Sultan Demir / Nisanur Dergisi
Bismillah… Evlilik insanda fıtri bir duygudur. Ve toplumsal bir maslahattır. Uygun –yerinde ve zamanında yapılan- evlilikler topluma düzen ve huzur getirir. Uygunsuz evliliklerde ise tam tersi yaşanır.
Üzerinde durmak istediğimiz konu, bu tür evliliklerde; evlilik müessesinde olması gereken şartların oluşmaması (eşler arasında denklik, biyolojik yaşının yeterli olmaması ve en önemlisi para karşılığında özür dileyerek yazıyorum çocuk yaştaki kızların satılması) sonucunda oraya çıkan sorunlar.
Allah-u Teâlâ, yarattığı her bireye nefsin hoşuna gidecek bazı duygular vermiştir; sevme, sevilme, değer verilme ve rahat bir yaşama özlem gibi… Bundan dolayı her birey fıtratı gereği bu duyguların özlemini çeker; kendi iç âleminde kendi geleceğine dair hayaller kurar. Özellikle kız çocukları, fıtratları gereği daha duygusal ve hayalperest olurlar.
Konuyu İslami açıdan ele alırsak; herkesin kendi hayallerini İslami ölçülerde yaşamasına izin verilmelidir. Maalesef ülkemizin bazı bölgelerindeki insanlar gerek İslami gerekse de insani görev ve sorumluluklardan o kadar bihaber kalmışlar ki bırakın kız çocuklarının hayallerini yaşamasına izin vermeyi, onların çocukluğunu bile ellerinden alıyorlar. Çocukluğunu yaşayamayan, kendi cinsiyetinin bile henüz farkına varmayan, daha evcilik oynayan kızlar, kendilerini gerçek evliliğin içinde buluyorlar.
Bu evliliklerde kızlar, çoğu zaman para karşılığında veya berdel olarak -kendilerinden yaşça çok büyük, babası-dedesi yaşındaki dul adamlara- genelde de ikinci eş yani kuma olarak veriliyorlar. Böylece kızlarımızın geleceğe dair kurduğu hayaller maalesef başlamadan sona eriyor.
Tam da bu noktada gerekli durumlarda şer’en ikinci, üçüncü ve dördüncü evliliğe izin verilmiş olmasının; çocuk yaştaki kızların, kendilerinden yaşça büyük kişilere ikinci eş olarak verilmesi anlamına gelmediği gerçeğinin altını çizmek istiyorum.
Özellikle ülkemizin bazı bölgelerinde ergenliğe ulaşmamış ya da fiziken ve ruhen evliliğe henüz hazır olmayan kız çocukları, babanın uygun gördüğü kişilerle denklik şartına (yaş, yaşam koşulları, aile yapısı vs) bakılmadan para karşılığında bir mal gibi satılmaktadır.
Aslında burada babanın, kızın yaşına bakmadan zorla -para karşılığı veya deyiş tokuş (berdel) ile- evlendirmesi söz konusudur. Cehaletin hat safhada olduğu bu toplumlarda, maalesef anne ailede söz sahibi değildir. Genelde de annenin itirazı, annenin de şiddet görmesine sebep olmaktadır. Ailede tek söz sahibi olan baba; kızını istediğine vermekte, kızının saadeti yerine eline geçecek parayı veya yerine alacağı kızı düşünmekte, sonradan kızın yaşayacağı sorunlar onu alakadar etmemektedir.
Daha çocuk yaştaki küçük kızların zorla evlendirmesi hem kendilerinde hem de toplumda büyük sorunlara yol açmaktadır. Fiziksel, zihinsel ve...
Üzerinde durmak istediğimiz konu, bu tür evliliklerde; evlilik müessesinde olması gereken şartların oluşmaması (eşler arasında denklik, biyolojik yaşının yeterli olmaması ve en önemlisi para karşılığında özür dileyerek yazıyorum çocuk yaştaki kızların satılması) sonucunda oraya çıkan sorunlar.
Allah-u Teâlâ, yarattığı her bireye nefsin hoşuna gidecek bazı duygular vermiştir; sevme, sevilme, değer verilme ve rahat bir yaşama özlem gibi… Bundan dolayı her birey fıtratı gereği bu duyguların özlemini çeker; kendi iç âleminde kendi geleceğine dair hayaller kurar. Özellikle kız çocukları, fıtratları gereği daha duygusal ve hayalperest olurlar.
Konuyu İslami açıdan ele alırsak; herkesin kendi hayallerini İslami ölçülerde yaşamasına izin verilmelidir. Maalesef ülkemizin bazı bölgelerindeki insanlar gerek İslami gerekse de insani görev ve sorumluluklardan o kadar bihaber kalmışlar ki bırakın kız çocuklarının hayallerini yaşamasına izin vermeyi, onların çocukluğunu bile ellerinden alıyorlar. Çocukluğunu yaşayamayan, kendi cinsiyetinin bile henüz farkına varmayan, daha evcilik oynayan kızlar, kendilerini gerçek evliliğin içinde buluyorlar.
Bu evliliklerde kızlar, çoğu zaman para karşılığında veya berdel olarak -kendilerinden yaşça çok büyük, babası-dedesi yaşındaki dul adamlara- genelde de ikinci eş yani kuma olarak veriliyorlar. Böylece kızlarımızın geleceğe dair kurduğu hayaller maalesef başlamadan sona eriyor.
Tam da bu noktada gerekli durumlarda şer’en ikinci, üçüncü ve dördüncü evliliğe izin verilmiş olmasının; çocuk yaştaki kızların, kendilerinden yaşça büyük kişilere ikinci eş olarak verilmesi anlamına gelmediği gerçeğinin altını çizmek istiyorum.
Özellikle ülkemizin bazı bölgelerinde ergenliğe ulaşmamış ya da fiziken ve ruhen evliliğe henüz hazır olmayan kız çocukları, babanın uygun gördüğü kişilerle denklik şartına (yaş, yaşam koşulları, aile yapısı vs) bakılmadan para karşılığında bir mal gibi satılmaktadır.
Aslında burada babanın, kızın yaşına bakmadan zorla -para karşılığı veya deyiş tokuş (berdel) ile- evlendirmesi söz konusudur. Cehaletin hat safhada olduğu bu toplumlarda, maalesef anne ailede söz sahibi değildir. Genelde de annenin itirazı, annenin de şiddet görmesine sebep olmaktadır. Ailede tek söz sahibi olan baba; kızını istediğine vermekte, kızının saadeti yerine eline geçecek parayı veya yerine alacağı kızı düşünmekte, sonradan kızın yaşayacağı sorunlar onu alakadar etmemektedir.
Daha çocuk yaştaki küçük kızların zorla evlendirmesi hem kendilerinde hem de toplumda büyük sorunlara yol açmaktadır. Fiziksel, zihinsel ve...