İSTANBUL: Bu ortalamanın senede %3’lük bir oranla artmasının en büyük nedeni ise sağlıksız yaşam alışkanlıklarıdır. Hayat düzeninizde yapacağız küçük değişikliklerle kalp sağlığınızı koruyarak daha mutlu bir yaşam sürebilirsiniz. Memorial Ataşehir Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Azmi Özler 7-13 Nisan Kalp Haftasında kalp hastalıklarından korunmaya yönelik önerilerde bulundu.
Kalp cinsiyet dinlemiyor
Kalp hastalıkları açısından erkeklerin kadınlara göre daha çok risk altında olduğunu söyleyebiliriz; ancak sigara içen kadınlarda bu risk oranı eşittir. Menopoz dönemi sonrası erkek ve kadınlar arası bu risk oranı eşitlenmektedir. Kadınlık hormonu, kalp damar hastalıklarına karşı kadınları koruyan bir kalkandır. Sigara içen kadınlarda ise maalesef bu koruma olmamaktadır. Ülkemizde her 100 bin kişi içinde erkeklerde 760, kadınlarda 380 kişi kalp krizi nedeniyle yaşamını yitirmektedir.
Hastalığa göre kalp alarm veriyor
Kalp hastalıkları, hastalığın türüne bağlı olarak belirtiler göstermektedir. Örneğin; kalp kapak hastalıklarında çarpıntı, nefes darlığı yakınmaları ön planda olmaktadır. Kalp damar hastalığı olan kişilerde ise hareketle gelişen göğüs, kol ve sırt ağrıları ilk ve önemli bulgulardır. Bu hastalıkların oluşmasında genetik geçiş, yaş ve cinsiyet faktörlerinin yanı sıra; şeker hastalığı, tansiyon yüksekliği, kötü beslenme, sigara içmek, hareketsiz yaşam, stres kalp hastalığının en önemli nedenleri arasındadır.
Gençler de risk altında
Genç yaşta sıklıkla doğumsal kalp hastalıkları ve ritim bozuklukları veya çocukluk çağlarında geçirilen enfeksiyonlara bağlı gelişen kalp rahatsızlıkları gözlemlenmektedir. Ancak son yıllarda kötü beslenme alışkanlıkları, sigara tüketiminin artması, hareketsiz yaşam koroner kalp hastalıklarını genç yaşlarda görünür hale getirmiştir. Bunun için özellikle spor yapacak kişilerin spora başlamadan önce mutlaka kalp kontrolünden geçmeleri gerekmektedir. Genetik yükü fazla olan gençlerin kontrolün yanı sıra ileriye yönelik önlem alması açısından da kalp muayenelerini olmasında fayda vardır.
Hangi yaşta hangi kalp hastalığı daha sık görülüyor?
Kalp hastalıkları her yaşta görülebilmektedir. Ancak çoğunlukla çocukluk çağında; doğumsal kalp hastalıkları, ergenlik çağında geçirilmiş enfeksiyonlara bağlı kalp rahatsızlıkları görülebilmektedir. Erişkin çağlarda; enfeksiyonlara bağlı kalp rahatsızlıkları ve diyabet, hipertansiyon, sigara içimi, hareketsiz yaşam ve strese bağlı olarak gelişen kalp damar hastalıkları olmaktadır. Yaşlılık periyodunda ise; kalp damar hastalıklarının yanı sıra kalp kapak bozuklukları gözlenmektedir.
Kalp sağlığınızı bitkisel ilaçlar ile bozmayın
Bitkisel kaynaklı olduğu söylenerek televizyon ya da ve internette kalp hastalıklarını tedavi etmek amacı ile satılan ilaçlara itimat edilmemelidir. Bunların ticari kaynaklı para tuzağı olabileceğini, sağlığınız zarar verebileceğini unutmayın ve mutlaka doktorunuza danışın.
Bel çevreniz riskinizi belirler
Bel çevresi son zamanlarda yapılan araştırmalarda oldukça önem kazanmıştır. Bel çevresi ölçüsünün artışı ile kalp damar hastalığı arasında doğru orantılı bir artış vardır. Bel çevresi erkeklerde 94, kadınlarda 88 cm’den fazla olmamalıdır.
3 beyaz masum değil
Bembeyaz olsalar da hiç de masum olmayan 3 beyaz; yani şeker, tuz ve un (karbonhidrat) kalbi tehdit eden ve uzak durulması gereken gıdalardır. Fast food adı verilen hazır yiyecekler de kullanılan yağlar ve pişirme teknikleri açısından kalp sağlığına zararlıdır. Beslenme bir alışkanlıktır. Bu nedenle çocukluk çağlarında sağlıklı beslenme eğitimi verilmeye ve bu alışkanlık kazandırılmalıdır.
Kalbiniz için yapmanız gerekenler
Kalp sağlığı ve genel sağlığınız açısından her gün mutlaka “Bugün kendim için ne yaptım?” sorusuna cevap vermelisiniz. Eğer her gün yarım saat yürüyüş yapmıyorsanız; beden ve ruh sağlığınız açısından sporu yaşam tarzı olarak benimsemediyseniz; akşam yemeklerinizi belirli bir saatte (özellikle en geç 19.00 gibi) ve çok ağır olmayan yiyeceklerle yapma felsefesini benimsemediyseniz kalp sağlığınız tehlike altındadır. “Kahvaltını kimseyle paylaşma, öğle yemeğini dostunla üleş, akşam yemeği ise düşmanına ikram et” atasözündeki gibi kahvaltı etmenin sağlıklı yaşam sürdürmekteki önemini, akşam yemeğinin ise en hafif şekilde yapılması gerektiğini unutmayın.