Rapora göre BDP`ye oy verdiğini söyleyenlerin yüzde 60`ının özerklik talebini desteklemediği, tüm Kürt-Zazalarda bu oranın ise yüzde 78 olduğu vurgulandı.

Bilgesam Başkanı Doç. Dr. Atilla Sandıklı, 7 bine yakın kişiyle yapılan görüşmeler sonucu hazırlanan `Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler` konulu raporu açıkladı. Sandıklı, yeni anayasanın, tüm vatandaşların farklılıklarıyla bir arada yaşama iradesini temsil eden, yenilikçi bir toplum sözleşmesi olması gerektiğini ifade etti.

Yeni yapılacak sivil anayasanın amacının değişik toplum kesimlerinin üzerinde anlaşarak içine sindirebileceği olması gerektiğine vurgu yapan Sandıklı, "Oluşturulan rapor, anayasa metninin temel belirleyicilerini tespit edip bu bilgileri kamuoyu ve yasa yapıcılarla paylaşıp sürece katkı sağlamayı hedeflemektedir" dedi. Vatandaşların anayasa yapım sürecine katılması anayasa ile aidiyet bağı kurabilmesinin temel şartı olduğuna dikkat çeken Sandıklı şöyle devam etti: "Bu çalışma, son dönemlerde yoğunlaşan yeni anayasa hazırlama çabalarına katkı sağlamak ve toplumun talep ve beklentilerini yeni anayasa metnine yansıtma amacını taşımaktadır. Çalışma, farklı toplum kesimlerinin beklenti ve görüşlerini ortaya koyarak, eşitlik, adalet ve özgürlük kavramlarının anayasanın değerler sistemini oluşturmasına katkı sağlayacak verileri sunma iddiasındadır. Yeni anayasa, pek çok kişinin ifade ettiği gibi; `tüm vatandaşların farklılıklarıyla bir arada yaşama iradesini temsil eden, yenilikçi bir toplum sözleşmesi` niteliği taşımalıdır."

Raporunun sunumunu yapan Dr. Salih Akyürek ise, çalışma sonucunda parlamenter sisteminTürkiyeve tüm alt gruplar temelinde önemli bir destek bulduğunu açıkladı. Akyürek, başkanlık ve yarı başkanlık sistemineAK Partitabanında yüzde 40 oranında destek verildiğini söyledi. Akyürek, buradan hareketle yönetim sistemi konusunda Türkiye`de tüm toplum kesimlerinde mevcut durumun devamı konusunda bir mutabakatın yaşandığını dile getirdi. Türkiye genelinde yapılan ankette üniter yapının her üç kişiden ikisi tarafından destek bulduğunu vurgulayan Akyürek, "Kürt-Zazalar arasında yaklaşık her üç kişiden birisi bu yapıyı desteklemektedir. Kürt ve Zazalarda çoğunluk `üniter yapı` veya üniter yapı içinde çözüm olan `idari özerklik` seçeneklerini desteklemektedir" dedi.

Akyürek, raporda özerklik konusunda ortaya çıkan çarpıcı sonucu da açıkladı. Barış ve Demokrasi Partisi`ne (BDP) oy verdiğini söyleyen kişilerle yapılan çalışmalarda özerklik talebini destekleyenlerin oranının yüzde 40 olduğunu açıklayan Akyürek, konuşmasını şöyle devam ettirdi: "Bu oranın Tüm Kürt-Zazalar arasında yüzde 22 düzeyinde olması, önemli bir mesaj niteliğindedir. Bu durum ortaya konan taleplerin toplumsal tabanlı ve gerçekçi olmadığını da göstermektedir."

Akyürek, yeni anayasa tartışmalarıyla ilgili kırılma noktalarını şöyle anlattı: "Bazı konularda en önemli kırılma Türk ve Kürt-Zaza ayrımında, bazı konularda ise Sünni-Alevi ayrımında ortaya çıkmaktadır. Oy verilen siyasi partilere, öğrenim durumuna, kişilerin dindarlık düzeylerine ve siyasi yelpazede kendilerini tanımladıkları kavramlara göre, görüşlerde yaşanan farklılaşma bazı konularda öne çıkmakla birlikte genelde ikincil düzeyde kalmaktadır. Haklar ve özgürlükler temelindeki açılımlar, sol eğilimli ve Alevi vatandaşlardan yüksek oranda destek bulurken, aynı kesimin dini konular ve başörtüsüne dönük daha çok Sünnilerin talep ettiği özgürlükleri çok fazla desteklememesi ve bu konudaki gelişmeleri muhafazakarlığın yükselişi anlamında tehdit olarak algılaması dikkate değerdir."

