DİYARBAKIR - Mazlum Der Diyarbakır Şubesi yayımladığı bildiride  1915 Ermeni tehcirinden, Şırnak'ın iki köyünde 20 yıl önce işlenen ve aradan geçen süreden dolayı zaman aşımına uğrayan davaya bir çok konuya değinildi.

 

Türkiye Cumhuriyeti’nin insan hakları karnesinin zayıflar ve anaların yüreğine dolan acılı günlerin yıldönümleriyle doldurduğu bir hafta yaşandığı ifade edilen bildiride, "Türkiye artık katliamlar ile dolu tarihi ile yüzleşmeli, kendi toplumu ile kalıcı bir barışı tesis edebilmek için söz konusu katliamlar enine boyuna araştırılmalı, mağdurlar ve hak sahipleri tespit edilerek mağdur zararları olabilecek en iyi şekilde tazmin edilmeli, katliamlarla ilgili sorumluluğu bulunanların adlarının cadde, meydan, okul vs. gibi yerlerden silinmesi gerekmektedir." ifadeleri kullanıldı.

 

"Askeri Yargı Kaldırılsın"

22 Nisan’da Iğdır’da askerlik yaparken intihar ettiği söylenilen Uğur Pamuk ve 24 Nisan Kozluk / Batman’da askerlik yaparken şüpheli bir şekilde ölen Sevag Şahin Balıkçı'ya da değinilen açıklamada, bu olaylar etnik infaz olarak değerlendirilerek, " katliamların toplum vicdanında açtığı yaralar kanamaya devam etmektedir." denildi.

 

Bildiride, " Ayrıca bu gibi askeriyede işlenen cinayetler ile ilgili olarak Askeri yargı sisteminin dezavantajları göz önüne alındığında 'Askeri Yargı Kaldırılsın' kampanyamızın önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır." ifadeleri kullanıldı.

 

"Cinayetlerde devlet alabildiğine korumacı bir refleksle hareket ediyor" Şırnak Silopi Koçağılı ve Uludere Roboski köylülerinin uğradığı toplu katliamların en temel insan hakkı olan yaşam hakkına saldırı olduğunu ve devletin yaşam hakkına ne kadar değer verdiğinin göstergesi olduğu ifade edilen bildiride, "olaylar ile ilgili olarak hakkaniyete aykırı, adaletten uzak, failleri koruyan kararlar da yeni fiilleri teşvik edici olmuş ve olmaktadır. Yıllardır her fırsatta söylediğimiz gibi bu ülkede kamu görevlilerinin işlediği veya adlarının karıştığı cinayetlerde devlet alabildiğine korumacı bir refleksle hareket ederek bu görevlilerin ilgili soruşturmalardan ya cezasız ya da olabildiğince az cezayla kurtulabilmelerini sağlamaktadır. Bu ise başka kamu görevlilerinin aynı suçları işlerken pervasızca davranmalarına neden olmaktadır." dedi.

 

Mazlum Der olarak devlet eliyle işlenen ferdi veya toplu katliamları kınadıkları ifade edilen bildiride, katliamlarla ilgili devlet kayıtlarının objektif tarih araştırmacılarına açılması gerektiği çağrısı yapıldı.

 

Bildiride "Katliamlarda payları olanların adlarına verilen payeler kaldırılsın. Kamu görevlilerinin yargılanmaları ile ilgili mevzuat iyileştirilsin ve askeri yargı kaldırılsın!" talepleri dile getirildi. (Fikret Özkan - İLKHA)