Seçimler iyice yaklaşmıştı. Ahmet bu yüzden çok heyecanlıydı. Çünkü bu yıl ilk defa oy kullanacaktı. Aylar öncesinden hangi partiye oy vereceğini düşünmeye başlamıştı. Ama seçimlere bir gün kalmasına rağmen hala kararsızdı. Bu yüzden canı sıkılmıştı. Biraz rahatlamak düşüncesiyle kendini dışarıya attı.
Soluğu çok sevdiği Hüseyin Amca’nın dükkânında almıştı. Hüseyin Amca çevrece sevilen sayılan bir esnaftı. Sıkıntısı olan herkes onun yanına koşardı. Bu nedenle Ahmet’in de aklına ilk gelen yer orası olmuştu.
Biraz konuştuktan sonra, Hüseyin Amca Ahmet’in tavırlarından bir sıkıntısı olduğunu anlamıştı. Ona, ‘Hayırdır evladım canını sıkan bir şey mi var?’diye sordu. Ahmet de ‘Evet, aslında var Hüseyin Amca. Yarın seçim günü olmasına rağmen oyumu hangi partiye vereceğim konusunda kararsızım. Bu da beni fazlasıyla sıkıyor. Ben, insana ırkından, ideolojisinden dolayı değil, insana insan olduğu için değer verip hizmet edecek, birini savunurken ötekine zulmetmeyecek, adil, dürüst bir partiye oyumu vermek istiyorum. Bu yüzden uzun süredir bir arayış içindeyim. Ama maalesef şimdiye kadar aradığım bu kriterlere uygun bir parti bulamadım.’ dedi.
Hüseyin Amca da gülümseyerek; ‘Evladım, galiba sen herkese Kur’anî bir bakış açısıyla bakacak, adaletini Hz Ömer’den, ilmini Hz. Ali’den, dürüstlüğünü Hz Osman’dan ve sadakatini de Hz Ebubekir’den almış idareciler arıyorsun. Ve anlaşılan o ki; oyunu da, kendine İslam’ı referans edinmiş bir partiye vermek istiyorsun.’ deyince, Ahmet sevinç içinde, ‘Hüseyin Amca, sanki içimi okudun. Evet, oyumu böyle bir partiye vermek istiyorum’ dedi.
Ahmet’in bu sözlerinden sonra Hüseyin Amca’nın adeta gözlerinin içi gülüyordu. Yerinden kalktı, Ahmet’i kucakladı ve ‘Hüda Par’a hoş geldin.’ dedi.
Arzu Aşkın / Şanlıurfa - Yaş: 25