Üniversitenin ilk yılıydı. İlkler hep farklı olur. Bu ilkedendi belki Süleyman’ın içi kıpır kıpırdı. Sevinci ve heyecanı gözlerinden okunuyordu. Hava soğuktu sağ kolunun altında dergi vardı. Bu yeni çıkan “Söz ve Kalem” dergisiydi. Aslında sevinç ve heyecanının bir nedeni de buydu ve bu derginin gençlere hitap etmesiydi. Süleyman gençliğin İslam’daki rolünü iyi biliyordu. Siyeri gözü önüne getirdi. Davanın zorlu ve çetin anında gençlerin katkısını hatırladı. Hem zaten İslam davasını ayakta başka ne tutardı ki diye mırıldandı, kendi kendine konuşmaya başladı: Vallahi bu dava ciltler dolusu kütüphanelerle değil gençlerin kendini feda edişiyle sürdürülür, ayakta durur. Hem gençliğin enerjisi ve kabiliyeti dışında bu davaya dayanabilecek kabiliyet ve enerjiye sahip başka bir şey var mıdır? Süleyman bu düşüncelere öyle dalmıştı ki binanın önüne vardığını ancak arkadaşlarının selamıyla fark etti.
Süleyman fazladan birkaç dergi daha da getirmişti gözüne kestirdiği bunlardan faydalanabilecek arkadaşlarına dağıttı. Birde bir tanesini okulda İslami kimliğiyle tanınan ve sevilen hocasına hediye edecekti. Dergiyi hediye edeceği, tecrübesi ve bilgisi çok olan hocasına verdiğinde de hocasının çok sevineceğini düşünmüştü. Bu düşünceyle hocasına dergiyi uzattı. Hocası dergiyi karıştırınca Süleyman’a dönüp ben bunu alamam dedi. Süleyman şaştı, bocaladı. Ne diyeceğini ne yapacağını bilemedi. Gayri ihtiyari niye ki hocam diyebildi. Hocası: Bir dipnotta İbni Teymiye’yi gördüğünü ve ondan faydalanan bir dergiyi alamayacağını söyledi. Süleyman’ın şaşkınlığı daha da arttı. Hocasına: peki hocam siz Edison Müslüman olmadığı için evinizdeki lambaları kapatıp ışıktan faydalanmıyor musunuz veya tükettiğimiz bir çok eşya ve giydiğimiz birçok elbise ağızlarında masumların kanı akan emperyalist ülkelerden geliyor diye faydalanmıyor musunuz. Yoksa bu prensibi sadece Müslümanlar oldu mu uyguluyorsunuz. Ben o zatı çok iyi tanımam ama iyi halleri varsa ki muhakkak çok var ben ondan yararlanırım. Hem Müslüman dediğiniz bal arısı gibi güzel kaynaklardan beslenip güzel davranışlar ortaya koymamalı mı? Affedersiniz ama birini Şii diye, birini Selefi diye, birini Sünni veya şucu bucu diye etiketleyip de gözlerimi ona kapatsam akıl karı mıdır bu? Vallahi hocam ben Müslüman kardeşimin hatalarını kafirlerin iyiliğine tercih ederim. Hem bunda bana dünyada ittifak gibi bir fayda ahirette de kusurunu ve hatasını örttüğüm için ecir vardır. Peki şu hiç sesinizi çıkartmadığınız kafirlerin günlük milyon dolarlık faydası dokunsa ne olur sonucu bir hiç değil midir? Ve siz benden tecrübeli ve bilgili iken bugün İslam ümmetinin bu halde olmasının en büyük sebeplerinden birisinin bu olduğunu göremiyor musunuz? Bunun için değil midir ki Müslüman, Müslüman’ın hatasını kâfirin küfründen büyük görüp Müslüman ile savaşıyor. Vallahi ben her Müslüman’ı hatasıyla ve kusuruyla kabul ediyorum çünkü ben nasıl bir peygambere iman ettiğimi biliyorum.
Zamane bülbüller dikeni kusur yaptılar gül’e
Acep düşmez mi kusuru kendinde aramak bülbül’e
Haftanın Yazısı: Abdulhakim Tekin Kilis - Yaş : 24