AĞRI – Mısır Cunta yönetiminin 529 kişiye verdiği idam kararına tepkiler devam ediyor. Ağrı STK temsilcileri yaşanan bu dehşetengiz olaya sessiz kalmayarak, ‘Oynanan bu tiyatro sahnesine son verilmeli’ sözleri ile tepki gösterdiler.
`Hiçbir kıymeti olmayan bu karar lağvedilmeli`
`Verilen bu despot kararı tanımıyoruz` diyen Mazlum Der Ağrı Şubesi Başkanı Levent Çeğil, bu katliamların kabul edilmesinin mümkün olmadığını kaydetti.
Levent Çeğil açıklamasının devamında, ``529 idam kararının Müslümanlara yapılan zulümlerin silsilesidir. Müslümanlar hakkında yapılan zulümler bununla ne ilki yaşamıştır ve bu gidişatla birlikte nede son olacaktır. Ki tahliye edilen firavunlardan Hüsnü Mübarek`inde yapmış olduğu katliam ve zulümleri de unutmak mümkün değildir. Bir STK olarak bu kararı kabul etmiyor ve tasvip etmiyoruz. Bizim için bir kıymeti olmayan bu kararın hemen lağvedilmesi gerekir. ``dedi.
`Artık gelecek İslam`ın ve Müslümanlarındır`
Darbecilerin insanlık kıyımını gerçekleştirdiğini ve 529 idam kararı ile birlikte kıyımı tescillendiğine vurgu yapan Mustazaflar Cemiyeti Ağrı Şubesi Başkanı M. Ali Ortaç ise, bu durumun tiyatro sahnesinden ibaret olduğunu söyledi.
Ortaç daha sonra, ``Bir yıldır halkın özgür iradesi ile Mısır’da yönetime layık gördüğü İhvan Hükümetine karşı askeri darbe yapıldı. Ve bu darbeciler tüm dünyanın gözlerinin içine baka baka bir insan kıyımı gerçekleştirip tüm insanlığa hakaret ediyorlar. Geçenlerde İhvan ve Hükümet yetkililerinden 529 kişiye sözüm ona bir mahkeme oturumunda 20 dakika içerisinde idam kararı verildi. Bu tamamıyla vicdanları yaralayan bir tablodur. Mahkeme demek istemiyorum bu bir tiyatro sahnesidir. Bu kararı verenler Hüsnü Mübarek’in atadığı hakimler veriyor. Ve böyle bir yargılamadan adalet beklemekte akla ziyan bir durumdur. Biz onlardan adalet beklemiyoruz. Allah’ın yüce adaletinin tecelli edeceğine inanıyoruz. Biz biliyoruz ki Aziz ve Yüce Rabbimiz zalimlerin bu yaptıklarından habersiz değildir. Muhakkak bir şekilde bu zulüm sona erecek, halkın yöneticiliğini hak edenler yine başa gelecekler ve halkın yöneticiliğini yapacaklar. Ama ne şekilde olacağını biz bilemiyoruz. Tüm dünya Müslümanları gibi Mısır’lı Müslümanlar için de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak ve geri dönüş gerçekleşmeyecektir. Gelecek İslam’ın ve Müslümanlarıdır inşallah. `` şeklinde konuştu.
`Batının çifte standartlarına karşı Müslümanların ciddi bir muhasebe yapmaları lazım`
‘Kendilerini demokrasinin havarileri olarak gösteren batının, darbeye darbe diyemeyişi bu idam kararlarının çok da sürpriz olmadığının göstergesidir’ diyen İnsani Yardım Derneği (İYAD) Başkanı Kerem Anığı ise, bu kararın düzmece bir mahkeme ile hukuk tarihinde görülmemiş bir yargılama sonucu verildiğini kaydetti.
Keren Anığı konuşmasını şöyle sürdürdü:” Bu verilen karar düzmece bir mahkemenin sergilemiş olduğu bir tiyatro gösterisinden başka bir şey değildir. Son zamanların en büyük haksız ve hukuksuzlukları ile karşı karşıyayız. Batı, söz konusu Ukrayna olduğunda tutumları farklı iken söz konusu Mısır ve Suriye olunca tutumları farklı oluyor. Uluslar arası Af Örgütü, Birleşmiş Milletler gibi aslında sadece isimden ibaret olduğunu görüyoruz. Haksızlık ve hukuksuzluklara karşı duruşları sadece kendilerinden olanlara yönelik olduğunu görüyoruz. Müslüman alemi bunları görerek ciddi bir muhasebe yapması gerekmektedir. Bu mahkemeyi tanımıyor ve aldığı kakarında bizlerin nezdinde hiçbir kıymetinin olmadığını söylüyoruz. Yetkililerin gerekli girişimleri yapmaları gerekiyor. Bizler direnişin sahibi bu kardeşlerimizin yanında ve zulmün karşısındayız.“
‘Dakikada 26 idam kakarının verilmesi siyasi olduğunun göstergesidir’
Evrensel Hafızlar Derneği (EHAD) Ağrı Şubesi Başkanı Mehmet Çeri, Müslümanlara uygulanan baskıların ciddi boyutlara ulaştığını ve kaygı verici olduğuna vurgu yaptı.
Mehmet Çeri, “ Geçtiğimiz aylarda kardeş ülke Bangladeş’te yaşanan siyasi idamlardan sonra yine kardeş ülke Mısır’da İhvan-ı Müslim’in 529 üyesi hakkında verilen idam cezası kararı kaygı vericidir. Hatırlanacağı üzere Mısır’da halkın oyları ile seçilmiş bir hükümet, 3 Temmuz’da darbe ile görevden uzaklaştırılmış, akabinde darbeye tepki gösteren sivil halka karşı dünyanın gözleri önünde katliam yapılmış ve hukuksuz bir şekilde binlerce insan tutuklanmıştı. Bu şartlar altında görev yapan yargının bağımsız, güvenilir ve adil olmadığı da aşikardır. Kaldı ki toplam 20 dakika süren, gazetecilerin ve savunma avukatlarının bulunmadığı bir duruşmada, dakikada 26 idam kararının verilmesi de kararların siyasi olduğunun bir göstergesidir.“ ifadelerini kullandı.
‘Çıkar ve hesaplarının bozulmasını istemediler’
Türkiye Diyanet ve Vakıf Hizmetleri Kolu Diyanet ve Vakıf Çalışanları (DİVA-SEN) Ağrı Şubesi Başkanı Mustafa Sayın ise 529 kişiye idam kararını şöyle değerlendirdi:” Servetlerin artışını ve iktidarların geleceklerini kendilerinden olmayan insanları sömürmekte gören emperyalist güçler yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya, ülkeleri ve halkları birbirine düşürmeye devam ediyorlar. Biz biliyoruz ki bölgemizde ve ülkemizde yaşanan her türlü kaosun ve zulmün arkasında bu güçlerin kendilerini daha da ayrıcalıklı kılmaya yönelik çıkar hesapları var. Bu çıkar ve hesapları bozmak üzere iktidara gelen Muhammed Mursi ve arkadaşlarına yönelik darbenin yapılması yetmiyormuş gibi şimdi 529 insan hakkında skandal idam kakarı alınıyor. Bu kakarı tanımadığımız gibi bu zulmü gerçekleştirenleri de Allah-u Teala’ya havale ediyoruz. “
(Ömer Adıgüzel - İLKHA)