DİYARBAKIR -  AK Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten`in, Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç ve üniversite yönetimini hakkında yaptığı bir basın açıklamasıyla, üniversite bünyesinde yolsuzluk yapma ve paralel yapı adına kadrolaşmakla suçlaması üzerine bu gün bir basın açıklaması düzenleyen Rektör Saraç, Diyarbakır milletvekili Cuma İçten’i iddialarını ispatlamaya çağırdı.

Yaşanan gelişmeler sonrası sosyal medyada başlatılan tartışma üzerine Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç, bir basın toplantısı düzenleyerek, gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.

Rektör yardımcıları Prof. Dr. Aslan Bilici, Prof. Dr. Mustafa Arıca ve Genel Sekreter Prof. Dr. Sabri Eyigün ile birlikte rektörlük senato odasında medya mensupları ile bir araya gelen Rektör Saraç, bugüne kadar yapmış oldukları icraatlardan bahsederek,  Cuma İçten’in söylemlerinin asılsız iddialar olduğunu ve kendileri açısından talihsizlik olduğunu ifade etti.

Milletvekili İçten’in iddialarının hiçbir gerçekle bağdaşmayan, tamamen üniversiteyi karalamaya yönelik iddialar olduğunu söyleyen Saraç, kendilerinin de bu iddiaların gerçekle taban tabana zıt olduğunu ve gerçek bilgi içermediğini kamuoyuna açıkladıklarını dile getirdi.

“Milletvekili partisini zora sokacak beyanatlarda bulundu”
Saraç, “Biz yaptıklarımızla ortadayız. Kamuoyunda dürüstlüğüyle, başarılı icraatları, objektif kriterlere uyumu, kanuna, nizama uyumu ile tanınan bir kamuoyu var. Biz bu görevi üstlendiğimiz andan itibaren asla ve asla kendimizle ilgili herhangi bir getiri, beklenti, rant, adam kayırma veya başka bir çıkarımıza, menfaatimize yönelik bir hesap içerisinde asla olmadık. Olmayız. Çünkü bu, bizim karakterimiz değil” dedi.

Diyarbakır Milletvekili olarak, beyanatı yapan İçten’in bu güne kadar üniversitenin yaptığı icraatlara destek olmadığını ima ederek sitemde bulunan Rektör Saraç, milletvekilinin aksine başbakanın, bakanların ve üst düzey bürokrasinin kendilerine her zaman için pozitif ayrımcılık yaptığını ve yardımlarını eksik etmediklerini dile getirerek, milletvekili partisini zora sokacak beyanatlarda bulunduğunu ve gerçek dışı beyanda bulunduğunu söyledi.

“Ne yapmamız gerekiyorsa yapmışız”
2003’te yapılan 200 trilyonluk bir usulsüzlükten bahsedildiğini hatırlatan Saraç, usulsüzlük hakkında Sayıştay denetiminden sonra kendileri tarafından gerekli işlemler yapılmayarak örtbas edildiği iddiasıyla bir izlenim oluşturulmaya çalışıldığını söyledi.

Saraç açıklamasının devamında, “Tüm kurumlar denetime tabidir. Bizler de denetime tabiyiz. Bu YÖK tarafından olabilir. Sayıştay tarafından olur. Biz sürekli rutin denetleniriz. 2007’de yapılan Sayıştay denetiminde daha önceki yönetimin sanırım 2003’teki bazı usulsüzlük, yolsuzluk vs. gibi şeyler çıkarılmış ve bunlarla ilgili olarak bizim ne yapmamız gerektiği de orada yazılmış. Ve biz de ne yapmamız gerekiyorsa yapmışız. Bizden çıkmış. Şu an Maliye Bakanlığı, Sayıştay ve YÖK’ün denetiminde gidiyor.” dedi.

“Eğer elde belge varsa bunun hukuki bir yolu vardır”
Milletvekilinin elinde iddia edilen konuda hiçbir delilinin olmadığını savunan Saraç, “Çamur at izi kalsın” mantığıyla hareket edildiğini söyledi.

