ADANA - TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Semih Karademir, Türkiye gibi tarımsal potansiyeli çok yüksek olan bir ülkede akla gelecek en son çarenin ithalat olduğunu belirterek “Geleceğin teminatı olan güvenilir gıda için kaynakların ithalata değil, tarımsal üretime aktarılması gerekmektedir.”  dedi.

 

14 Nisan 2010 tarih ve 2010/339 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan İthalatta Kota ve Tarife Kontenjanı İdaresi hakkında Karar çerçevesinde kuraklığın etkisiyle rekolte de meydana gelecek azalmaları karşılamak amacıyla 4,2 milyon ton hububatın sıfır gümrükle ithal edilecek olmasına tepki gösteren Karademir, tarımsal potansiyeli yüksek olan bir ülkenin ithalata yönelmesi demek kendi çiftçisi yerine ithal edilen ülkenin çiftçisinin desteklenmesi anlamına geleceğine vurgu yaptı.

 

“Bu karar ile 2 buçuk milyon ton buğday, 1 milyon ton arpa, 500 bin ton mısır, 200 bin ton pirinç ithalatı gerçekleştirilecektir” diyen Karademir, “ Bu dört ürünün ithalatı için 2013 yılında ödenen para 3,8 milyar TL iken buna karşılık ülkemizde tarıma verilen destek aynı yıl 8,9 milyar TL’dir. 2014 yılı bütçesinde destek miktarı 9,6 milyar TL iken faiz ödemeleri için öngörülen miktar 52 milyar TL’dir. Buğdaya verilecek prim 5 kuruş, mısır için 4 kuruş, çeltiğe 10 kuruş, arpaya verilen prim 4 kuruş iken 5 kuruşa çıkartılmıştır. Üreticiye verilen mazot desteği ise çiftçinin ödediği yüksek ÖTV’yi bile karşılayamamaktadır.” şeklinde konuştu.

 

“Ekim alanları küçüldü”

Karademir, konuşmasının devamında, “ Buğday ekim alanlarının 1 buçuk milyon hektar küçüldüğü son dönemlerde arpa ekim alanları yaklaşık 800 bin hektar küçülmüştür. Ülkemizde ekonomik olarak sulanabilecek 8 buçuk milyon hektarlık bir alan varken, ne yazık ki bu alanın yanlıca 5,7 milyon hektarlık bir alanı sulanmaktadır. Sulamaya açık bu alanlarda çiftçinin elektrik borcunu ödeyememesinden kaynaklı icra vakaları önemli bir sorun oluşturmaktadır.

 

Kuraklık ve bunun gibi meteorolojik olaylardan dolayı tarımsal ürünlerdeki açıklar elbette ithalat yoluyla kapatılacaktır. Buna karşılık tarım arazilerin amaç dışı kullanımına tahsis edilerek yok edilmesi, tarımsal politikaların üreticiyi üretimden vazgeçirerek tarım arazilerinin boş bırakılması gibi sorunların yanında, hasat zamanı yapılan ithalatlarla ürün fiyatlarının baskılanması ise üreticiye en büyük darbe vuran sorunların başındadır.

 

Hububat türleri için kuraklığa dayanıklı çeşitlerin ıslah edilmesi gerektiğini belirtir, bu konu ile ilgili çalışmaların yapılması gerektiğine inanıyoruz. Geleceğin teminatı olan güvenilir gıda için kaynakların ithalata değil, tarımsal üretime aktarılması gerekmektedir.”  İfadelerini kullandı. (Yunus Emre-İLKHA)