoruyorlar. Bakınız ben, 1980 darbesini bizzat yaşayanlardan bir tanesiyim. 1980’de MHP ve CHP bir birini yedi. Ülkeyi kan gölüne çevirdiler. Neredeyse her evden bir kurban gitti. Peki, 2013 yılının Mart’ında ne oldu da bu adamlar ittifak etti. Biz bunu nasıl yorumlayacağız. Demek ki ideolojilerinde bir problem var. Seçime girmek istemiyorum ama hem içeride hem de dışarı bu ülkenin gidişini engellemek isteyen ayak oyunlar var. Türkiye’nin rahat nefes almasını istemeyenler var ve İngilizlerin çok ciddi oyunları var. Ama dışarı çıkıp, bu ülkeye en çok kim düşmanlık ediyor denilse; Amerika olduğunu söyleyecekler. Siz hiç İngiliz düşmanı gören bir insan gördünüz mü?” diye sordu.

 

 

Öztürk, Hükümet-Cemaat tartışmasıyla ilgili ise Türkiye’nin bağırsaklarını temizlediğini belirtti. (M. Salih Keskin – İLKHA)