Saraç daha sonra, “Ben, kendisine şu çağrıda bulunmak istiyorum. Elinde ne belge, bilgi varsa, bunu basınla paylaşma yerine keşke önce gidip gerekli mercilere bu belgeleri, bilgileri teslim etseydi. Bu, Cumhuriyet Başsavcılığı, YÖK, Sayıştay olabilir. Usulsüzlüğümüzün, yolsuzluğumuzun nerede olduğunu düşünüyorsa, bunu hukuki yollardan halletseydi. Bunlardan haberdarmış. Niye bunca zaman beklemiş. Elinizde ne belge, bilgi varsa, lütfen hemen gerekli mercilere bunu teslim edin. Elde bilgi ve belge yok. Eğer elde belge varsa bunun hukuki bir yolu vardır. Bunun yöntemi budur. Kalkıp bir yerlerde kamuoyunun vicdanını zedeleyecek tarzda saygınlığı belli, icraatları belli, huzuru yakalamış bir kuruma iftira atmak yakışıksızdır.” İfadelerine yer verdi.

"Üniversitemizde paralel devlet asla söz konusu değildir”
‘Paralel Devletle’ ile ilgili açıklamalarda da bulunan Saraç, “Üniversitemizde asla ve asla böyle bir şeye ne meydan verilir ne de verilecektir. Böyle bir şey asla söz konusu olamaz. Tüm kurumların içerisinde Türkiye’de bu tür şeyler var mıdır yok mudur, ne kadar vardır, bizim üniversitemizde de bundan farklı bir şey değildir. Üniversitemizde devlet hiyerarşisini değiştirmek hiçbir şekilde mümkün değildir.

“Her yerde olduğu gibi…”
İlke  Haber Ajansı Diyarbakır temsilcimiz Fikret Özkan’ın Ak Parti MKYK Üyesi, Diyarbakır Dicle Üniversitesi eski öğretim görevlilerinden Mazhar Dağlı’nın, Dicle Üniversitesinde oluşturulan Cemaatçi kadrolaşma ve son yaptığı açıklamada; Fethullah Gülen grubunu “ Devleti ele geçirmeye çalışan yapılanma” olarak tanımlaması ile ilgili sorusunu cevaplamaya çalışan Rektör Saraç, tüm Türkiye’de 17 Aralık’a kadar her yerde olduğu gibi kendi üniversitelerinde de bu yapının elemanlarının yerleştiğini kabul ederek, “Zikredilen grup gerek Başbakan’ın partisi içerisinde gerekse de diğer kurumlarda, her yerde mevcuttular. Homojen olarak her yerde ne kadar varsa burada da o kadar vardılar.” demekle yetindi.

“Yönetimi nasıl yıpratabiliriz’ in derdindeler”
Mazhar Dağlı’nın çıkışını bir hesaplaşma olarak ima eden Saraç, “ Hoca daha önce burada öğretim görevlisi idi ve seçim döneminde başka bir adayı desteklediler. Tabi bu doğal bir olay. Ancak görünen o ki seçimi orada bırakmadıklarıdır. Bunun için yönetimi nasıl yıpratabiliriz’ in derdindeler. Bu yapılanlar bizleri buraya atayanlara da haksızlıktır.” dedi.

"ÖSYM Sınavlarında Müdahalemiz Söz Konusu Değildir"
“ÖSYM sınavlarında görev verilen personel üniversiteden olması gerekirken, niye dışarı verilmiş” iddialarına açıklık getiren Genel Sekreter Prof. Dr. Sabri Eyigün, “ÖSYM ile ilgili görevlendirmeleri kesinlikle biz yapmıyoruz. ÖSYM kendisi yapıyor. Kesinlikle hiçbir kuruma müdahalemiz mümkün değildir. ÖSYM üniversiteye şifre vermiş. Okullara şifre vermiş. Öğretim görevlileri ve öğretmenler, kendileri şifreleri ile sisteme girerler. Kayıt olurlar ve ÖSYM’de herhangi bir yerde onlara görev verir. Buradan dışarıdan benim herhangi birine bir görev vermem mümkün değildir” dedi.

( Fikret Özkan – İLKHA)