BİNGÖL- Mısır’da darbe karşıtı 529 kişi hakkında idam cezası verilmesi nedeniyle yazılı bir açıklama yapan İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) Vakfı Bingöl İl Temsilcisi Muhittin Gili, kararı sert bir dille kınadı.
Zulüm ve tahakkümün asla ebedi olmadığını ifade eden Gili, Mısır’da 529 kişinin idam kararını kınayarak, Türkiye’de bir ağacın kesilmesi ya da Twitter’ın kapatılmasına gösterdiği sertlikte Mısır’daki idamlara eleştiri getirmesi beklenen Batılı ülkeler, ikiyüzlü yaklaşımları ile bir kez daha sınıfta kaldığını söyledi.
Gili açıklamasında, “Mısır’da darbe mahkemesi 3 Temmuz askeri darbesinin ardından sözde hukuki bir karara imza atarak 529 darbe karşıtı eylemci için idam cezasına hükmetti. Bu kararın gerekçesine göre söz konusu kişiler “şiddet ve terör” suçlamasıyla bu cezayı hak ettikleri belirtiliyor. İnsanlığa ve hukuka aykırı bu kararı kınamak, 529 Mısırlı mazlum kardeşimizin sesine ses katabilmek için, tüm vicdan sahiplerini harekete geçmeye davet ediyoruz. Mısır’da 529 insanın hayatına son verecek olan bir kararın birkaç ay içinde nasıl böylesine hızlı bir yargılama sürecine sığdırıldığı soru işaretleri ile dolu. Hukukun en temel prensiplerinden olan savunma hakkının kullanılmasına bile izin vermeyen mahkeme, birkaç oturumun ardından, fütursuzca ve özensiz bir karar ortaya çıkarmıştır. Bir kısmı tutuklu bulunan sanıkların göstermelik dahi olsa savunma yapmalarına fırsat verilmemiştir. Ülke dışına kaçmak zorunda kalan kimi göstericiler de, savunmaları dahi alınmadan gıyabında idama mahkûm olmuştur” dedi.
Sivil vicdani sesi yükseltme zamanı
Bir dakikada 26 idam kararı vererek Mısır yargısının ne kadar adaletsiz olduğunu gözler önüne serdiğini vurgulayan Gili, “Cunta mahkemelerinin son karar duruşmasında neredeyse her dakikaya 26 idam sığdırarak kendi rekorunu kıran Mısır’ın sözde adaleti, kararın ölçüsüzlüğünü izah etme ihtiyacı dahi hissetmemiştir. Darbe karşıtlarını dünyanın gözleri önünde camilerin içinde katleden cunta, binlerce kişinin öldürüldüğü bu katliamlardan sağ kurtulanları da böyle bir idam kararı ile cezalandırmıştır. Karar, bu devlet terörüne karşı çıkanlara, bundan sonrası için adeta gözdağı vermektedir.” ifadelerini kullandı.
Batılı ve Arap ülkelerinin tutumu cuntayı cesaretlendirdi
Mısır halkının, yapılan tüm katliam, tutuklama, yasa dışı baskı ve sindirmelere karşı yalnız bırakıldığını söyleyen Gili, “ Halkı yalnız bırakmakla yetinmeyip bir de cuntaya sahip çıkan Batılı ve bazı Arap ülkelerinin tutumu cuntayı cesaretlendirmiştir. Son karar bu açıdan darbecilere verilen siyasi kredinin sonuçlarıdır. En azından Türkiye’de bir ağacın kesilmesi ya da Twitter’ın kapatılmasına gösterdiği sertlikte Mısır’daki idamlara eleştiri getirmesi beklenen Batılı ülkeler, ikiyüzlü yaklaşımları ile bir kez daha sınıfta kalmıştır. Demokratik değerler üzerine inşa edildiği iddiasındaki Batı, Mısır’da darbe olduğunda ses çıkarmadığı gibi, üstelik darbecilere siyasi ve ekonomik kredi açmış, Müslümanlar söz konusu olduğunda demokratik değerlerin çiğnenebileceğini göstermiştir. Batının güdümündeki kimi Arap ülkeleri de, bu kervana katılarak, Muhammet Mursi döneminde sakındıkları dolarlarını, Mısır’ın ekonomik sorunlarının çözümünde cuntaya karşı oldukça cömert olmuşlardır” diye konuştu.
Cunta severleri kınıyoruz
Açıklamasında cunta severleri de kınayan Gili, “Mısır’daki son yargı tiyatrosu, ülkede yaşananları ve onun hem bölgesel hem de küresel destekçilerini bir kez daha ifşa etmiştir. Bugün, Müslüman kimliği söz konusu olduğunda katliam ya da hukuksuz uygulamalar hoş görülebilmektedir. Dünyanın neresinde olursa olsun her dinden ve her ırktan insanın canını kutsal sayan bizler, son idam kararlarını ve buna sessiz durmanın ötesinde destek veren tüm cunta severleri kınıyoruz” şeklinde konuştu. (Nihat Kanat-İLKHA)