Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu`nun gündeme getirdiği Gülen Grubu`nun hükümeti yurtdışında şikâyet ettiği iddialarını içeren mektup Star ve Yeni Şafak Gazeteleri’nde yer aldı.
`Barış Adaları Enstitüsü` tarafından ABD`deki yabancı ülke temsilciliklerine ve düşünce kuruluşlarına gönderilen 4 sayfalık ingilizce mektupta Türkiye`de demokrasinin tehlikede olduğu iddia ediliyor. Barış Adaları Enstitüsü Küresel İlişkiler Direktörü Mehmet Kılıç`ın imzasını taşıyan belgede, Fethullah Gülen`den, `onursal başkanımız` diye söz ediliyor.
"90 yıllık demokrasi krizde"
"17 aralık`ta ne oldu" ve "Hükümet buna nasıl reaksiyon gösterdi" başlıklarını taşıyan mektuba göre, “90 yaşındaki Türkiye demokrasisi büyük bir krizle yüzleşiyor”. Başbakan’ın Fethullah Gülen’i ‘dikkatleri başka yöne çekmek için’ karalamaya çalıştığı öne sürülüyor.
“Türkiye’deki muazzam büyüklükteki bir yolsuzluk soruşturması dünya çapında manşetlere çıktı” ifadesinin ardından New York
Times, Wall Street Journal gibi ABD gazetelerinde yer alan haberler referans gösteriliyor.
17 Aralık operasyonu
Mektubun 3 sayfalık eklerinde 17 Aralık operasyonu sonrasında sosyal medya hesapları üzerinden paylaşılan ses kayıtlarından da alıntılar var. Hükümetin tepkilerine de yer veriliyor.
Basına da yansıyan görüşlerin ilgili bölümleri aktarılarak hükümetin ülkede büyük bir baskı havası oluşturduğu iddia ediliyor.
Mektupta, bu süreçte Türkiye’de medyaya erişimin ciddi biçimde engellendiği, emniyet, yargı ve STK’lara üst düzeyde baskı uygulandığı savunulurken hedefe Fethullah Gülen grubunun konulduğu öne sürülüyor. Hükümetin bu eylemlerinin STK ve Gülen gurubunun haklarına bir ‘tecavüz’ olduğu ileri sürülen mektupta ilgili bölümün başlığında “Sayın Gülen ile Sayın Erdoğan arasında siyasi bir güç mücadelesine mi tanık oluyoruz?” deniliyor.
Gülen sessizliğini koruyor
Mektupta, Gülen örgütünün siyaset üstü bir yapı olduğu savunularak “Biz demokrasiyi ve sosyal adaleti savunan bir sivil toplumuz” deniliyor. Mektupta ayrıca Fethullah Gülen’in bütün bu olup bitenler karşısında sessizliğini koruduğu belirtiliyor.
Mektuptaki bazı bölümler şöyle:
- 17 Aralık`ta İstanbul Başsavcısının talimatı ile Türk polisi; İçişleri, Ekonomi ve Şehircilik bakanlarının oğulları, İranlı-Azeri iş adamı Rıza Sarraf ve Halkbank genel müdürü Süleyman Aslan`ı tutukladı.
- Polis baskınları sırasında Süleyman Aslan`ın evinde ayakkabı kutusu içinde 4,5 milyon dolar ve kitaplıkta 10 milyon TL (yaklaşık 5 milyon dolar) bulundu. Benzer şekilde İçişleri bakanının oğlunun evinde önemli miktarda nakit para ve yedi adet elektronik çelik kasa bulundu.
-Ayrıca polis soruşturma sırasında İçişleri, Ekonomi ve AB bakanlarının Azeri işadamı Rıza Sarraf`tan milyonlarca dolar rüşvet aldığına dair fotoğraf, video görüntüsü, telefon görüşmeleri ve ödeme makbuzları buldu.
-İktidar soruşturma içinde yer alan yüzlerce emniyet müdürü ve polis memurunu görevden aldı ve soruşturma dosyaları, herhangi bir doğrulanmış gerekçe gösterilmeden, soruşturmayı yürüten savcılardan alındı. Her ne kadar Üst Mahkeme reddettiyse de, hükümet polis memurlarının herhangi bir soruşturma halinde, siyasi liderlerin kendisi dahil olsa bile, siyasi yönetimi haberdar etmelerini zorunlu kıldı. Medyanın polise erişimi ciddi oranda kısıtlandı. İktidarın tüm bu hareketleri kamuoyunda tepki aldı.
- Sizlerin de muhtemelen fark ettiği gibi Türkiye`deki geniş çaplı yolsuzluk soruşturması dünya genelinde New York Times, Wall Street, Washington Post ve başka birçok ABD yayını tarafından birinci sayfa haberi oldu. Şu ana kadar skandallar üç bakanın ve
AK Partili beş milletvekilinin istifası, iktidarın soruşturmalara müdahalesi ve yargıyı, savcıyı, polisi ve basını bastırması ile sonuçlandı.
- Türkiye her zaman Ortadoğu için bir anayasal demokrasi modeli olarak görüldü. Ancak bu 90 yıllık demokrasi şu an büyük bir kriz ile yüz yüze. Üç bakanın oğlunun ve bizzat Başbakanın kendisinin karışmış olduğu bu dört ayrı yolsuzluk soruşturması hükümet kanadından toplu tepki ile karşılandı; insan hakları, basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü açıkça Türk demokrasisinin altı kazılarak açıkça hukuk devleti çöküşe yaklaştırdı.
- Dikkatleri skandallardan uzaklaştırmak için AK Parti üyeleri ve yönetimi Barış Adaları Enstitüsü Onursal Başkanı Fethullah
Gülen`i itibarsızlaştırmaya çalıştı. Bu nedenle sizin de kaygılarınızı giderebilmek ve aklınıza gelmiş olabilecek sorulara cevap sağlayabilmek amacıyla size tüm bu gelişmelere yönelik kısa bir özet gönderiyoruz.
-Vaktinizin değerli ve sınırlı olmasına binaen Türkiye`de bu son gelişmeleri özetleyen, kaygılarınızı karşılayacak belki de bazı sorularınıza cevap oluşturacak bu bilgi notunun ofisiniz için oldukça faydalı olacağına eminiz.
- Teveccühünüz için teşekkür eder uygun olduğunuz bir zaman için cevabınızı bekleriz.
Kaynak: Star Gazetesi ve Yeni Şafak Gazetesi