Raporda öne çıkan başlıklar ise şöyle:

DEĞİŞTİRİLEMEZ HÜKÜMLER

Mevcut anayasada yer alan ve bu çalışmada sorgulanan, değiştirilemez hükümlerin yeni anayasada da yer alması konusunda genel bir mutabakat bulunuyor. Türkler arasında her üç kişiden birisinin, Kürt-Zazalar arasında ise her üç kişiden ikisinin anayasanın değiştirilemez hükümlerinin bazıları veya tamamı ile ilgili problem algıladığı görülüyor. Türkçe, Türk bayrağı ve milli marşının yeni anayasada da değiştirilemez hüküm olarak yer alması konusunda hem Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında sağ eğilimli ve dindar olanlarda, sol eğilimli olanlara göre çok daha yüksek. Cumhuriyet ve laiklik ilkeleri, zaman zaman dile getirilen endişelerin aksine, özellikle Türkler arasında dindarlar dahil tüm toplumsal kesimlerce genel olarak benimsendiğini görülüyor. Kürt-Zaza nüfus içinde değiştirilemez hükümlere bakıştaki göreceli olumsuzluğun sisteme karşı hoşnutsuzluk ve tepkiden kaynaklandığı değerlendiriliyor.

ANA DİLDE EĞİTİM

Türkçe dışındaki ana dillerin öğrenimi ve kamusal alanda kullanımı konusunda Kürt ve Zazalarda üst düzey bir talep bulunuyor. Türkler arasında da bu haklara bakışın olumsuz olmaması ve her iki Türk`ten birisinin bu hakların verilmesini desteklediği görülüyor.

SİVİL ASKER İLİŞKİLERİ

Çalışmada sorgulanan bir diğer ana konu başlığı ise sivil-asker ilişkileri oldu. Sivil-asker ilişkileri veTSKile ilgili gündemde tartışılan değişimlere Türkler arasında orta düzeyde olumlu iken, Kürt ve Zazalarda bu oranlar çok daha üst düzeyde yer alıyor.

DİNİ TARTIŞMA KONULARI

Diyanetİşleri Başkanlığı ve diğer dini tartışma konuları da çalışmada yer buldu. Halkın yaklaşık yarısı Diyanet İşleri Başkanlığının yapısının aynen korunması gerektiğini düşünürken, diğer yarısındaki ağırlıklı görüş kurumun diğer inanç gruplarını da kapsaması yönünde oldu. Türkiye genelinde `zorunlu din dersleri kaldırılmalıdır` görüşüne katılım oranı yüzde 38 oldu. Aynı görüşe katılım oranı Türk Alevilerde yüzde 76, Kürt-Zaza Alevilerde yüzde 96 düzeyine çıkıyor.

BAŞÖRTÜSÜ

Çalışma sonucunda, halkın başörtüsünün okullarda tamamen yasaklanmasına yüzde 82`lik bir oranla karşı olduğu ifade edildi. Kürtler arasında ise bu yasak yüzde 90 oranında red görüyor. Başörtüsünün öğrenimde kullanımına tamamen karşı çıkanlar Türkiye genelinde yüzde 18 düzeyinde iken bu oran Kürt-Zaza Alevilerde yüzde 37 ve Türk Alevilerde yüzde 58 düzeyine çıkıyor. Başörtüsünün en azından üniversitelerde serbest olması görüşü, kendisini sol eğilimli kavramlarla tanımlayanlarda dahi, her üç kişiden ikisinden destek buluyor. Özellikle üniversite düzeyinde serbest olması konusunda Türk Aleviler dışında tüm toplum kesimlerinin mutabakat içinde olduğunu görülüyor.

SEÇİM BARAJI

Türkiye genelinde insanların yaklaşık yarısı yüzde 10`luk seçim barajının korunması gerektiğini düşünüyor. Diğer yarısı ise barajın düşürülmesi veya kaldırılması yönünde görüş bildirdi. "Seçim barajı düşürülmelidir" diyenlerin seçim barajı tercihleri incelendiğinde ise; insanların yaklaşık yarısı seçim barajının yüzde 5`e düşürülmesi gerektiğini ifade ediyor.

CİHAN